Geçen hafta Arap Ülkelerinden bir hemcinsimiz sayesinde çok güldük, kendisine teşekkürler ederiz. Dubai Prensesi Şeyha Mahra instagram’dan paylaşım yaparak kocasına 3 defa “Boşuyorum, Boşuyorum, Boşuyorum” yazdı ve evliliğini bitirdiğini ilan etti. Sosyal medyanın bazen amansız bir mahkeme gibi davrandığı doğru ama bir şeriat mahkemesi gibi kullanılarak boşanmak için yeterli bir platform olarak görülmesi hepimizi güldürdü.
Fakat bunu yapabilmek için hem güçlü bir kadın hem de Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Başkan Yardımcısı, Başbakanı ve Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid Âl Mektum’un kızı olmak gerekir. Şeyha Mayra’da güçlü bir kişilikle beraber kızını boşadığı adamın yeniden karısı olmaya ikna etmeye çalışmayacak anlayışlı bir baba bulunduğu da muhakkak. Yoksa Mayra bunu yapamazdı.
Şeyha Mayra ve kocası geçen sene evlenmişler ve 2 ay önce çocukları olmuş. Mahra’nın instagramı ve hepimizi şahit tutarak kocasını boşamasında eski eşine olduğu kadar ülkesinin kadın boşamadaki tutumuna karşı alayı herkesin çok hoşuna gitti.
Mayra İngilizce yazdığı boşama mesajında kocasını diğer “companions” ile meşgul olmakla suçladı. Her ne kadar bazı haber siteleri açıklamanın burasını “diğer arkadaşlar” diye Türkçeleştirse de İngilizcede bu kelime cinsel olarak birlikte olunan kişi demektir. Yani Mayra kocasına “Sen diğer kadınlarla düşüp kalkarken ben seni boşuyorum. Boşol, Boşol, Boşol” yazdı. Daha bir yıllık kocasını, 2 aylık bebeğinin babasını başka kadınlarla olduğu gerekçesiyle instagramda boşadı. Arap ülkelerinde böylesi görülmedi.
Düğün fotoğraflarına baktım ve gördüm ki Mayra’nın başı açık. Eski damadımız da yakışıklı aslında. Birbirlerinin elini tutup gözlerine bakıp gülümsüyorlar. Ama zaten bizde de böyle değil midir zaten? Evlenirken her şey iyidir, boşanırken o ilgili, düğün fotoğraflarında gülümseyen adam gider bir başka adam gelir.
Mayra’nın olayında merak ettiklerimiz çok fazla…
Her şeyden önce Dubai Medeni Kanununa göre (tabi böyle bir kanun varsa) Mayra’nın bu şekli geçerli bir boşama mı? Yüzyıllar boyu üç kelime ile kadınların kocaları tarafından kapıya atıldığı düşünülürse ve Şeriat Hukuku’nun kabak gibi buna izin verdiği göz önünde bulundurulursa Mayra’nın kocası artık dul mu?
Mayra bu adamla yeniden evlenmeye ikna edilirse ya da “Dilim (ya da klavyem) sürçtü, pardon. Ben aslında boşanmak istemiyordum.” derse o zaman eski kocasına bir hülleci mi bulması gerekecek? Eski kocasının başından bir evlilik daha geçmeden onunla yeniden evlenemeyecek mi Şeriat Hukuku’na göre?
Şeriat Hukukunda gerçekten de kadınlar bir kelimenin üç kere tekrarı ile bu kadar kolay bir şekilde kapı dışarı edilebiliniyor maalesef. O hukukta kadının hakkı yok, yeri yok, adı da yok. Kocasının üzerinde, babasının mirasında hakkı yok. Toplum hayatında yeri yok. Ama internet dönemi hayatında Şeriat Hukuku o kadar uygulanamaz bir şey ki en az Nokia 5110 kadar eski duruyor.
Arap ülkelerinde kadın hakları biraz ivme almaya başladı. Suudi Arabistan şaşırtıcı şekilde hızlı gidiyor. Kadınların tek başlarına stadyumlara girip arabada bir başka erkek olmadan araç sürmelerine izin vererek hepimizi hem güldüren hem de saç baş yolduran yasanın yürürlüğe girmesinden sonra ülkede mayo defilesi bile yapıldı şaşırtıcı şekilde.
Arap ülkelerinde bütün kadınların ya doktor ya öğretmen ya da kuaför olmaları gerçekten değiştiği zaman asıl değişim başlayacak. Toplumun her yerinde mesleğin türüne bakılmaksızın kadın istihdamı desteklendiği zaman kadınların eşitlik hakları en azından konuşulabilir olacak. Şu an yapılmaya çalışılan şey, diktatörlerce baskılanmış ülkelerde yaşanan Arap Baharının berbat bir Arap Kışına dönüşmesinin ve o ülkelerin birer terör toplumu haline gelmesinin yarattığı korku sonrası, diğer ülkelerde de bazı hareketlerin başlamasına izin vermemek. Yani kadın haklarından başlayarak baskıcı olmayan bir toplum hayatı kurulabileceğine halkı inandırma çabası… Bir tek İran mollaları direniyor. Israrla, inatla, aslında hiç te mutaassıp olmayan kadim Pers toplumuna kadınların mutlaka başlarını örtüp kılık kıyafetlerine dikkat etmeleri için her zulmün yapılacağı mesajını veriyorlar. Onlar kadınlarıyla uğraşıp başı açık gezen kadınları yakalamak için bütün bir şehri akıllı kameralarla donatırken Cumhurbaşkanları eski ve yedek parçası bile olmayan bir helikopterde hayatını kaybediyor. Başı açık dolaşan bir kadını karakola çekip zulmetmek için harcanan paranın birazını yöneticilerinin helikopterine harcasalardı…