1957 yılında vizyona giren “Beklenmeyen Şahit” (Witness for the Prosecution), izleyicileri mahkeme salonunun içine çeken benzersiz bir gerilim sunuyor. Yönetmen koltuğunda Billy Wilder’ın oturduğu bu başyapıt, hem dönemin atmosferini hem de insan doğasının karmaşıklığını gözler önüne seriyor. İzlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz; her sahne, bir sonraki hamle için nefeslerin tutulduğu bir satranç oyunu gibi.
Film, Agatha Christie’nin aynı adlı kısa hikâyesinden ve tiyatro eserinden uyarlanmıştır. Londra’da bir cinayet davasında yaşlı avukat Sir Wilfrid Robarts, müvekkili Leonard Vole’u savunmaya karar verir. Ancak duruşmalar ilerledikçe tanıklar, kanıtlar ve ihanetler birbirine karışır. Özellikle Christine Vole karakteri ile anlatı bambaşka bir boyuta taşınır. Sonunda seyirciyi şaşkına çeviren büyük bir sürpriz beklemektedir.
Başrollerde Tyrone Power, Marlene Dietrich ve Charles Laughton gibi dev isimler bulunuyor. Özellikle Charles Laughton’un Sir Wilfrid Robarts performansı unutulmaz bir iz bırakıyor. Hemşire Miss Plimsoll rolündeki Elsa Lanchester da filme mizahi ve sıcak bir hava katıyor. İlginç bir detay: Lanchester gerçek hayatta Laughton’ın eşiydi.
Yönetmen Billy Wilder’ın yönetimindeki bu film, sadece oyunculuklarıyla değil, aynı zamanda zarif sinematografisi ve sürükleyici kurgusuyla da dikkat çekiyor. Russell Harlan’ın siyah-beyaz görüntü yönetimi, mahkeme salonundaki gerilimi adeta fiziksel olarak hissettiriyor. Matty Malneck’in müzikleri ise filmin temposunu ustalıkla destekliyor.
“Beklenmeyen Şahit”, hem tiyatro uyarlaması hem de film olarak büyük başarı kazanmış bir eser. 6 dalda Oscar’a aday gösterilmiş; Altın Küre ve BAFTA gibi ödüllerde de adından söz ettirmiştir. Ancak Oscar gecesinde ödüllerini aynı yıl çıkan “Kwai Köprüsü” filmine kaptırmıştır.
Filmin sonunda seyirciden konuyu ve özellikle finali kimseye anlatmaması isteniyor. Çünkü filmin büyüsü, son sahneye kadar süren belirsizlikte saklı. Billy Wilder ve Agatha Christie’nin iş birliği sayesinde bugün bile “mahkeme filmleri” denince ilk akla gelen yapımlardan biri olarak anılıyor.
Bugünlük bu kadar, hoşçakalın.
