Anayasadan Türklük çıkarılamaz

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Mustafa Hüsnü Bozkurt, şu anda Meclis’in yeni bir anayasa yapamayacağını fakat anayasada değişiklik yapabileceğini belirtti. Bozkurt, iktidarın yeni anayasa söylemlerini daha önce de gündeme getirdiğini hatta referandumlar ve yasa değişiklikleri ile anayasanın yüzde 80’nini değiştirdiğini hatırlayarak, “Anayasadan Türklüğü çıkarmak, 2. Maddenin işini boşaltmak, 10. Ve 66. Maddesini zedelemek hiç kimsenin hakkı değildir. Yeni bir anayasa yapılacaksa ki öncelikle mevcut anayasaya uyulması gerekir. Ayrıca şu andaki anayasaya ‘Darbe Anayasası’ deniliyor fakat iktidar 2002 yılından beri anayasanın yüzde 80’nini değiştirdi. Dolayısı ile darbe değil iktidarın anayasasıdır” diye konuştu.
Yeni anayasa söylemlerinin şu anda içi boş olduğunu ve meclis aritmetiğinin bunun için yeterli desteği alamayacağını söyleyen Bozkurt, “Şu anda Meclis’in anayasa yapma yetkisi yok ancak anayasada değişiklik yapabilir. Onun da koşulları belli. Şu anda yeterli çoğunluğa sahip değil. Ayrıca anayasadan Türklüğü çıkarmak, 2. Maddenin işini boşaltmak, 10. Ve 66. Maddesini zedelemek hiç kimsenin hakkı değildir. Yeni bir anayasa yapılacaksa ki öncelikle mevcut anayasaya uyulması gerekir. Ayrıca şu andaki anayasaya ‘Darbe Anayasası’ deniliyor fakat iktidar 2002 yılından beri anayasanın yüzde 80’nini değiştirdi. Dolayısı ile darbe değil iktidarın anayasasıdır. Üstelik bunca değişikliğe rağmen iktidar kendi koyduğu yasalara dahi uymuyor. Benim de millet vekili olduğum 16 Nisan 2017 referandumuna giderken kendileri madde koymadıkları için Cumhurbaşkanlığı seçiminde Yüksek Seçim Kurulu’nun kararı ile 3. kez Cumhurbaşkanı oldu. Haliyle kendi yasalarına dahi uymayan bir iktidarın şimdi yeni anayasa yapıp bu anayasaya uymasını da beklemek doğru olmaz” söyleminde bulundu.
İktidarın yeni anayasa söylemi ile daha önce de defalarca referandumlar yaptığını ve bu referandum değişikliklerin neticesinde bazı cemaatlerin çok güçlendiğini hatırlatan Bozkurt, “Bu konuda iktidarın oldukça kötü bir imajı var. Haliyle şimdi daha demokratik bir anayasa söylemi de havada kalıyor. Öncelikle mevcut anayasanın demokrasiyi koruyan yasalarına uyulmalı. Mesela yürüyüş hakkı gibi. Bakın toplantı ve yürüyüş yapmak herkesin anayasal hakkıdır. Fakat 1 Mayıs’ta olanlar ortada. Birçok meydana girişler yasaklandı. Bazı yerlerde polis göstericilerden dahi fazlaydı. İşçilerin Taksim meydanına çıkması engellendi. Sınırlarımız bu kadar iyi korunmuş olsaydı bu kadar ciddi bir göçmen sorunumuz da olmazdı” diye konuştu.