Sevgili okurlarım, insanlar duygularını sadece konuşarak değil, resim yaparak ta anlatabiliyorlar. Kimi insanda bu arzu yoğundur. Devamlı bir şeyler çizmek veya boyamak isterler. Bunlarla huzur bulur ve rahat ederler. Resim yapmadıkları zaman kendilerini suçlu hissederler adeta.
Resim yapmak, doğuşla birlikte getirilen yeteneklerden biridir. Bu yetenek, insanda yaratıcı bir dil, değişik bir anlatım olarak belirginleşir.
Resim yapan insan kendi dışındaki her şeyi, araç değil amaç olarak kullanıp; kendi duygularıyla yorumlayarak resmeder.
Yetenekli ve başarılı bir ressamın yaptığı bir çiçek tablosunu düşünün, esinlendiği doğaya tam benzemediği halde daha da güzeldir.
Çünkü insanların çiçek sevgisi her zaman güzellik, sevgi ve dostluk ifade eder.
Bana göre çiçekler, sevgi ve barış elçileridir. İnsan hayatında; sevgi, mutluluk, aşk ve çiçek birbirlerini tamamlayan kelimelerdir.
Geçen sene, bir ressam arkadaşım bana yaptığı bir çiçek tablosunu göndermişti.
Kendi deyimiyle “Bitmeyen Tablo” su o kadar güzeldi ki, adeta sevgi yüklüydü. Baktıkça insanı dinlendiriyor, huzur veriyor ve mutlu ediyordu.
Tabloyu çok beğenmiş ve “Sevgi yüklü barış çiçekleri” adını vermiştim. Çünkü tablo, tamamen renklerle kucaklaşan sevgi ile doluydu. İnsan o tabloya baktıkça, yüreğindeki tertemiz sevgi hisleri çoğalıyordu…
Sevgi, şefkat ve merhametin sembolü olan çiçekler, gönülleri fethetmek için barış elçileridir. Karadeniz’den sevgi yüklü gelerek, gönlümü fetheden, ruhumu dinlendiren bu tabloyu odamın başköşesine astım.
***
Sanat güzelliğin ifadesidir ve insanın yaptığından yine insanın haz almasıdır. Resim için de durum aynıdır. Ressam eserini oluştururken gördüklerini aşar, onları kendi hayaliyle yorumlayarak yeniden yaratır. Bu yeni yaratışta doğa değil ressamın kendi yorumları önemlidir.
Gazetelerde, yazar Serap Düzgören Arı’nın, Antalya’daki bir resim sergisi haberi vardı. Sergiyi görmedim ama Serap Hanım telefonda o kadar güzel anlattı ki bana, görmüş gibi oldum.
Yazar arkadaşım Serap hanımın anlattıklarına göre; Sergi görülmeye değer bir güzellikte. Resim yapmaktan çok büyük haz duyan ve resme gönül veren ressam Diş Hekimi Onurdan Albayrak, Sülün Atsan, Emine Yolalan ve Melek Çalışkan’dan oluşan dörtlü bir gurup, ilk kişisel sergisini açmış. Suluboya ve Akrilik Resim tarzında hazırladıkları iki yıllık çalışmalarını Antalya halkının beğenisine sunmuşlar.
Yaptıkları resimlerine, çocukları kadar değer verip büyük bir emek sarf ederek meydana getirmiş oldukları muhakkak. Resimlerinde; hayata ait renkleri, hayal gücünde yaşayan renklerle bir araya getirip ortaya dökmüşler. Sözlerle anlatılamayan yaşanmışlıkları renklerle, çizgilerle desenlerle anlatmışlar.
Resim yapmak; çizen için vazgeçilmezdir. Beynin, kalbin, hatıralarınızın, bugününüzün, yaşayamadıklarınızın, hayallerinizin, sevginizin ve bütün gücünüzün ilk önce ellerinize, oradan da kağıda yansımasıdır. Bir nevi duygusal boşalmadır. Konuşmadan kendinizi anlatmak, kanıtlamaktır. Bakan için bir resim bir şey ifade etmese de resmi yapan için gizli kalmış duygularının hepsinin bir çizgide, bir vuruşta açığa çıkmasıdır.
Bence resim yapmak; kendini dinleyebilmenin en kolay yoludur. Ressam arkadaşlarım, Tablolarınızın fotoğraflarına hayranlıkla baktım. Ellerinize sağlık, sizleri yürekten kutluyorum.