Başkent’te Sivas rüzgarı

Başkent, Sivas Kültür ve Yemek Şenliği’ne ev sahipliği yaptı. Altınpark Expo Center’da düzenlenen şenlikte, Sivas kültürüne ait pek çok yemek, el sanatı ve halk oyunu gösterileri yer aldı. Turna Organizasyon’un Sivas kültürünü tanıtmak amacıyla düzenlediği festival kapsamında Sivas yemeklerine özgü stantlar açıldı ve Başkentliler Sivas’ın birbirinden lezzetli yiyecekleri ile buluştu. Bir şenlik havasında gerçekleşen organizasyon, Sivaslıları bir araya getirirken Ankara’dan da pek çok Alevi derneğini buluşturdu.
Turna Organizasyon Sorumlusu Recep Turna, ekip olarak Sivas kültürünü Başkent’e getirebilmenin mutluluğunu yaşadıklarını kaydederek şunları söylüyor; “Ben de Sivaslıyım ve dolayısıyla bu fuar benim için çok kıymetli. Hatay, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Malatya ve daha pek çok kenti Ankara’ya getirebilmişken Sivas neden olmasın diye düşündüm. İlk günden yoğun bir ilgiyle karşılaşmak da beni çok mutlu etti. Hafta sonuna büyük bir izdiham bekliyoruz. Gelenlere başta el sanatları olmak üzere, balımızı, tereyağımızı, peynirimizi ve köftemizi öneririz” Turna, Temmuz ayında yapacak oldukları Moda fuarının da müjdesini verdi.
Fuar alanına giriyoruz ve fuar boyu bize rehberlik eden Sivas Fasıl Heyeti Aşıklar ve Halkoyunları Derneği (SİFAHOD) Başkanı Ahmet Ayık, fuara karşı duyduğu heyecanı dile getiriyor ve şöyle konuşuyor, “Organizatörümüz de Sivaslı, bizlere böyle bir projeden bahsedince çok mutlu olduk. İlk günden böyle bir aile ortamının oluşması da çok hoş. Aşıklarımız, ozanlarımızla birlikte ‘Sivas sıra gezmeleri’ geleneğini yaşatıyor ve akşamları Sivas türkülerimizle fuarı canlandırıyoruz. Sivas’ımızı en güzel şekilde tanıtmak başlıca çabamız” diye konuştu. Fuara gösterilen yoğun ilgide Ankara’da fazlaca Sivaslı olmasının da etkisi olduğunu dile getiren Ayık, şunları söyledi; “Geçen sene Sivas’ımızı Etimesgut’ta tanıtmış ve şehir merkezine uzak bir ilçe olmasına rağmen yoğun bir ilgiyle karşılaşmıştık. Altınpark’ta daha yoğun bir talep bekliyorum. Gelenlere, el sanatlarımızı öneriyorum” Ayık, her yıl Sivas’ta yaptıkları kültür ve sanat şenliklerinden de bahsederek, bu yıl da 8-9 Mayıs’ta Sivas Meydan’da yapacakları Aşıklar ve Halk Oyunları Şöleni’nin müjdesini veriyor.
Geleneksel Türk el sanatları zanaatkarı Mehmet Yüceyurt’un dokuduğu kilimler ve bu kilimleri deriyle buluşturarak yaptığı çantalarla dolu standını görünce uğramadan edemiyoruz. Yüceyurt, bir yandan kilim dokuyor, diğer yandan anlatıyor; “Ben çekirdekten yetişmeyim. İplerimi kök boyalarla kendim boyuyorum ve halılara portre dokuyorum. Simayı kilime dokumak zor. Kültür Bakanlığı’na göre Türkiye’de bu çalışmayı yapan biri Burdur’da diğeri Isparta’da olmak üzere üç kişi var. Bunlardan birisi de benim. Ancak benim avantajım iplerimi kimyasal boyalarla değil kök boyalarla boyuyor olmam. Bu eserleri bir başka yerde görmeniz oldukça zor. Türkiye’nin dört bir yanına ve hatta yurt dışına dahi kilim ve çantalarımı gönderiyorum.” Yüceyurt, Sivas kiliminin el eğirmesi yünden yapıldığını söyleyerek aşamaları da aktarıyor, “Koyundan kırpılan yünler iğ dediğimiz makineyle eğirilir ve ip haline gelir. Ben bu aşamadan sonra dağlardan bitki ve yaprak özleri toplayarak onların renklerini alıp ipleri boyuyorum.”
Şirin Baba lakabıyla tanıyıp bıçak sanatındaki ustalığı ve yaptığı 1.5 santim uzunluğundaki minik bıçaklarla adından sıkça söz ettiren “Şirin baba” lakaplı Erdoğan Güzel’i görüyor ve standına uğramadan edemiyoruz. Namı diğer Şirin Baba’nın gözlerinin bozulduğunu öğreniyoruz. Usta Güzel şöyle konuşuyor, “Sivas aşığı bir zanaatkarım. Sivas bıçakla özdeşleşmiş bir şehirdir. İlimizde geçmişi yüzyıllar öncesine dayanan ve köklü bir kültürü olan bıçakçılık geleneği, İkinci Mahmud Döneminde Subaşı Hanı’nın karşısında bulunan Kılıççılar Çarşısı’nda yapılırmış. Kılıççılar Çarşısı’nda yapılan kılıçların yerini zamanla silahların almasıyla kılıç ustaları çakı ve bıçak yapımına yönelmişler. Ünlü Sivas Bıçağının sapları için öküz, keçi ve koç boynuzu kullanıyoruz. Boynuz sağlam ve işlenebilir olduğu için Sivas bıçağının vazgeçilmez malzemesidir. İftiharla söylüyorum, belgeselimi New York’ta izlemiş bir hanımefendi eşiyle birlikte ziyaretime geldi. Yine Güney Kore’den de ziyaretime gelenler oldu. Amacım hiçbir zaman ticaret olmadı. Bizlerin amacı değerlerimizi genç jenerasyona aktarmak. Genç jenerasyon bıçak kullanmayı bile bilmiyor ve kansere davetiye çıkarıyor. Artık her şeyin kanseri çıktı. Gençlerimiz şanslı jenerasyon ancak lokal yaşıyorlar. Bıçaklar birbirlerine sürterek değil girit taşıyla bileylenir. Nasıl sokağa çıkarken kıyafet giyiyorsanız, bıçağın da kıyafeti girit taşıdır. Daha sonra da eski bir kemer veya deriye sürülüyor. Bunu yaptıktan sonra kullan kullanabildiğin kadar. Dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da bulaşık makinesine konulmaması gerektiği.” Sivas kültür günlerine gelmişken Sivas peyniri ve tereyağını da dinlemeden geçemedik. Peynir standında tanıştığımız Mümin Kartal şöyle anlatıyor, “Ben Orduluyum ancak Sivas peynirinden vazgeçemiyorum. Sivas’ın kaymaklı tulumu, yağlı pişmiş sütten yapılan köy peyniri, yayık tereyağı ünlü. Sivas peynirini bidonlara basarlar, taşın altına koyarak suyunu alır acılığını alırlar. Bir diğer fark da hayvanların otlaması. Misal kekik yiyen hayvanın yoğurdu tatlımsı olur.”
Fuar, Sivas kültürünü yaşamak isteyen Başkentliler için 28 Nisan’a dek sürecek.