Babacan’dan Uyarılar Zinciri: Toplum Çöküyor, Devlet Sessiz Kalamaz

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki grup toplantısında yaptığı konuşmada, sanal kumarın toplumda yol açtığı derin yaralara, deprem hazırlıklarındaki yetersizliğe ve çiftçinin yaşadığı tarımsal felaketlere dikkat çekti. Aile yapısının hızla çözülmekte olduğunu belirten Babacan, sanal kumarın gençleri ve aileleri yuttuğunu söyledi. Babacan ayrıca İstanbul’daki son depremi hatırlatarak, devletin hâlâ hazırlıksız olduğunu, vatandaşın ise her sarsıntıda yalnız bırakıldığını ifade etti.
Konuşmasına aile yapısındaki bozulmanın toplumsal etkilerine değinerek başlayan Babacan, özellikle son yıllarda yaygınlaşan sanal kumar alışkanlığının toplumun her kesiminde yıkıcı sonuçlar doğurduğunu ifade etti. 1998 yılında kapatılan kumarhanelerle birlikte bir dönem için rahat nefes alındığını ancak internetle birlikte kumarın yeniden ve çok daha tehlikeli bir biçimde hayatlara sızdığını belirten Babacan, sanal kumarın özellikle gençler arasında hızla yayıldığını söyledi.
“Bugün her gencin cebinde bir cep telefonu var. O telefonlar artık sadece bir iletişim aracı değil; birer kumar makinesi haline geldi,” diyen Babacan, konunun sadece bireysel değil, toplumsal bir yıkıma dönüşmekte olduğunu vurguladı. “Aileler parçalanıyor, borçlar nedeniyle insanlar hayatlarına son veriyor. Sosyal medyada her gün yeni bir çığlık görüyoruz ama yetkililer sessiz,” ifadelerini kullandı.
Babacan, konuşmasında sosyal medyada karşılaştığı dört çarpıcı olayı paylaşarak sanal kumarın yol açtığı trajedileri örnekledi. “Biri karısını ve çocuklarını bırakıp kaybolmuş, biri kredi çekip kumar oynamış, biri sinir krizi geçirip evini dağıtmış. Genç bir kadın, kocasının kumar borçları nedeniyle intihar etmiş. Bu sadece bireysel bir dram değil, bir sistem arızasıdır,” dedi.
Bu sorunla ilgili önlem almakta geç kalındığını söyleyen Babacan, sorumluları göreve çağırdı:“Bir gecede bu sistem durdurulabilir. Lisans verilen ödeme sistemleri üzerinden bu kumarın nasıl döndüğü ortada. Gerekiyorsa o sistemin fişini çekin. Dijital kumar firmalarının önüne geçmeden bu yangın sönmez.”
“DEPREM GELİYOR DİYORLAR, AMA ORTADA BİR HAZIRLIK YOK”
Konuşmasında ikinci önemli başlık ise İstanbul’da geçtiğimiz hafta meydana gelen ve çevre illerde de hissedilen depremdi. “Bu ülke her depremde aynı tabloyu yaşıyor. Önce korku, sonra yalnızlık, sonra öfke,” diyen Babacan, devletin ve yerel yönetimlerin hâlâ ders çıkarmadığını söyledi.
“Deprem geliyor diyorlar, ama ortada bir hazırlık yok. Kentsel dönüşüm lafla olmaz, güvenli bina üretimi sadece müteahhitlere bırakılmaz. Her deprem, yöneticilere bir uyarıdır. Bu uyarılara rağmen hâlâ harekete geçmeyenlerin sorumluluğu çok büyüktür,” diyerek çağrısını şöyle sürdürdü:“Millet kaderine terk edilemez. Kimi yerde merkezi idare, kimi yerde yerel yönetimler sorumluluktan kaçıyor. Bu millet her an yıkılabilecek binalarda yaşamaya mahkûm edilemez.”
“MEVCUT TARIM SİGORTASI SİSTEMİ YETERSİZ”
Babacan, konuşmasının üçüncü bölümünde ise tarım sektöründeki son gelişmelere değindi. Antalya’da yaşanan zirai don felaketi sonrası çiftçilerin yaşadığı mağduriyete dikkat çeken Babacan, mevcut tarım sigortası sisteminin yetersiz kaldığını belirtti.
“Antalya’da dalı kuruyan limon ağaçlarını gördüm. Çiftçiler don sadece bu yılın mahsulünü değil, gelecek yılın geçimini de yaktı diyor,” diyen Babacan, TARSİM sisteminin don hasarlarını yeterince kapsamamasını sert sözlerle eleştirdi:“Şubat’tan sonra olan donları sistem saymıyor. Bu ne demek? Don takvimden mi izin alıyor? Ya bu işi bilmiyorlar ya da çiftçiyi gözden çıkarmışlar.”
Tarımın ülkenin stratejik gücü olduğunu vurgulayan Babacan, üreticiye güvence verilmeden gıda krizinin önüne geçilemeyeceğini ifade etti. “Bu ülkenin çiftçisi üretiyor ama yalnız bırakılıyor. Tarımsal destekler kâğıt üstünde kalıyor. Hâlâ anlamadılar: Gıda güvenliği, milli güvenlik meselesidir,” dedi.
Ali Babacan’ın grup konuşması, yalnızca mevcut sorunları gündeme taşımakla kalmadı; aynı zamanda çözüm çağrısı niteliği de taşıdı. Hem hükümete hem de yerel yönetimlere seslenen Babacan, sözlerini şöyle noktaladı:
“Bu millet kısır siyasi tartışmaları değil, çözüm odaklı adımları hak ediyor. Elinizi taşın altına koymaya cesaretiniz yoksa, çekilin milletin önünden. Siyaset çözüm üretme yeridir, bahane üretme değil.”