İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Meclis Grup Toplantısı’ndaki konuşmasında, 25 Kasım’ın Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olduğunu hatırlattı.
Türkiye’de son 10 ayda 364 kadının öldürüldüğünü dile getiren Akşener, kadınların artık “şiddet ne zaman kapımı çalacak?” diye beklediğini iddia etti.
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini eleştiren Akşener, İstanbul Sözleşmesi’nin tüm gereklilikleriyle uygulanmadığı sürece kadına yönelik şiddetle ilgili hiçbir şeyin değiştirilemeyeceğini ileri sürdü.
“TÜRK LİRASININ DEĞERİ HER GÜN BİRAZ DAHA DÜŞÜYOR”Merkez Bankasının faiz oranını yüzde 40 seviyesine çıkardığına işaret eden Akşener, “Bundan 2 buçuk yıl önce dönemin Merkez Bankası Başkanı faizleri yüzde 19’a çıkardığı için görevden alınmıştı. Dün, yüzde 19 faiz kabul edilemez bulunuyordu. Bugün yüzde 40 faiz adeta alkışlanıyor. Nereden nereye? Biz ise dün neredeysek, bugün de aynı yerdeyiz. O günün şartlarında iktidarı ‘Merkez Bankasının işine karışmayın, faiz sebep enflasyon sonuçtur saçmalığından vazgeçin.’ diye uyarmıştık. Bu ikaz ve eleştirilerimizi duymazdan, görmezden gelen iktidar görünen o ki bugün yine kendisine yakışan bir tutarsızlıkla ‘Faizi yükselt ki enflasyon düşsün’ modeline dönüyor. Memleketi kendi elleriyle soktukları krizden, çıkış yolunu da zor durumdaki milletimizin üzerine karabasan gibi çökmekte arıyor.” şeklinde konuştu.
Akşener, Türkiye’nin “bu akıl tutulması sürecinde” hem zaman hem de para kaybettiğini, ekonominin dikiş tutmadığını, enflasyonda rekordan rekora koştuğunu, Türk lirasının değerinin her gün biraz daha düştüğünü, tüm ürünlerde fiyat artışının katlandığını kaydetti.
AK Parti’nin politikaları sonucunda vatandaşların geçim sıkıntısı çektiğini dile getiren Akşener, “Eğer bugün insanlarımız en temel ihtiyaçlarını almak için kırk kere düşünmek zorunda kalıyorsa, kiracılar ev sahipleriyle davalık oluyorsa, her gün bir adli vaka haberi alıyorsak, bu AK Parti’nin eseridir. Faizlerin yüzde 40’a dayanmış enflasyonun da yüzde 60’ı aştığı bir ekonomide işçiler yoksullaşıyor, memurlar yoksullaşıyor, emeklilerimiz açlık sınırının altında yaşamaya zorlanıyor. Ama bu vahim tabloda bile ne hikmetse ülkemizde hala birileri zenginleşmeye aynen devam ediyor. İşte 85 milyonun rızkını çalıp lüks içinde yüzen küçük bir azınlığa veren ve hukukta cezası olmayan bu soygunun adı enflasyondur.” değerlendirmesinde bulundu.
“ASGARİ ÜCRETLİ AÇLIĞA MAHKÛM, AİLESİ DE YOKSULLUĞA MECBUR HÂLE GETİRİLMİŞ!”Akşener, konuşmasında asgari ücretin artık yılda bir defa belirleneceğini söyleyen Çalışma Bakanı’nın sözlerini hatırlatarak bu güncellemenin asgari ücretliyi açlığa mahkûm etmek olduğunu söyledi. asgari ücretlini açığa mahkum edildiğini belirten Akşener, “Çalışma Bakanı çıktı ve asgari ücretin artık yılda bir defa belirleneceğini söyledi. Üstelik bunu ‘Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmemek için yapmalıyız.’ dedi. Şu utanmazlığa bakar mısınız? Türk-İş verilerine göre Kasım’da açlık sınırı 14 bin 25 lira, bekar bir çalışanın yaşama maliyeti ise aylık 18 bin 239 lira olmuş. Dört kişilik bir aile için 45 bin 686 liraya ulaşan yoksulluk sınırı, 11 bin 402 liralık asgari ücretin dört katını aşmış. Temmuz ayındaki asgari ücret bugün 4 ay sonra açlık sınırının yüzde 20 altına inmiş, ailenin yoksulluk sınırı asgari ücretin 3,3 katı iken bugün 4 katını aşmış. Asgari ücretli açlığa mahkûm, ailesi de yoksulluğa mecbur hâle getirilmiş. Böyle bir tablo karşısında çıkmışlar, asgari ücreti yılda bir defa belirleyeceklerini söyleyebiliyorlar. İşte utanmazlık budur…” ifadesini kullandı.
