Arslan, Türkiye’de 17 milyon sigortalı işçiden yalnızca 2.5 milyonunun sendikalı olduğunu belirterek, örgütlü işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin daha etkin şekilde uygulanabildiğini söyledi.
“SENDİKALI İŞYERLERİNDE ÖLÜM ORANLARI DAHA DÜŞÜK”
HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan, sendikalı işyerlerinde toplu iş sözleşmeleriyle özel güvenlik önlemlerinin hayata geçirildiğini ve İş Sağlığı ve Güvenliği Kurullarının daha etkin çalıştığını belirtti.
“Sendikalı işyerlerinde iş kazaları ve ölümler daha düşük seviyede. Ancak sendikasız işyerlerinde denetimsizlik ve ihmal, ciddi kazalara yol açıyor. Örgütlü işyeri, bilinçli işçi ve sorumlu işveren anlayışıyla bu tabloyu tersine çevirmek mümkündür.” dedi.
“İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ VERİLERİ ŞEFFAF PAYLAŞILMALI”
Arslan, iş kazaları ve meslek hastalıklarıyla ilgili resmi verilerin düzenli ve kamuya açık şekilde paylaşılması gerektiğini vurguladı.
“Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan beklentimiz, her yıl sonunda iş sağlığı ve güvenliği verilerini kamuoyuna açıklamasıdır. Şeffaflık, daha etkili önlemler alınmasını sağlayacaktır.”
“ÖNCE İNSAN, ÖNCE TEDBİR”
Arslan, Türkiye’de iş kazalarının büyük kısmının önlenebilir olduğunu belirterek, “Bana bir şey olmaz” anlayışının yerine, “Önce İnsan, Önce Tedbir” yaklaşımının benimsenmesi gerektiğini ifade etti.
Özellikle 50’den az çalışanı olan az tehlikeli işyerlerinde uzun süredir ertelenen işyeri hekimi ve güvenlik uzmanı zorunluluğunun uygulanmaya başlanmasının olumlu bir gelişme olduğunu belirtti.
“Bilimsel veriler gösteriyor ki, iş kazalarının %98’i ve meslek hastalıklarının %100’ü önlenebilir. Her alınan tedbir, sadece bir kazayı değil, bir hayatı kurtarmak anlamına gelir.”
ULUSAL İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KONSEYİ TOPLANMALI
Arslan, Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi’nin yeniden toplanması gerektiğini vurgulayarak, iş kazalarıyla mücadele için kapsamlı bir sosyal diyalog mekanizmasının kurulması gerektiğini belirtti.
“Otel yangınları gibi trajik olaylar, iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili daha güçlü adımlar atmamız gerektiğini gösteriyor. Kamu kurumları, işverenler ve sendikalar ortak çözümler üretmeli.”
MESLEKİ YETERLİLİK VE BELGELİ ÇALIŞMA VURGUSU
HAK-İŞ, nitelikli ve belgeli iş gücünün yaygınlaştırılmasının iş kazalarını önleyebileceğini savunuyor.
“Mesleki yeterlilik belgeleri, hem çalışanların güvenliği hem de üretim kalitesi açısından kritik bir rol oynuyor. İşverenleri, çalışanlarını mesleki yeterlilik belgeleriyle donatmaya davet ediyoruz.”
Arslan, açıklamasını “İş sağlığı ve güvenliği, insan onuruna yakışır bir yaşamın temelidir. Bu mücadele, emeği savunmak kadar onurlu ve kutsaldır.” diyerek tamamladı.
