Zafer Partisi Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Bartu Soral, projelerini gazetemize anlattı. Soral, Ankara’nın atıl ve hantal olmasının yegane sebebi belediyelerin vizyonsuzluğu olduğunu belirtti. ABB bünyesinde kurulacak şirketlerle hem genç ve kadın girişimcilere destek sağlayacağını hem de ‘Melek yatırımcı’ yöntemiyle KOBİlere destek olacağını söyledi. Kentin nazım planını yeniden yapacaklarını ve tarım arazilerinin atıl kalmasına müsaade etmeyeceğini belirtti.
Ankara’nın öncelikli sorunu kentin bir imar planı olmayışı olduğunu belirten Soral, “Ankara bir Başkent. Avrupa’da da başkentler çok önemlidir. Ankara Melih Gökçek’le 25 sene bir çöküntü yaşadı. Ankara, Gökçek döneminde başkent olma özelliğini kaybetti. Ortak ve yeşil alanların olduğu, yürüyüşlerin yapılabildiği, Ankaralının birbirine hal hatır sorduğu bir ortamdan daha bireyci, bireysel, ortak birtakım faaliyetlerin yapılamadığı bir yer haline geldi. Ondan sonraki 5 senede Mansur Yavaş bunu tamir edemedi. Gökçek’in yıkıntısını devraldı, yıkıntı olarak bıraktı. Ankara’da çok ciddi bir geçim sıkıntısı var. Çünkü ev kiraları 20 binden başlıyor. Çünkü dar ve orta gelirliye sosyal konutu belediyemiz yapmadı. 25 senede Melih Gökçek ile iş tutan bütün müteahhitler Mansur Yavaş ile devam etti. Şimdi herkesin takkeyi önüne koyup düşünmesi lazım. Çözüm palyatif bir yaklaşım değil. 1928 yılında Mustafa Kemal Atatürk, Ankara’ya bir Alman şehir plancı getirdi. Ulus, Kızılay ve etrafı planlandı. İnsanların rahat yaşayabileceği bir başkent planlandı. Onun üzerine hiçbir şey koymadık. Dar ve orta gelirlinin konut ihtiyacını giderebildiği, yeşil ve sosyal imkanları fazla olan, Ankara merkezine yığılan bu yoğunluğun azaltıldığı, insanların bir arada yaşayabileceği bölgeler oluşturacağız” diye konuştu.
Nazım planı tekrar yapılması ve kentin dar alandan kurtulması gerektiğini belirten Soral, “Şu anda şehir planı yani nazım plan tamamen dağıldı. Rant neredeyse müteahhitler oralara lüks konut yapıyor. Fakat dar ve orta gelirli kesim için konut arzı yok. Şehir planını tekrar oluşturacağız. Planın ana ilkesi bahçe kentler eskiden villa olarak düşünülen ama şu anda arazi maliyetleri nedeniyle yapılamayacak bir şey. Zemin ile üç katlı bahçe kentler Ankara’nın çeperlerine yerleştirilecek. Ankara’nın kuzeyden güneye, batıdan doğuya bir hat olarak bir kere planlayacağız. Buranın en önemli özelliği ortak alan, yürüyüş yolları, yeşil alanlar yani burada binaların içinde korna sesiyle gürültülü bir hayat değil medeni bir hayat vaat ediyorum” dedi.
