Peyzaj mimarı Ece Gürel, kaybolduğu Belgrad Ormanında 4 gün sonra sağ bulundu ama hastanede hipotermiden, yani uzun süre düşük soğuğa veya aşırı sıcağa maruz kalan insanlarda oluşan iç organların çökmesi nedeniyle hastanede öldü. Geride bıraktığı pek çok sorunun ilki bir insan nasıl olur da şehrin içindeki bir gezi ormanında kaybolabilir ve 4 gün yolunu bulamaz sorusu oldu. Kaybolduğunun 2. Gününde ormanda telefonu ve montu bulunmuştu, intihar amacıyla ormana gittiğini düşünenler oldu. Ece Gürel’in hayatının son birkaç ayında insanın direncini kıran şeylerin hepsi üst üste gelmiş. Evde eşiyle arası bozulmuş, iş yerinde kadına hayatı dar etmişler ve mobbinglerle istifaya zorlamışlar. Kadına ne evinde huzur kalmış ne iş yerinde. O da sosyal medyada alternatif sağaltımlarla kendini iyi hissetmeye çalışmış. Çığlık terapisi, kurşun dökme, astroloji gibi yanlış ellerin öğretisinde çok ters sonuçlara gidebilecek yerlerde aramış iyileşmeyi. Öyle sıkışıp kalmış ki modern hayatın acımasızlıkları içinde, cuma günü işte geçirdiği korkunç günün ardından, kocasıyla pazar sabahı yaptığı bir tartışma sıkıntısına tuz biber ekmiş, belki de Belgrad ormanında bir nebze soluk almak istemiş. Ama sonrasında Belgrad ormanlarında yitip gitmiş ve çıkışı bulamamış. Ece Gürel iş yerinde huzursuzmuş, bir an sinirle istifa edeceğini söylemiş ama sonra bunu öfkeyle söylediğini, vazgeçtiğini bildirmiş. Cuma akşamı kadını şirket avukatlarıyla bir odaya sokmuşlar, üstüne gitmişler, kıdem tazminatı almadan kendi rızasıyla istifa ettiğine dair kâğıt imzalatmışlar. Ece Gürel evine gittiğinde avutulacağına, yaşadığıyla tek başına başa çıkmak zorunda kalmayacağı gibi hayati bir destek bulacağına o kâğıdı imzalamakla suçlanmış, bir de evinde psikolojisi çökmüş. Ece Gürel gibi bir kadın, tek derdi evinde kocasıyla yaşadığı huzursuzluk olsaydı bununla başa çıkabilirdi. Ya da evinde mutluyken iş yerindeki mobbingin üstesinden gelebilirdi. Talihsizliği ikisinin aynı zaman diliminde kesişmesi olmuş. Her şey üst üste gelirse her yerde her insan her anlamda kaybolur. Çok soğuk havada bir ormanda kaybolursanız pek te uzun olmayan bir zaman sonra beyin, hipotermi nedeniyle hata moduna geçer ve normal bir insan gibi düşünemezsiniz. Yani aklınızı başınıza toplayıp kaybolduğunuz o ormandan nasıl kurtulabileceğinizi mantıklı bir şekilde düşünemezsiniz. Hipoterminin en büyük tehlikesi budur, insan içinde bulunduğu durumdan kendini nasıl kurtaracağını, hele ki o ormana Ece Gürel’in psikolojisiyle gittiyse bulamaz. Soğuk hipotermisi yaşayan insanların bir kısmı üstünü başını bile çıkarırmış soğuktan işlevini yitirmiş beyninin yanlış kumandası altında.O cuma günü iş yerinde Ece Gürel’e hayatı dar edenler o akşam evlerine rahatlamış halde, terbiyesiz bir çalışanın ağzının payını verdiklerini düşünerek gittiler. Ece Gürel’in o hafta sonunu nasıl berbat geçireceğini, 36 yaşında bir kadını ölüme götüren ilk fişeği ateşlemiş olabileceklerini akıllarına bile getirmediler belki de. Belki de evdeki eş, berbat halde eve gelmiş kadını suçladı ve iyice kötü mü hissettirdi. Yine etrafındakilerin duyarsızlıkları nedeniyle gencecik bir kadın öldü. Bir kadına bu kadar yüklenirseniz hiç kimsenin “Gitmeseydi o ormana. Böyle aptallık yapıp ölümüne neden olmasaydı” deme hakkı yoktur. Bir kadına hayatı dar edip, köşeye sıkıştırıp kendi hırsımızı ondan almaya kalkarsak onun ölümünde payımız olduğunu inkâr edemeyiz. Ece Gürel hiç yere öldü. Ölmek istememiş oysa, çünkü kimse böyle bir şekilde intihara kalkışmaz. Karmakarışık bir kafayla gittiği Belgrad ormanında bir de hipotermiye yakalanmasaydı belki de hala yaşıyor olacaktı. Kafası o kadar dolu olmasaydı, o denli bunaltılmamış olsaydı belki de ormana gitmeyecekti.
