Plastiklerin ve haşere ilaçlarının içinde bulunan “Bisfenol-A”nın, tekstilde, mutfak eşyalarında, teflon malzemelerde kullanılan kimyasalların hormonları bozarak çeşitli hastalıklara yol açtığı belirtildi.
Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, yaptığı açıklamada, vücutta bir hücreden bir hücreye mesajları taşıyan moleküllerin hormon olarak isimlendirildiğini söyledi.
Vücudu hormonların yönettiğini ifade eden Yıldız, hormonların doğru miktar, yer zamanda salınımının tüm fonksiyonların işlevi açısından son derece önemli olduğunu vurguladı. Yıldız, bu fonksiyonlar içinde büyüme, gelişme ve üremenin yer aldığını aktararak, “Dolayısıyla vücudumuzda hormon salgılayan bezlerin sağlıklı ve normal konsantrasyonlarda salgılanması ve kanda bulunması, bütün doku ve organların işlevlerini normal görebilmesi için gerekli. En ufak bir bozulma sağlığı değişik şekillerde etkiler.” dedi.
Hormonlardaki bozulmaya bağlı sağlık sorunları içinde en çok bilinenlerden birinin tiroit olduğunu belirten Yıldız, şu bilgileri paylaştı:
“Tiroit, vücudun adeta gaz pedalıdır. Tiroit hormonunun bir miktar azalması veya artması kilo almak veya vermek, soğuğa ve sıcağa tahammül edememek, sinirli ve uykulu olmak, iştahta artma, azalma gibi birçok şikayete neden olabilir. Toplumda ikinci olarak en sık görülen insülindir ve buna bağlı gelişen diyabettir. Pankreastan salınan şekerin hücrelerin içine girmesini sağlayan insülin adı verilen hormon eksikliği veya hücrelerdeki bu hormona direnç, vücutta kandaki şeker miktarını arttır hatta şeker kullanılamaz hale gelir. Bu durumda kişilerde çok su içme, çok idrara çıkma, kilo kaybı veya vermede güçlük ortaya çıkar.”
Yıldız, obezitenin de en önemli hormonal bozukluklardan biri olduğunun altını çizerek, “Hormonlar içinde iştahı düzenleyerek, alınan enerjinin etkili şekilde kullanılmasını kontrol ederek, gerek beyin gerek yağ dokusu ve gerek pankreastan salgılanan çok sayıda hormon bulunmaktadır. Dolayısıyla bu hormonlardaki bozulma, obezite için de önemli bir etkendir.” diye konuştu.
“Şu anda piyasada 100 bin farklı kimyasal bulunuyor”İşlenmiş gıdaların ve kimyasalların hormonlar üzerinde etkili olduğuna dikkati çeken Yıldız, yiyecekler, solunan kirli hava ve plastik saklama kapları gibi etkenlerin hormonları bozduğunun bilimsel çalışmalarla ortaya konduğunu bildirdi.
Yıldız, “Çevreden alınan hormon bozucu kimyasallar ya hormonları taklit ederek olması gereken fonksiyonu tetikliyor ya da doğrudan kendisi hormonun çalışmasına engel oluyor. Dolayısıyla, işlenmiş gıdalar, uygun olmayan içme suyu, kirli havada bulunan hormon bozucu kimyasallar, maddeler, hormonların normal çalışmasını engelleyerek hastalıkların ortaya çıkmasına neden oluyor.” diye konuştu.
Hormon bozucu kimyasalların birden çok hastalığın gelişmesinden sorumlu olduğuna işaret eden Yıldız, sözlerine şöyle devam etti:
“Hormon bozucu kimyasallar, erken ergenlik, kısırlık, kalp ve damar hastalıkları, diyabet, obezite, meme ve prostat kanseri başta olmak üzere birçok hastalığa yol açıyor. AB’nin sürdürebilir kimyasallar stratejisinde yer alan bilgiye göre, şu anda piyasada 100 bin farklı kimyasal bulunuyor ve her yıl 2 bin farklı kimyasal piyasaya ekleniyor. Bunların içinde en az 250’si hormon bozucu olarak yer alıyor. Bu hormon bozucu kimyasalların içinde en çok bilinenleri, plastik ve haşere ilaçlarının içinde bulunan ‘Bisfenol-A’, bütün ev eşyalarında ürünü dış etkenlerden korumak amaçlı kullanılan kimyasallar, tekstilde, mutfak eşyalarında, teflon ürünlerde yer alan kimyasallar olarak sıralanıyor. Aynı zamanda özellikle büyükşehirlerde kirli hava ve kapalı alanda maruz kalınan sigara dumanı, dokulardaki dengeyi bozuyor.”
“Ürünlerin üzerinde ‘Bisfenol-A maddesi içermez’ yazılı olanlar tercih edilmeli”Avrupa Parlamentosu’nda 250 hormon bozucunun tamamen yasaklanmasına yönelik bir yasa tasarısı gündeme geldiğini anımsatan Yıldız, ancak henüz buna yönelik bir yasanın yürürlüğe girmediğini bildirdi.
Yıldız, hormon bozucu kimyasalların insan sağlığı üzerine etkisine ilişkin literatüre çok sayıda yeni çalışmanın girdiğini belirterek, “2022’de Science Dergisi’nde yapılan bir çalışma, özellikle bebeklik, anne karnında ve çocukluk döneminde hormon bozuculara maruziyetin, sinir sistemi, dikkat ve tiroit bezi üzerinde olumsuz etkilerin olduğunu ortaya koydu.” dedi.
Kanun koyucuların, bu alana ilişkin yasal düzenlemeleri getirmeleri için bilim insanların çok daha fazla sayıda çalışmaya imza atması gerektiği değerlendirmesinde bulunan Yıldız, şunları kaydetti:
“Risklerin tam olarak tanımlanabilmesi, boyutunun net olarak ölçülebilmesi önemli. Bunun için sivil toplum kuruluşlarının, bilim kuruluşlarının kanun koyucularla birlikte çalışması gerekiyor. Vatandaş olarak da alınabilecek tedbirler var elbette. Ellerin sık yıkanması, evde sık toz alınması, elektrik süpürgesi kullanılması, yemeklerin plastik değil cam kaplarda saklanması gerekiyor. Ayrıca bilinçli tüketici olunmalı, alışverişte ambalajların üzerindeki numaralara dikkat edilmeli. Eğer, ürünün üzerinde ‘1,2,4,5’ yazıyorsa bu ‘güvenli plastik’ demektir, ‘3,6,7’ yazıyorsa ‘sağlığa zararlı olabilecek bir ambalaj maddesi’ olduğunu ifade eder. Bu nedenle, ürünlerin üzerinde ‘Bisfenol-A maddesi içermez’ yazılı olanlar tercih edilmeli, içme suyu cam şişede tercih edilmeli, plastik şişede bulunan ve sıcağa maruz kalan su tüketilmemeli, iyot alımına özen gösterilmeli ve kesinlikle tütün ürünleri kullanılmamalı.”