Ankara’da büyük bir işsizlik olduğunu belirten Soral, “Ankara bazında baktığınız zaman hem başkent hem de ikinci büyük kent. Fakat iş gücüne katılım oranında yüzde 48lerde yani yüzde 52lik çalışabilir nüfus Ankara’da atıl olarak oturuyor. Ankara’da işsizlik yüzde 13, Manisa’da yüzde 7, Konya’da yüzde 8. Demek ki işsizlik kader değilmiş. Bazı illerde işsizlik oranı daha düşük. Peki Ankara’da yürümeyen nedir? Çünkü Ankara’da ekonomi çarkları yürümüyor. Ankara’da ODTÜ, Gazi, Ankara Üniversiteleri olmak üzere birçok devlet ve vakıf üniversitesi var. Buralarda okuyan gençler mezun olduktan sonra girişimci olmak istiyor. Bu gençleri destekleyen ve dünyada Birleşmiş Milletler’de (BM) daha önce başarı olmuş mikro kredi sistemi uygulanıyor mu Ankara’da derseniz hayır. Böyle bir vizyon yok. Mutlaka gençlere bahçe kent bölgelerinde kurabilecekleri işler, gelen projelerin birbirilerine yakın ve kümeleşmesini sağlayan bir merkez kuracağız. Büyükşehir bünyesinde oluşturulacak bu merkez gençlerin projelerine sadece finansman sağlamakla kalmıyor bu projelere teknik destek de sağlıyor olacak. Pazarlama desteği de verecek. Yani projenin başından sonuna kadar her aşamasında destek verilecek. Proje zayıfladığı veya durduğu anda projeyi kalkındıracak teknik desteği de sağlayacak. Bu merkeze bağlı bir diğer alt birim de bu projeler için sağlanan finansman desteğinin nerelere harcandığını denetleyecek” söyleminde bulundu.
Belediye bünyesinde ‘Risk Sermayesi Ortaklık Şirketi’ kuracağını söyleyen Soral, “Girişimcilerin yani gençlerin, iş gücüne katılmak isteyen kadınların dışında bir üst seviye 3-4 kişinin birleşerek oluşturduğu KOBİlere destek verecek. Yani bireysel projelerden ziyade orta ve büyük yatırımcıların projelerine ortak olacak. Dünyada ve İstanbul’da çok sık uygulanan bir vizyonda bu. Buna Melek Sermaye de deniliyor. Belediye bünyesinde kurulacak bu şirket KOBİlerin projelerine ortak olacak. Bu şirkette teknik, finansman, pazarlama ve projenin sürdürülebilirliği konularında destek olacak. Proje hayata geçip şirket para kazanmaya başladığı anda belediye bünyesindeki şirketimiz kendi hissesini ortaklara satarak işten çıkacak. Böylece biz Ankaralıları ekonomi çarkına dahil etmiş oluyoruz. Aslında Ankara bu açıdan çok atıl. Ankara için hantal ve atıl denilmesinin nedeni işte bunlar. Çünkü belediyelerin vizyonları yetersiz. Ekonomiyi nasıl canlandıracağımız konusunda proje yok” ifadelerini kullandı.
Bir diğer projesinin de tarım alanında olduğunu belirten Soral, “Gıda enflasyonu bildiğiniz gibi her geçen gün artıyor. Bu bir gerçeklik. Tarıma elverişli arazi alanında Ankara Konya ile birinci sırada yer alıyor. Fakat Ankara’nın tarım gelirleri sıralamasında 6. sırada. Demek ki biz toprağımızı verimli olarak kullanmıyoruz. 15. yydan beri tarımın anavatanı olan ülkemizde kendi kendine yetişmiş ve değiştirmiş taş gibi ata tohumlarımız var. O tohumu Anadolu’da nereye ekerseniz ekin ürün verir. Fakat ata tohumu kullanımını AK Parti iktidarı yasakladı. Ben o yasağı deleceğim ve Ankara’da ata tohumu ekilmedik bir karış tarım arazisi bırakmayacağım. Çünkü Ankaralı zaten toprağı kullanmak istiyor. İnsanlar binalardan bıktı. Bakın üst düzey bürokratlar, ODTÜ mezunları, şirket ceoları, üst gelir grupları dahi tarıma, toprağa dönmek istiyor. Biz bunun önünü açacağız” diye konuştu.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın ve Cumhur İttifakı Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı ve Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok’un seçim kampanyası için yaklaşık 100 milyon Türk lirası harcadığını iddia eden Soral “Bu paraları nereden buluyorlar? Belediyelerin imkânlarını kullanıyorlar. Her yerde araçlar, seçim ofisleri, afişler. Baş etmek mümkün değil. 20 tane araçla geziyorlar. E bunların yakıtı, personeli, yiyeceği yani harcamalarının kaynağını soruyorum. Bu parayı nereden buldunuz? Belediyelerin imkânları sizin şahsi imkânlarınız değil, kamunun imkânları. Eğer bu paraları nereden bulduğunuzu açıklayamayacaksınız, niçin kamunun imkânlarını kendiniz için kullanıyorsunuz” dedi.