Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ankara’da MÜSİAD’ın yıllık değerlendirme toplantısına katılarak 2024 ve sonrası için ekonomik hedefler hakkında açıklamalarda bulundu. Bakan Şimşek’e göre, 2024 yılında enflasyonda düşüş devam edecek ve destekleyici finansal koşullarla daha gevşek bir para politikası hayata geçirilecek. Bakan şimşek, 2024 yılında büyümenin zayıf seyredeceğini de belirtti.
Konuşmanın can alıcı noktası ise enflasyonda tek haneli rakamın 2026 sonuna ertelendiği yönündeki cümleydi.
Bakan Şimşek’in konuşmasından satır başlarıyla derlediklerimiz şöyle:
“Fiyat istikrarını nasıl sağlayacağız? Enflasyonu düşürerek sağlayacağız. Bunu nasıl yapacağız? Tekerleği yeniden keşfetmiyoruz burada. Talebi yönetmek için para politikasında bir sıkılaşma gerekiyordu. Bunu yaptık, yapıyoruz. Bunu destekleyici seçici kredi sıkılaşması, miktarsal sıkılaşma, teknik terimlere girmek istemiyorum. Destekleyici maliye ve gelir politikaları önemli hususlardır.
Maliye politikasının, deprem hariç, dezenflasyonu destekleyici olduğunu söyleyebilirim. 2023 sonuçları yakında açıklanacaktır Strateji ve Bütçe Başkanlığımızca. Göreceksiniz, deprem hariç, bütçe disiplinini önemli ölçüde sağlamaya dair attığımız adımlar başarılı olmuş. 2024’te de aynı perspektif olacak. Maliye politikasının da dezenflasyonu destekleyici olması lazım. Hatta yapısal reformlarla üretkenliği, verimliliği artırarak birim maliyetleri aşağı çekerek hem rekabet gücü hem dezenflasyonu desteklememiz lazım. Dolayısıyla sadece para politikasıyla olmaz.
Bizim program geçen sene başladı. Tek haneyi 2026’nın sonunda öngörüyoruz. Dolayısıyla bizim ortaya koyduğumuz program dünya gerçekleriyle de örtüşüyor. Bu önemli bir konu. Dünya enflasyonu nasıl indirdiyse, nasıl bir programla başarılı bir şekilde uyguladıysa, biz üç aşağı beş yukarı aynı çerçeveyi OVP’ye yansıttık ve şu anda uygulama evresindeyiz. Bizde enflasyon yüksek olduğu için parasal sıkılaşma, bu Merkez Bankası’nın uhdesinde olan bir konu, bir süre sıkı kalacak. Yani enflasyonu çıpalayacak seviyeye çıkacak ve bir süre sıkı kalacak. Daha sonra dezenflasyonda yani enflasyonu düşürmede başarı ile birlikte tabi ki Türkiye de küresel normlara uygun olarak burada gerekli adımları atacak. Bizim patikamız bu.
Portföy tercihleri içeride ve dışarıda lira lehine olacak. Şu ana kadar öyle gidiyor. Uluslararası doğrudan yatırımların, öngörülebilirlik arttıkça artacağına inanıyorum. Yurt dışı yerleşiklerin lira varlık tercihleri burada önemli bir faktör. Cari açık niye önemli? Çünkü dış finansman ihtiyacında azalmaya gidecek. Ülkenin dışarıdan daha makul maliyetlerle finansman bulmasının yolunu açacak. Dış borcu daha sürdürülebilir bir patikaya sokacak. Makro finansal istikrara katkı sağlayacak. Genel anlamda istikrar ve öngörülebilirlik artmış olacak. Rezerv birikimi de Türkiye’nin kur oynaklığında azalmaya, risk priminde düşüşe, finansal şoklara karşı korunaklı olmamıza ve yatırımcı güveninde artışa neden olacak. Yani hiçbir hedefin böyle gelişigüzel konulmadığını bilin. Rezerv birikiminde mesafe kat ettik. Cari açığı azaltmada mesafe kat ettik. Enflasyonu kontrol altına almada mesafe kat ettik. Yıllık düşüşler, ilk günden beri söylüyoruz 2024’ün ikinci yarısı. Nedeni çok basit, para politikası gecikmeli çalışıyor. Siz bugün tedbir alıyorsunuz, o tedbirlerin yansıması zaman alıyor.”
Görüldüğü gibi, tepeden aşağıya “cek-cak” dolu bir konuşma. Tamamı, vatandaşın sırtına yüklenmiş bir ekonomik politikadan söz ediyor Sayın Bakan. Olabilir mi, yapılabilir mi derseniz bugünkü koşullarda zor bir süreçten geçeceğimiz kesin. Uygulanmaya çalışılan ekonomik program, yurtiçinde tasarruftan ve yurtdışından sağlanacak finansmana dayanıyor. İç piyasayı daraltmak ve böylece enflasyonu baskılamak isteyen Şimşek, cari açığı azaltarak, dışarıdan makul maliyetlerle -yani faizle- yeni kaynaklar bulmayı hedefliyor.
Biliyorsunuz, mart ayında mahalli idarelere yeni yöneticiler seçeceğimiz bir seçim bizi bekliyor. İktidar partisi, seçimden beklenen başarının sağlanması, uygulanacak “popülist” politikalara ihtiyaç duyuyor. Hal böyle olunca da, Şimşek ve Erkan’ın uygulamaya çalıştığı ekonomik politika ne kadar başarılı olabilir tartışılıyor. Dünyanın sayılı bankaları, 2024 yılında bir doların fiyatını ülkemiz için 30 liradan başlayan ve 40’lı liralara kadar uzanan bir değere ulaşacağını hesaplıyorlar.
Ekonomi kurmaylarımız, doların yıl içindeki değerini bunun altında olacağını hesaplıyorlar. En azından OVP’de bunu açık açık belirtmişlerdi. Şimdi geldiğimiz noktada, yabancı finans kuruluşları bu hedefin tutmayacağını açıklıyorlar.
Henüz bir haftası geçirdiğimiz 2024 yılının çok zor geçeceğini, geçtiğimiz yıl bu köşede yayınladığımız tüm yazılarımızda belirtmiştik. Zorlukların ilk işaretleri gelmeye başladı. Bir kere, 2024 yılının ilk altı ayında enflasyonda yaşayacağımız hızlı tırmanışı ekonomi kurmaları da ifade ediyorlar. O zaman 2024’ü peşin peşin kaybettiğimizi ifade edersek, 2025’te ise bir derlenip toparlanmadan ne kadar söz edebiliriz bilemiyorum.
Ekonomide bir başarı için ülkemize gelecek yabancı kaynağa, yabancı yatırıma şiddetle ihtiyaç duyuyoruz. Bunu da ev ve arsa satarak gerçekleştiremeyeceğimize, ucuza üretip, ucuza satamayacağımıza göre Sayın Bakanın belirttiği gibi cari açığı azaltarak, dışarıdan makul maliyetlerle -yani faizle- yeni kaynakları nasıl bulacağız?
Bakan Şimşek’i dinlerken bir yandan da bunları düşündük! İşimiz gerçekten çok zor…