Yaşlıların yüzde 64’ü mutluymuş!

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), geçtiğimiz yılı kapsayan Türkiye Yaşlı Profili Araştırması sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı. Araştırma kapsamında 50 ve daha yukarı yaştaki 29 bin 785 kişi ile ilgili bilgi derlendi. Buna göre, hipertansiyon, diyabet, kalp hastalığı, kanser, böbrek yetmezliği, inme-felç, hepatit, astım vb. kronik hastalığı olan 65 ve daha yukarı yaştaki kişilerin oranı yüzde 78,7 olarak tespit edildi.
Araştırmanın sonuçlarına öncelikle bir bakalım bizim de söylenecek birkaç lafımız olacak.
– Kronik hastalığı olan 65 ve daha yukarı yaştaki kişiler içinde kronik hastalığının günlük faaliyetlerini; ciddi ölçüde kısıtladığını belirtenlerin oranı yüzde 32,3, ciddi ölçüde kısıtlamadığını belirtenlerin oranı yüzde 55,2 ve kısıtlamadığını belirtenlerin oranı yüzde 12,5 seviyesinde kaldı.
– Kronik hastalığı olan kişilerin oranının en fazla olduğu bölgenin yüzde 83 ile Doğu Karadeniz Bölgesi olduğu tespit edilirken, bu bölgede kronik hastalığının günlük faaliyetlerini ciddi ölçüde kısıtladığını belirtenlerin oranı ise yüzde 46,6 olarak belirlendi. Kronik hastalığı olan kişilerin oranının en az olduğu bölgenin yüzde 74,9 ile Doğu Marmara Bölgesi olduğu belirlenirken, bölgede kronik hastalığının günlük faaliyetlerini ciddi ölçüde kısıtladığını belirtenlerin oranı ise yüzde 30,2 düzeyinde kaldı.
– Hayatını idame ederken, çok zorlanan ya da hiç yapamayan 65 ve daha yukarı yaştaki kişiler incelendiğinde, görmede zorluk çeken kişilerin oranının yüzde 10,1, duymada zorluk çekenlerin oranının yüzde 10,6, konuşmada zorluk çekenlerin oranının ise yüzde 2,2 olduğu tespit edildi.
– Yürüme, merdiven çıkma veya inmede zorluk çekenlerin oranı yüzde 27,1, bir şeyler taşıma veya tutmada zorluk çekenlerin oranı yüzde 29,7, yaşıtlarına göre öğrenme, basit dört işlem yapma, hatırlama veya dikkatini toplamada zorluk çekenlerin oranı ise yüzde 13,8 oldu.
– Her gün tütün mamulü kullanan 50 ve daha yukarı yaştaki kişilerin oranı yüzde 21,6. Bu oran 65 ve daha yukarı yaştaki kişiler için yüzde 11’in biraz üzerinde.
– En az bir 65 ve daha yukarı yaşta fert bulunan hanelerin yüzde 81,8’inin ev sahibi, yüzde 10,4’ünün kiracı ve yüzde 7,7’sinin lojmanda yaşadığı ya da ev sahibi olmayıp kira ödemediği görüldü.
– Yalnız yaşayan 65 ve daha yukarı yaştaki kişilerin oranı yüzde 20,4 iken eşiyle yaşayan kişilerin oranı yüzde 35,8, oğlu/gelini, kızı/damadı ve torunlarıyla yaşayan kişilerin oranı yüzde 17,0, eşi ve çocuklarıyla yaşayan kişilerin oranı ise yüzde 13,1.
– Yalnız yaşayan erkeklerin oranı yüzde 11,9 iken eşiyle yaşayanların oranı yüzde 46,5, eşi ve çocuklarıyla yaşayanların oranı yüzde 19,1, oğlu/gelini, kızı/damadı ve torunlarıyla yaşayanların oranı yüzde 6,2 oldu. Yalnız yaşayan kadınların oranı yüzde 27,2 iken eşiyle yaşayanların oranı yüzde 27,3, eşi ve çocuklarıyla yaşayanların oranı yüzde 8,4, oğlu/gelini, kızı/damadı ve torunlarıyla yaşayanların oranı yüzde 25,7 oldu.
– Son 12 ay içinde konutun içinde ya da dışında düşen 50 ve daha yukarı yaştaki kişilerin oranı yüzde 17,5 iken bu oran 65 ve daha yukarı yaştaki kişiler için yüzde 24. Konutun içinde ya da dışında düşen 65 ve daha yukarı yaştaki erkeklerin oranı yüzde 19,1 iken kadınların oranı yüzde 28 düzeyinde.
– Acil durumda yardım isteyebileceği biri olan 65 ve daha fazla yaştaki kişilerin oranı yüzde 86,7 olurken, bu oran erkekler için yüzde 87,7 iken kadınlar için yüzde 85,9 düzeyinde kaldı.
– Evde bakım desteğine ihtiyacı olan 65 ve daha yukarı yaştaki kişilerin oranı yüzde 16,4 iken 65-74 yaş grubundaki kişilerin oranı yüzde 10,5, 75 ve daha yukarı yaştaki kişilerin oranı da yüzde 26,9 olarak gerçekleşirken, evde bakım desteğine ihtiyaç duyan 65 ve daha yukarı yaştaki erkeklerin oranı yüzde 12,3, kadınlarda bu oran yüzde 20’ye yaklaşıyor.
Araştırmanın en çarpıcı sonucu mutluluk değerlendirmesinde yaşandı. Mutlu olduğunu beyan eden 65 ve daha yukarı yaştaki kişilerin oranı yüzde 64,1 iken mutsuz olduğunu beyan edenlerin oranı yüzde 8 olmuş. Mutlu olduğunu beyan eden erkeklerin oranı yüzde 64,9, kadınların oranı yüzde 63,5, mutsuz olduğunu beyan eden erkeklerin oranı yüzde 7,2 iken kadınların oranı yüzde 8,6 olmuş.
Buna karşın geçmişe mutlulukla bakan 65 ve daha yukarı yaştaki kişilerin oranı ise yüzde 71,1düzeyinde. Bu oran erkeklerde yüzde 74,5 iken kadınlarda yüzde 68,3 düzeyinde gerçekleşmiş. Bugün, mutlu olup da geçmiş mutlu günlerini arayanların aynı kişiler olabileceğini düşünebiliyor musunuz? Bugün mutlu ama geçmişteki mutlu günlerini aramak nasıl bir çelişkidir anlayabilene aşk olsun.
Ülkemizdeki 50 ve daha yukarı yaştaki 29 bin 785 kişi ile ilgili bilgilerden derlenen veriler böyle. Yaşlılarımız, kronik hasta ve bakıma muhtaçlar. Bu kadar sıkıntısı olan bu insanların mutluyum diyebilmesinin bir açıklaması olabilir, o da “kabullenmektir” başka türlü bir açıklama mümkün değildir!