Amaç anayasa değişikliği değil

İktidarın yeni anayasa çalışmaları devam ederken kamuoyunda da yeni anayasa konusunda tartışmalar sürüyor. Kutlu Parti Genel Başkanı Prof. Yusuf Halaçoğlu, iktidarın anayasa çalışmalarının anayasaya ilişkin net bir hedefi olduğuna ilişkin bir adımın kamuoyuna şu ana kadar yansımadığını belirterek, “ İktidar partisinin çalışmaları nasıl bir anayasa istediğini ortaya koyacak nitelikte görünmüyor. Böyle bir süreç kamuoyuna yansımadı. Anayasada ne tür bir değişiklik yapılacak? Bunu bilmiyoruz. Bu noktada söylenebilecek iktidarın anayasa değişikliği yapmaktan ziyade mevcut sistemin devam etmesi yönünde bir çalışma içeresine girmiş olduğudur. Bu sistemin devamından yana bir tavır sergileniyor. Bugün seçim olsa iktidarın seçim kazanma şansı zor. Öte yanda anayasanın ilk dört maddesinin değişmesi çok zor. Yine anayasanın 66’ncı maddesi kolay değişmeyecektir. O zaman neden anayasa değişikliği konusu gündeme geliyor?” dedi.
İktidar partisinin anayasa değişikliği konusunda net bir tavır içerisinde olduğuna ilişkin olarak bir tavrın şu anaya kadar kamuoyuna yansımadığına dikkat çeken Halaçoğlu, şunları söyledi:
“Anayasa değişikliğinden çok mevcut sistemin devamını isteyen bir tavır seziyoruz bu tartışmalarda. Anayasa değişikliğinin yapılmak istendiğine dair bir tavır görmediğimiz için anayasa değişikliği olacağını söylemek zor. Peki, amaç nedir diye soruyoruz ister istemez, bunun cevabı da mevcut sistemin devamını isteyen bir anlayışın varlığını gösteriyor. Anayasadan önce zaten bu sistemin tartışmaya açılması önemli. Bir kere anayasanın 7’nci maddesi dururken bu sistem nasıl tartışılmaz. Yedinci madde açık, ‘Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez’ ibaresi ortadayken hem TBMM, hem Cumhurbaşkanlığı makamı nasıl yasa hazırlayabilir? Başlı başına bir çelişki var burada. Böyle bir durum kabul edilir mi? Bu çelişki nasıl görülmez. Mevcut durum bu madde dikkate alındığında nasıl bir durum ortaya çıkıyor hepimiz görüyoruz. Yasamada çift başlılık olmayacağı yedinci madde ile ortadayken siz nasıl böyle bir sistemi uygulayabilirsiniz? Öncelikli olarak bunun sorgulanması gerekir.”
Türkiye’de yapılacak anayasa değişikliğinin anayasanın ilk dört maddesi ve yine anayasanın 66’ncı maddesini kapsamasının mümkün olmadığını kaydeden Halaçoğlu, “Anayasa değişikliği konusunda iktidar samimi bir tavır içindeyse o zaman öncelikli olarak YÖK’ü kaldırsın. Buna kim ne diyebilir? Toplumda bu kurumun kaldırılması noktasında yıllardır bir beklenti var. Bunu yapmayacaksınız onun yerine anayasanın ilk dört maddesi ve anayasanın 66’ncı maddesine ilişkin bir takım değişiklik çalışması yapacaksanız. Bunu Türk milleti kabul etmez. Mevcut şartlarda iktidar partisinin ilk seçimde 50 artı bir oy oranını tutturması kolay görünmüyor. Eğer üçüncü kez cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aday olması isteniyorsa o zaman erken seçim kararı alınır ve seçim yapılır, aday olur ve sonuç ortaya çıkar. 