Vakıf yetkilileri, beslenme alışkanlıklarında mevsime bağlı olarak yaşanan değişimlerin ve kontrolsüz sıvı tüketiminin ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğine dikkat çekiyor. Özellikle potasyum ve fosfor bakımından zengin meyve-sebzelerin aşırı tüketimi, kalp ritim bozukluklarından ani kalp durmasına kadar varan sonuçlar doğurabiliyor.
HEMODİYALİZ HASTALARI İÇİN YAZ AYLARI NEDEN BU KADAR RİSKLİ?
Yüksek sıcaklıkların etkisiyle iştah azalması, terleme yoluyla sıvı kaybı ve mevsimsel olarak meyve-sebze tüketimindeki artış; hemodiyaliz hastalarının metabolik dengeyi korumasını zorlaştırıyor. Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, hastalığa uygun yaşam biçiminin sadece tedavi değil, yaşamın tümüne yayılan bir sorumluluk olduğuna işaret ediyor. Erk, “Her mevsim değişimi yeni riskler getiriyor. Biz de Türk Böbrek Vakfı olarak yalnızca kliniklerle sınırlı kalmayıp, hasta yakınlarını ve bakım verenleri de kapsayan bütüncül bir bilgilendirme kampanyası yürütüyoruz” diyerek sürdürülebilir farkındalık çalışmalarının altını çiziyor.
YAZ MEYVELERİ MASUM DEĞİL: KALP DURMASINA YOL AÇABİLECEK POTASYUM BOMBALARI
Diyetisyen Gökçen Efe Aydın’a göre, hemodiyaliz hastalarının kan değerlerinde özellikle potasyum, fosfor ve albümin seviyeleri doğrudan beslenmeyle ilişkilidir. Yaz aylarında artan kavun, kayısı, şeftali gibi sarı ve turuncu meyvelerin yanı sıra çeşitli yeşilliklerin aşırı tüketimi kan potasyum seviyesini aniden yükselterek kalpte ritim bozukluğu, kas zayıflığı, uyuşma ve nihayetinde kalp durmasına yol açabilecek düzeyde tehlike arz ediyor. Aydın, bu gibi durumların önüne geçebilmek için hastaların mevsime özel olarak yeniden planlanmış, uzman kontrolünde hazırlanmış diyet listeleri ile beslenmeleri gerektiğini vurguluyor.
SUYUN FAZLASI DA ZARARLI: “KONTROLSÜZ SIVI TÜKETİMİ KALBİ ZORLUYOR”
Yüksek sıcaklıkların etkisiyle artan susuzluk hissi, özellikle idrar çıkışı olmayan hemodiyaliz hastalarında aşırı sıvı alımına yol açabiliyor. Bu durum diyaliz seansları arasında vücut ağırlığında ciddi artışlara neden olarak yüksek tansiyon, ödem ve kalp yetmezliği gibi komplikasyonlara zemin hazırlıyor. Gökçen Efe Aydın, “Hastaların yaz-kış fark etmeksizin sıvı tüketimini bireysel sağlık verilerine uygun şekilde planlaması hayati önem taşıyor. Yazın vücut sıvı ihtiyacı artıyor ancak bu, kontrolsüz su içmenin mazereti olamaz” diyerek su tüketiminde bilinçli olunması gerektiğinin altını çiziyor.
KAN DEĞERLERİNDEKİ UFAK DEĞİŞİMLER BÜYÜK SORUNLAR DOĞURABİLİR
Potasyum yüksekliği; kalp atımında düzensizlik, kaslarda ani güçsüzlük ve uyuşukluk gibi belirtilerle kendini gösteriyor ve hızla müdahale edilmezse ölümcül sonuçlara yol açabiliyor. Fosfor fazlalığı ise kemiklerde kireçlenmeye, ciltte kaşıntıya, eklem ağrılarına neden oluyor. Albümin düşüklüğü ise tedavi sürecinin etkinliğini azaltıyor, bağışıklık sistemini zayıflatıyor. Hemodiyaliz hastaları için bu biyokimyasal parametrelerin dengede tutulması tedavinin başarı oranını belirleyen temel unsurlardan biri olarak öne çıkıyor.
YUMURTA AKI HAYATİ, AMA HER GÜN TÜKETMEK ZORLAYICI OLABİLİR
Albüminin en kolay ve etkili kaynaklarından biri olan yumurta akının düzenli olarak tüketilmesi öneriliyor. Ancak sıcak yaz günlerinde bu besinin tüketilmesi bazı hastalar için iştah açısından ciddi zorluklar yaratabiliyor. Uzmanlar, hastaların bu sürece fiziksel olduğu kadar zihinsel olarak da hazır olmaları gerektiğini ve bıkmadan, sürdürülebilir bir beslenme planı oluşturmalarının elzem olduğunu belirtiyorlar.