“BU MİLLETİN BOĞAZINDAN ARTIK ELİNİZİ ÇEKİN!”Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yüksek enflasyon dönemlerinde ücret ve maaş ayarlamaları ne kadar sık yapılırsa çalışanlar ve emekliler enflasyona karşı o kadar korunmuş olur. Ama biz, tam olarak bu nedenle “Böylesine yüksek bir enflasyonda asgari ücreti, memur maaşlarını, emekli aylıklarını yılda 2 defa güncellemek yetmez; bu sayı dörde çıkartılmalı.” derken Sayın Bakan bunun bir de “asgari ücretliler için” yılda bir defaya düşürüleceğini söylüyor. Böyle bir insafsızlık olabilir mi? Enflasyonun karşısında ne kadar zam alırsa alsın daha 1 aya kalmadan maaşlar erirken şimdi 1 yıl boyunca milletimiz ne yapacak? Her şeye her ay zam gelirken 12 ay boyunca aynı maaşla nasıl idare edecek? Böyle bir vicdansızlık olabilir mi? Madem bir yerlerden kısmanız gerekiyor, o zaman bir zahmet kendinizden kısın! Biraz da siz tasarruf edin! Biraz da siz kemer sıkın! Artık biraz da siz sorumluluk alın! Artık biraz da siz bedel ödeyin! Bu milletin boğazından da artık elinizi çekin!”
– “EYT’lilerimize kısmi emeklilik hakkını iade edin”Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın EYT’lilerle ilgili bazı açıklamalarını aktaran Akşener, “Sayın Erdoğan, yıllarca büyük bir inatla ‘seçim kaybedeceğimi bilsem yine yapmam’ diyerek EYT sorununu çözmeyi reddetmişti. Ancak EYT’li kardeşlerimin büyük azmi ve muhalefet olarak bizlerin oluşturduğu yoğun baskı sonucunda, iktidar manidar bir şekilde geçtiğimiz seçimlerden hemen önce bu sorunu çözmeye mecbur kalmıştı. Ancak oy uğruna, alelacele yaptıkları düzenlemenin eksiklikleri ve tutulmayan sözler, EYT’li kardeşlerimizi kazanılmış emeklilik haklarından mahrum bırakmaya devam ediyor.” dedi.
Akşener, konuşmasının bir bölümünde Emekliler Federasyonu Genel Başkanı Arzu Lastikçi’ye söz verdi.
Lastikçi’den sonra konuşmasına kaldığı yerden devam eden Akşener, “EYT’lilerimize kısmi emeklilik hakkını behemehal iade edin. Ve kısmi emeklilikte artan prim sayısını SSK’lılarda 3600’e, Bağ-Kur’lularda ise 5400’e düşürün. Normal emeklilikteyse prim ödeme gün sayısını olması gerektiği şekilde 5000 olarak kabul edin. Seçim vaadi bir iktidarın namus sözüdür. Sözünüzü tutun.” diye konuştu.
– “İnsanlarımız betondan tabutlarda oturmaya devam ediyor”Hatay ve Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden 9 ay geçtiğini hatırlatan Akşener, bugün deprem riskine dikkati çekmek için çırpınan birkaç bilim insanı dışında depremi konuşan hemen hiç kimsenin kalmadığını, 2024 yılı bütçesinde ise olası Marmara, İzmir ve Bingöl depremine karşı da bir hazırlık yapılmadığını savundu.