50 artı bir ilk turda olmazsa ikinci turda var. Dünyanın bir çok yerinde böyle. İkinci tura ilk turda en çok oy alan adaylar katılıyor. O zaman neden anayasa değişikliği? Ancak buradan da anlıyoruz ki anayasada mevcut sistemi devam ettirmek için istenilen bazı hususlarda değişiklik yapılmak isteniyor. Mevcut ortamda iktidarın devamı istendiği için anayasa değişikliği tartışmaları yapılıyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesinin ardından birçok noktada dengelerin oturmadığı için sorunlar yaşandığını da ifade eden Halaçoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Öyle ki yüksek mahkemeler birbirine düştü. Şimdi siz yasama faaliyetleri çift başlı olmasına da dikkat etmeyeceksiniz, cumhurbaşkanlığı makamının yasa yapmasına izin vereceksiniz, öte yandan yargı kurumlarına ve HSK’ya ( Hakimler Savcılar Kurulu’na) cumhurbaşkanı tarafından atanan üyeleri yollayacaksınız sonra yargının bağımsızlığı konusunda tereddüt oluşmasını engellemek isteyeceksiniz. Yargı bağımsızdır söylemini kullanacaksınız. Bugün içinden geçtiğimiz süreçte yüksek yargı organlarının durumunu gösterseler nasıl cevap verebilir iktidar? Türkiye’de mevcut ortamda kuvvetler ayrılığından bahsetmek mümkün müdür? Tüm bunların cevabı ortadayken bir de anayasaya uygun hareket edip etmemek konusu var. Anayasa değişikliği konusunu gündeme getirenlerin mevcut anayasa tam olarak uyduklarını söyleyebilir miyiz? Bu sorunun cevabına kamuoyu gönül rahatlığıyla evet diyemiyorsa o zaman yeni anayasaya uyulacak mı? Uymuyorsanız o zaman neden anayasa değişikliği yapıyorsunuz ya da yeni anayasa kavramını kamuoyunun gündemine getiriyorsunuz?”
Türkiye’de mevcut sisteme güven kalmadığını da ifade eden Halaçoğlu, “Türkiye’de millet hangi konuda iktidara güven duyuyor? Eğitim sisteminin hali ortada geçtiğimiz günlerde yaşanan olay belli. Öte yandan ekonomide iktidara nasıl güven duyulacak? Dış politikada milletin güveni var mı? Türkiye sürekli göç alan bir ülke. Dünyanın hiçbir ülkesinde nüfusun yüzde 10’u kadar göçmen bulunmuyor. Türkiye’nin demografik yapısı bozuluyor. Ekonomisi ortada. Mevcut ortamda anayasa tartışıyoruz. Tüm bunların sonucunda şu sonuca varıyoruz ki BOP dediğimiz batılı proje işliyor” diye konuştu.
Türkiye’de ittifak sisteminin siyasal iklimi olumsuz etkilediğini de kaydeden Halaçoğlu, “İttifak sistemi dediğimiz olgu siyasi partilerin en temelde varlıklarına aykırı bir durum. Siyasi partilerin amacı tek başına iktidar olmaktır. Mevcut sistem ile birlikte ittifak hesapları yapılıyor. Bu ortamda da istenilen, olması gereken politikalardan uzaklaşılabiliyor. Bu nedenle parti kurarken ne sağ, ne sol, ne de başka bir kavram ile tanımlama gereği duyduk. Tek kavram var o da Kurtuluş savaşını gerçekleştirip cumhuriyeti kuran Atatürk ve arkadaşları gibi vatansever kavramı. Vatansever milliyetçi olmayı da beraberinde getiren bir kavram. Her vatansever milliyetçidir sonuçta. Bu sistem içeresinde parti kuruyorsanız öncelikle güvenilir bir ekip gerekiyor. Topluma güven verecek insanların varlığı önemli. Mevcut ortamda toplumun güveni sarsılıyor. Topluma güven veren politikalar üretmek için toplumun ve ülkenin gerçek sorunlarını tespit ettikten sonra politika üreterek, çözüm ortaya koymak gerekiyor” ifadelerini kullandı.