Ankara Kent Konseyi ev sahipliğinde Hacettepe Üniversitesi Tarihi ve Kültürel Mirası Araştırma Merkezi (HÜTKAM) öncülüğünde düzenlenen “Kültürel Bellek 2023 Ankara Sempozyumu” başladı.
“BİZ ÇOK ÇALIŞMAYA HEP GÖNÜLLÜYDÜK” Kültürel mirasın evrenselliğine değinen Hacettepe Üniversitesi Tarihi ve Kültürel Mirası Araştırma Merkezi (HÜTKAM) Müdürü Doç. Dr. Pelin Şahin Tekinalp, “2016’da başladığımızda başlığımız sadece Kültürel Bellekti. Biz çalışmaya, çok çalışmaya hep gönüllüydük. Ama biz bile başlarken bir seri hayal etmemiştik. Daha her disiplinde söylenecek ne çok sözümüz olduğunu fark ettiğimizde bir kez daha düzenlemeliyiz ve hatta seri olmalı düşünceleri peş peşe geldi. O tarihten sonra, tarihe not düşmek adına “Kültürel Bellek” başlığına yeni tarihleri ekledik, kültürel miras evrenseldir. İnsan eli ile cehalet ile vandalizm ile bilinçsizlik ile tahrip edilen, yok edilen tarihi ve kültürel miras belleğimizin çok önemli bir parçasıdır” diye konuştu.
“BU KENTE TUTUNMAK İSTEYEN HER FITRATA BİR SAHA VAR” Ankara’nın çeşitli kültürlere ev sahipliği yaptığından söz eden Türkiye Kent Konseyleri Birliği ve Ankara Kent Konseyi Başkanı, Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanvekili Halil İbrahim Yılmaz, “Türkler yaşayarak, görerek anlıyor. Belki de ondan dolayı kent belleği değerlidir. Çünkü ne kadar kayıtlı, yazılı eser olursa olsun okuyarak olgunlaştıramıyoruz hafızamızda. Biz kent belleğini yaşatabilmek için tarihin, edebiyatın, sanatın, arkeolojinin vazgeçilmezliğini biliyoruz. Bu kentin kabadayısından taksicisine kadar her birinin kent belleğinin bir parçası olduğunu da biliyoruz. Bu kente tutunmak isteyen her fıtrata bir saha var. Sadece bir eğitimin, bir ezberin, bir kültürün kenti değil burası” dedi.
“KENTİ YÖNETMEK KOLAY DEĞİL” Huzurlu bir kent için belediyenin önemine dikkat çeken Ankara Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi Başkanı Bekir Ödemiş, “Biz ilk kez bu çalışmayı yapmıyoruz. Hacettepe Üniversitesi ile pek çok alanda iş birliğimiz var. Kenti yönetmek kolay değil, pek çok bileşen var. Bu bileşenlerin içerisinde eğer nitelikli grupları kaçırırsanız ortaya çok kötü bir kent çıkabiliyor. Eğer bugün biz Ankara’yı en azından koruyup huzurlu, yaşanabilir hâlde, bir belediye var burada dedirtebiliyorsak… Biz Bellek Ankara yaptık birinci etap. Ulus tarihi kent merkezi dediğimiz 200 hektar alanı kapsayan bir bölge için yaptık. Kente değer katan ne varsa tüm o değerleri müzelerimiz dâhil kişi, kurum hepsini hikâyeleri de içine alacak bir çalışma yaptık” açıklamasında bulundu.
“21’İNCİ YÜZYIL ÜNİVERSİTELERİ ARTIK ÇOK FARKLI” Üniversitelerin eskisinden farklı bir anlayış ile eğitim verdiklerini dile getiren Hacettepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sibel Aksu Yıldırım, “21’inci yüzyıl üniversiteleri artık çok farklı. Topluma dokunmayan araştırmalar üreten bir üniversitenin ne kendisine ne ülkesinin geleceğine faydası olabilir. Bu anlamda Hacettepe Üniversitesi sadece bilimsel araştırma eğitimi değil toplumsal katkı çalışmalarıyla da elinden geldiğince kente, bölgeye ve ülkeye dokunmaya ve sorunlarının çözüm ortağı olmaya gayret ediyor” diye konuştu.
“KÜLTÜREL BELLEK SEMPOZYUMLARI ÇOK KIYMETLİ BİR ETKİNLİK BİÇİMİ” Kültürel bellek sempozyumlarının kentler için önemine vurgu yapan Ankara Kent Konseyi Başkan Vekili ve İcra Kurulu Üyesi Prof. Dr. Savaş Zafer Şahin şunları söyledi:
“Kültürel bellek sempozyumları benim gerçekten çok kıymet verdiğim akademik ortamla bu kenti kent yapan somut ve somut olmayan mirasın değerlendirildiği çok kıymetli bir etkinlik biçimi. Bir süredir de parçası olmaktan onur duyduğum bir etkinlik biçimi. Pandemi döneminde durmayan çok daha zengin ve derin bir içerikle devam eden üstüne üstlük bu geleneği Gonca ve Pelin hocalarımın azmi, etraflarındaki gönüllülerin, adanmışların enerjisiyle sürdüren çok önemli bir sivil toplum hareketi aslında bir tarafta. Bu yıl bu sivil toplum hareketinin nasıl yapılacağını konuşurken aslında öyle bir hikâye gelişti ki hikâye benim anlatacağım hikâyenin bir parçası oldu aslında. Çünkü neden Kent Konseyi’nde kent belleği olmasın mı noktasına gelebilmiş olmak dahi bizim aslında bugün burada yaşadıklarımızı ve benim anlatacaklarımızı inşa eden unsurlardan bir tanesi.”