Sağlık çalışanları Tıp Bayramını buruk kutluyor

Genel Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Derya Uğur, 14 Mart Tıp Bayramına sağlık çalışanları açısından buruk geçtiğini belirtti. Çalışma koşullarından mesleki itibarlarına kadar birçok alanda sorunların her geçen yıl katlanarak artığına dikkat çekti.
Uzun yıllardır biz Tıp Bayramını kutlayamaz haldeyiz. Çünkü çalışma koşullarımız zor ve ağır olması bizi her 14 Mart’ta buruk bir bayram olarak kalmasına neden oldu. İktidarın her geçen yıl biz sağlık çalışanlarının koşullarını daha da ağırlaştırdığı ve artırdığı bir gerçek. Her geçen gün bizler için oluşan kötü koşulların yanı sıra bir de şiddete maruz kaldık. Sağlık personelleri ve mesleğimizi itibarsızlaştırdı. İşini layığı ile yapmaya çalışmak isteyenlerin mesleğinin gerekliliklerini yerine getiremez hale gelmesine neden oldu. Mesela hastaları 5 dakikada muayene etmemiz istendi bunun olmayacağını söyledik. Vatandaşın tanılarını koyabilmek için tetkik malzemelerinde yokluk yaşadık. İnsanların ameliyatlarını yapamaz hale geldik. Bunların hepsinin koşulları olumlu gelişse bile geldiğimiz noktada yurttaş ilaç bulamaz hale geldi. İlaçlarını bulamayan vatandaş da bütün sorumluluğu doktorlara yıktı. Öyle ki doktorlara ‘Olmayan ilacı yazmışsın’ diyerek sözlü veya fiziki şiddet uygulamaya yeltenen hastalar var. Bütün bu yaşananların sorumlusu sağlık sektöründe hizmet veren biz emekçiler değiliz. Sağlık alanını tamamen piyasacı bir anlayışa dönüştüren ‘sağlıkta dönüşüm programını’ uygulayan iktidarın politikaları biz sağlık çalışanları ile vatandaşı karşı karşıya getirdi. Sağlık hizmetleri ticari bir hizmet değildir. Tüm yurttaşlarımızın sağlık hizmetlerini parasız, eşit ve ulaşılabilir alma hakkı var” ifadesini kullandı.
İktidardan beklenti ve taleplerini sıralayan Uğur, “Sağlık emekçileri geçinemiyor. Sağlık çalışanına yönelik şiddetin olmadığı bir gün yok artık. Zaten bunu her yıl yaptığımız sağlık çalışanlarının durumu raporumuzda da görüyoruz. Her geçen sene sağlık personeli daha da borçlu hale geliyor. Sağlık emekçileri bu senede yine çok yoksullar. Sağlık emekçileri bu yıl da yine itibarsızlar. İtibarsızlaştırılmaya da devam ediliyor. Liyakatsiz atamalar yüzünden yine sağlık çalışanları mobbing görüyor. İş bilmeyen hak etmedikleri koltuklarda oturan idareciler yüzünden mobbing görüyorlar ve psikolojileri bozuluyor. İş yükleri her sene olduğu gibi artarak devam ediyor. Bu yılda Tıp Bayramı’nda bizim beklentimiz insan onuruna yaraşır bir şekilde çalışma koşullarının oluşturulması ve özlük haklarımızın verilmesini istiyoruz. Sağlıkta şiddetin önlenmesi için atılması gereken adımların derhal atılmasını bekliyoruz. Kaybettiğimiz itibarımızın tekrar tesis edilmesini bekliyoruz. Maaşlarımızın emekliliğimize yansımasını bekliyoruz” diye konuştu.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, anestezi ve ameliyathane teknikerleri ile ATT, paramedik çalışanlarının diğer sağlık alanlarında da çalışabilmelerinin önünün açılacağını duyurmasına da değinen Uğur, “İş yükü fazlalığının en büyük sebebi personel istihdamının yetersiz olması. Personel eksikliğinden dolayı da çalışma koşullarımız çok ağırlaşıyor. Biz diyoruz ki, dışarda birçok meslektaşımız başka işler yapmak zorunda kalmasın kamuda eksik olan kadrolara atamalar bir an evvel yapılsın. Yapılan atamalar sözleşmeli değil kadrolu olsun. Biz bu talebimizi yıllardır yeniliyoruz. Personel eksikliğini daha çok çalıştıramazsınız. Hafta sonu da Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yaptığı anestezi ve ameliyathane teknikerleri ile ATT, paramedik çalışanlarının diğer sağlık alanlarında da çalışabilmelerinin önünün açılacağı yönündeki açıklamasını da bu şekilde değerlendiriyoruz. Herkesin çalışacağı alanlar görev tanımları yönetmelikle belirlidir. O yüzden Resmi Gazete’de yayınlanacak bir uygulama da bizler için hükümsüzdür. Gerçeklikle uyuşmamakta. Bizlerde Resmi Gazete’de yayınlanmasını bekleyeceğiz ve ardınadn gerekli mücadelemizi hukuki anlamda vereceğiz” dedi.