Sevgili okurlarım, çok kıymetli eski devlet ve siyaset adamlarımızdan Turgut Özal, Mesut Yılmaz, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan, Erdal İnönü gibi önemli şahsiyetlerin yanında; Başbakan Danışmanı ve Genel Müdür kadrosu ile en yakın ekip içinde çalışmanın, onları tanımanın onurunu yaşadım.
Kısacası, bürokrasi ve gazetecilik hayatımda; son 40 yılda damga vuran çok sayıdaki liderle birlikte oldum, evlerine gittim, evimde ağırladım. Bazıları ile çok yakın çalıştım. DEVA Partisi Genel Başkan Babacan ile keyifli bir sohbetle ülke gündemini değerlendirme imkânlarını buluyorum zaman zaman.
Siyaset, particilik iddia işidir, inanç işidir. Umut vermek, heyecan yaratmak gerekir. “Siyasette kamuoyunu oluşturmak, vatandaşı ikna etmekle olur. Kamuoyu aslan gibidir. Her gün yeni şeyler arar, yeni bir şey söylemeni bekler. Siyasetin yol haritasını tecrübe belirler.”
Ülke sorunlarını müzakere ederek, ortak akılla, kalıcı çözümler üretmek gerekir. Demokratik tövbeye, barışa ve helalleşmeye ihtiyaç var. Nerede yanlış yaptık diye vicdan muhasebesi yapmak şart. Aksi takdirde, hiçbir tartışma demokrasiye kalite getirmez.
Genel Başkan Ali Babacan, çalışkan, mütevazı yaşantısı, Türk ekonomisini iyi bilen, saygılı, ölçülü, siyasete seviye getiren, diplomasi ve nazik dil kullanan, eleştirilerini incitmeden yapabilen; siyasette güler yüzün ve kalitenin adresidir.
Olayların yorumlanmasında makul olmanın disiplinini kullanır ve o makul noktanın önemine işaret eden tasnif ve tarif mahareti ekler.
Siyasetteki üstün akıl kullanma yeteneği, bu iki meziyeti mezceden isabetten kaynaklanır. Babacan, Türk siyasal tarihinde önemli isimlerdendir. Kişiliğinin olgunlaşmasında 30 yıllık dürüst ve hakşinas bir siyasi mesleğinin gururlu tablosunu getiriyordu.
Babacan, Türkiye’de iz bırakan bir siyasetçidir. Adı hiçbir şaibeye karışmamış, itibar gören, danışılan, her görüştekilere saygı uyandıran güzel özelliklere sahiptir.
Ali Babacan, her ne kadar genç görünse de en deneyimli siyasetçilerimizden. Öğrencilik hayatı parlak başarılarla dolu. TED Koleji’ni, ODTÜ’yü birincilikle bitirmiş birisi. Sadece başarılı bir öğrenci değil, aynı zamanda başarılı bir iş insanı olmuş. İş hayatına dedesi Ali Babacan’ın kurduğu, kendi adını taşıyan dükkânda çırak olarak Çıkrıkçılar Yokuşu’nda başlamış. AK Parti kurulduğunda Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan tarafından babası ikna edilerek siyasete sokulmuş. AK Parti iktidara geldiğinde, krizdeki ekonomi henüz 34 yaşında olan Ali Babacan’a emanet edilmiş.
Babacan, AK Parti’de sadece ekonomiden sorumlu bakanlık yapmadı. Türkiye’nin ilk Baş Müzakerecisi. Belki çoğu insan bilmez ama 2 yıl Dışişleri Bakanlığı yaptı ve onun döneminde Türkiye BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine seçildi. Babacan, daha sonra Başbakan Yardımcılığı göreviyle ekonomiyi yönetti.
AK Parti’den ayrılışı da farklı oldu. Erdoğan ile görüştü ve istifasını sundu. Erdoğan, “Gitme, ümmeti bölme” dese de ayrıldı ve DEVA Partisi’ni kurdu.
Ali Babacan ve DEVA Partisi, Türkiye’nin bütün sorunlarına çözüm önerisi içeren 23 tane Eylem Planı hazırlamış. Depremden enflasyona, eğitimden sağlığa her konuda hazırlıkları var. Yarın seçim olsa iktidara gelecekmiş gibi hazırlık yapılmış. O yüzden mutfakları çok güçlü.
Ali Babacan denince akla hemen ekonomi gelmesi normal. Erdoğan, Babacan’ı kaybetti ama ekonomiyi onun ekibinden Mehmet Şimşek’e emanet etti. Cumhurbaşkanlığı’nda yardımcılığına getirdiği isim olan Cevdet Yılmaz da Babacan’ın eski çalışma kadrosundan. Babacan, Şimşek ve ekibinin sınırlı yetkilere sahip olduğunu, asıl gücün sahibi olan Erdoğan’ın onlara rahat çalışma imkânı vermeyeceği için başarı şansları olmadığını düşünüyor. Enflasyon, faiz oranları, hayat pahalılığını da buna bağlıyor.
Babacan’ın, “10 Nobel ödüllü ekonomist gelse de düzeltemez” sözleri var ekonomi için. Çünkü hukuk devletinin gerekleri, yani demokrasi olmadan ekonominin düzelmeyeceğini her yerde söylüyor. Babacan’ın, “Ben Cumhurbaşkanı olsam sapasağlam işinin ehli, dürüst 10 insan görevlendirir, haftada iki kez ikişer saat çalışma ile bu ülke ekonomisini 2 yılda düzeltirim” gibi iddialı söylemleri de var.
Bugün gıda ile beraber en büyük sorunların başında barınma geliyor. Ev fiyatları ve kiralar almış başını gidiyor. Ali Babacan, vatandaşa ucuz konut için de formül geliştirmiş. Tıpkı Amerika, Avrupa ve Japonya’da olduğu gibi Konut Finansman Kurumu kurulmasını öneriyor hükümete. Bu kurumun olması halinde vatandaşların ucuz konuta sahip olacağını müjdeliyor Babacan. “Biz olsak 6 ayda yaparız” diyor.
