Asgari Ücret Tespit Komisyonu yeni yılda geçerli olacak asgari ücret rakamını belirleme çalışmaları kapsamında iki kez bir araya geldi. Doğrudan 7 milyon çalışanı, dolaylı olarak ise tüm vatandaşları ilgilendiren yeni asgari ücreti belirleme çalışmalarında ikinci toplantıda Hazine ve Maliye ile Ticaret bakanlıkları ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) temsilcilerinin ekonomik veri ve raporları komisyonla paylaşması gündemdeydi. 2 görüşmede de rakam telaffuz edilmedi.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Sekreteri Özgür Aras, asgari ücretlinin geçim sıkıntısı içerisinde olduğunu belirterek, “Ülkemizde işçilerin çok büyük bölümü asgari ücret ve asgari ücrete yakın bir ücretle çalışmakta. Asgari ücret bırakın geçinmeyi, açlık sınırının bile oldukça altında kalmaktadır. Bugünkü haliyle asgari ücret açlık ücreti haline geldi. Asgari ücret ile asgari yaşam koşulları arasında sıkışıp kalan milyonlarca emekçi, ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak için borç batağına sürüklendi. Ülkemizde ekonomik kriz derinleşmekte milyonlarca emekçi enflasyon altında eziliyor. Ülkedeki tüm çalışanlar yapılan zamların altında inim inim inlemekte. Tüm emekçilerin kemer sıkma politikasına kurban gittiği ekonomik krizde, yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşayan yurttaşlar; gıdasındaki, suyundaki, elektriğindeki ve doğalgazındaki vergilerin ve zamların altında ezilmekte” dedi.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, milyonlarca asgari ücretlinin yaşamını belirleyecek herhangi bir rakam şu ana kadar belirleyemediğine dikkat çeken Aras, “TÜİK’e göre yüzde 65 civarında gerçekte ise üç haneli oranlarda seyreden enflasyon ücretli çalışanları, emeklileri, yoksulları ezip geçmekte. Şimdi asgari ücretin yeniden belirlenmesi gündemde ancak iktidarın asgari ücretle ilgili iki önemli açıklaması bulunuyor. Bunlardan biri asgari ücretin gerçekleşen değil hedef enflasyon esas alınarak belirleneceği, ikincisi de yılın tümü için tek zam yapılacağına yönelik. Bu iki yaklaşım da iktidarın akıl dışı politikalarla yarattığı yüksek enflasyonun tüm faturasını çalışanlara ödetme niyetinde olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Asgari ücretin, sendikalarla iktidar arasında seçimlerden önce imzalanan toplu sözleşmenin detayları esas alınarak belirlenmesi gerektiğini belirten Aras, “Bu sözleşme ile kamuda işçi olarak çalışanların en düşük maaşı önce 15 bin liraya çıkarılmış ve bu tutara yüzde 45 oranında zam yapılarak 2023 yılının ilk altı ayı için 21 bin 750 lira olarak belirlenmişti. Aynı toplu sözleşmeyle işçilere yılın ikinci yarısı için yüzde 15 zam yapılmıştı ve en düşük kamu işçisinin net maaşı 25 bin 12 lira olmuştu. Bu tutara 2024 yılı başında yılbaşında 2023 ikinci yarısına ait enflasyon farkıyla birlikte yüzde 33 oranında zam yapılması kaçınılmaz gözüküyor. Bu zamla birlikte en düşük kamu işçisi ücreti 1 Ocak 2024’ten itibaren 33 bin 266 liraya çıkıyor. Asgari ücretin de kamu işçilerinin 2024 yılında alacağı en düşük ücret seviyesine çıkarılarak 33 bin 266 lira olarak belirlenmesi gerekiyor. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; asgari ücretin sadece çalışanların değil ailelerinin de temel ihtiyaçları dikkate alınarak 2024 yılı için asgari ücretin net 33 bin 266 lira olarak belirlenmesini bekliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.