Aziz İstanbul ile ciddi olarak tanışmak, kucaklaşmak 2011 yılında olmuştu. CHP’nin 1.Bölge Milletvekili adayı olarak, üç ay süre ile aralıksız olarak misafiri olmuştum.
22-25 Eylül 2024 tarihleri arasında, Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın davetlisi olarak, İstanbul’ daki dünyanın buluşmasına tanıklık etmiştik.
Ayasofya, Topkapı Sarayı, Yerebatan Sarnıcı, Galata Kulesi, Kapalı Çarşı, Dolma Bahçe Sarayı, Süleymaniye Camisi ve Sultan Ahmet başta olmak üzere bütün ilçelerini dolaştık.
Taksim Meydanı” Araplar” Meydanı oldu. Meydandaki alanda, çevresindeki iş yerlerinde, en lüks otellerde hepsinde Araplara yönelik. Dört kişiden üç kişi yabancı. Kalite ve seviye yerlerde sürünüyor…Gerçekten üzüldük.
Balta Limanı’ndaki “Polis Evi’ndeki boğaz manzaralı, muhteşem güzelliklerini yaşayarak moralimizi düzelttik.
Daha öncesinde defalarca yazmıştık. Dünya Organ Nakli Derneği’nin 30. Uluslararası Kongresi, Başkent Üniversitesi Kurucusu Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın öncülüğünde ve ilk kez ülkemizin ev sahipliğinde İstanbul’da yapıldı. Biz de davetli olarak izlemiştik. Dünya bilim otoritesi Haberal hocayı ayakta nasıl alkışladıklarına tanıklık ettik… Haberal Hoca, dünyanın gururu. Türkiye’nin onuru…
Kongrede, ayrıca Dünya Organ Nakli Derneği’nce Prof. Dr. Mehmet Haberal’a organ nakli alanındaki en seçkin dünya ödülü “Medawar Ödülü” de takdim edilmişti. Haberal hocayı tekrar gönülden kutluyoruz.
***
Sokaklarında dolaşmanın, Boğaziçi’nin mavi sularını izlemenin ve hatta hakkında yazılan birkaç dizeyi bile okumanın insanı farklı bir ruh haline sevk edeceği bu eşsiz şehir size kendinizi hep ayrıcalıklı hissettirir. Hele Suadiye, Beykoz- Beylerbeyi sahili insanı dinlendirir. Deniz yüzünüze nefesinden bir rüzgâr üfler, rüzgâr denizin kokusunu getirir.
Yahya Kemal Beyatlı’nın “Sana dün tepeden baktım aziz İstanbul” başlıklı şiiri gibi yazamasak da bu aziz şehre olan hayranlığımı belirtmekten ayrıca onur duyuyorum. İstanbul’daki böyle güzel hizmetleri görmek… Belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun farklılığını yaşamak, ister istemez, her köşede dikkat çekiyor. Bütün hizmetler vatandaşa yönelik.
***
Yazılarımı takip edenler biliyor.
Ekrem İmamoğlu, Trabzonlu hemşerimizdir. Genç ve üstün nitelikli, donanımlı bir yetenektir. Baba Hasan İmamoğlu, yakından tanıdığım isimdir.
Anavatan iktidarlarının güçlü ve kudretli, Trabzon il ve ilçe başkanıdır. İmamoğlu ailesi Trabzon’da gazetecilik yaptığım 1983’lü yıllarında tanıdığım; şaibesiz, çok güçlü ve güzel ailedir. Üstün niteliklerini, efsane il başkanı ve siyasetçi, ortak dostumuz Azer Benli’den çok dinledik.
Baba İmamoğlu, rahmetli Özal’ın en değer verdiği, özü, sözü bir il başkanıydı.
Ekrem İmamoğlu’nun göreve başladığı gün “Dün ile uğraşmayacağım, önüme bakacağım” söylemi hepimizin hoşuna gitti. Ve Ekrem Bey, öyle yaptı. 16 milyonluk İstanbul’u kucakladı. Bütün baskı ve engellemelere rağmen, İstanbul’un sorunları ile uğraştı. Cumhurbaşkanı başta olmak üzere, muhalefetten destek istedi. Ziyaretlerde bulundu. Kendisine oy vermeyen AK Partililerle kucaklaştı. Siyaset, nezaket ve zarafet bunu gerektiriyor. O da bunu yaptı. Ve başarıları onu İstanbul’a ikinci kez başkan olmasını sağladı.
Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın Başkanlığı’nda İstanbul’da düzenlenen Dünya Organ Nakli Derneği’nin 30. Uluslararası kongreye katıldı. Başkan İmamoğlu ile ayaküstü sohbet etme imkânını bulduk. Açılış konuşmasında İmamoğlu” Haberal hocanın önünde saygı ile eğiliyorum” dedi.
Gelinen noktada…
Ekrem İmamoğlu’na verilen bu hukuk dışı ceza ve yasaklar, İstinaf ve Yargıtay’ca kesinleşirse, başkanlığı düşecek, İstanbul’da yaşayan 16 milyon cezalandırılacak.
Milli iradeye yasak konulamaz. Ayrıca 1997 yılında Tayyip Bey’e verilen cezayı unutmayalım! Bu ceza İmamoğlu’nu siyasette bambaşka bir mecraya sürükleyecek. Tarih tekerrür edecek.
Haberiniz olsun.