Olası Marmara depreminde sadece İstanbul’da on binlerce binanın yıkılacağına dikkati çeken Akşener, şöyle konuştu:
“İnsanlarımız bu betondan tabutlarda oturmaya devam ediyor. Allah korusun, yeni bir felaket yaşamamız an meselesi ama hiçbir hazırlık yok. Bir yanda bomboş arazilerimiz, övündüğümüz inşaat sektörümüz, demir çelik sektörümüz, çimento fabrikalarımız, mimarımız, mühendisimiz var. Ama gerekeni yapacak ciddiyette, liyakatte, basirette bir iktidar yok. Coğrafyamızın şartları gereği ülkemizin birçok bölgesinde aktif faylar bulunuyor. Ancak bu gerçeğe rağmen depreme hazırlıklı tek bir şehrimiz bile yok. 21 yıllık iktidarı boyunca AK Parti, ülkemizin her yanını depreme hazır hale getirebilirdi. Ama hazırlık bir yana, deprem gerçeğini ciddiye alan ne bir bakan ne de bir belediye başkanı göremedik. Aksine rant meraklısı bir zihniyetle kural tanımaz bir şekilde ellerini attıkları her yeri imara açtılar. 21 yılda rant için kesmedikleri ağaç, çökmedikleri arazi kalmadı.”
Akşener, iktidara geldiklerinde doğal afet riskinin yüksek olduğu illerde yaşanabilecek tüm yıkım ve kayıpları en aza indirecek bir kentsel dönüşümü esas alacaklarını, rant değil çevre ve insan odaklı bir anlayışla hareket edeceklerini söyledi.
Kent kimliğini koruyan doğaya ve tarihe saygılı bir bakış açısıyla kentsel dönüşümü sağlayacaklarını dile getiren Akşener, araç muayene sisteminin bir benzerini binalar için de oluşturacaklarını bildirdi.
– “Estirdikleri fırtınalar, bizden toz dışında bir şey alamaz”Kamuoyunda İYİ Parti ile ilgili tartışmalara işaret eden Akşener, “Ne kadar tartışılırsa tartışılsın, kaç cepheden hedef alınırsa alınsın, hangi kirli tuzaklar kurulursa kurulsun İYİ Partinin güneşi ilk günkü ışıltısını koruyor. İYİ Parti, birilerinin kariyer basamağı olsun diye kurulmadı. Siyaset simsarlarının kirli düzeni sürsün diye kurulmadı. İttifaklara dayanıp, yan gelip yatmak için de kurulmadı. Aksine İYİ Parti hür ve müstakil bir yolda Türkiye’nin önünü açmak, Türk milletini hakkettiği yaşam standartlarına kavuşturmak ve memlekete daima şerefle hizmet etmek için kuruldu.” ifadelerini kullandı.
Partiyi kurdukları ilk günden beri kendilerine istikamet çizmeye çalışanların hep var olduğunu dile getiren Akşener, bugün geldikleri noktada bu çabaların devam ettiğini gördüklerini söyledi.
İYİ Partiyi muhtelif şer odaklarını mutlu etmek için kurmadıklarını belirten Akşener, şöyle devam etti:
“İYİ Partiyi milletimizi mutlu etmek için kurduk. Onun için de ilk günkü gibi milletin emrinde çalışmaya devam edeceğiz. Ülkemizde siyasetin yaşadığı tıkanıklığa karşı yeni, hür ve müstakil bir zemin inşa etmek için tüm gücümüzle mücadele etmeye devam edeceğiz. Kutup siyasetine sıkıştırılıp birbirinin karşısına dikilen milletimiz için bir çıkış yolu olmaya devam edeceğiz. Kimse kusura bakmasın birilerinin keyfini kaçırmaya, rahatını bozmaya, heveslerini kursaklarında bırakmaya aynen devam edeceğiz.
Dün, bu iktidara karşı hiçbir başarı gösterememiş olanlar bugün kendi sebep oldukları başarısızlığın faturasını İYİ Partiye kesmeye çalışıyorlar. Kurdukları al gülüm ver gülüm çarkına çomak sokulsun istemiyorlar. İşte bu yüzden de dün yüzde 60 borazanlığı yapanlar bugün çıkıp utanmadan İYİ Parti analizleri kasıyorlar. Ancak şunu unutuyorlar ki onların attığı çamur bize yapışmaz, onların sürdüğü balçık, İYİ Parti güneşini sıvayamaz. Onların estirdikleri fırtınalar, bizden toz dışında bir şey alamaz. Çünkü biz, milletimize asla yalan söylemedik, beytülmale el uzatmadık, hırslarımıza teslim olmadık.”
Akşener, konuşmasına başlamadan önce partisinin bazı belediye başkan adaylarını da tanıttı.
Öte yandan, Akşener toplantı çıkışında bir gazetecinin CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile yarın gerçekleştirecekleri görüşmeye ilişkin sorusunu, “Sayın Özgür Özel randevu istedi, ben de verdim.” şeklinde yanıtladı.