Çocuk Çocuğu Öldürürse

İtalyan Şef Andrea Minguzzi’in 15 yaşındaki oğlu Mattia Ahmet, iki hafta önce kaykay malzemesi almak için gittiği Kadıköy bit pazarında birisi 15, diğeri 16 yaşında iki çocuk tarafından akciğerinden, kalbinden ve böbreğinden bıçaklandı. Olay yerinde solunumu duran çocuğu bir kadın doktor suni teneffüsle hayata döndürmeyi başardı ama çocuk iki haftalık yaşam mücadelesini kaybedip öldü.
Bir bit pazarında 15 yaşında bir çocuğun böyle bir vahşetle öldürülmesinin görüntüleri korkunç. İki çocuk kapüşonlarını takmış halde çocuğa yıldırım gibi saldırıp bıçaklıyorlar. O kadar hızlı davranıyorlar ki etraftaki kimse müdahale edecek vakti bulamıyor bile. Yere düşen çocuğu tekmeliyorlar ve hemen kaçıyorlar. Birkaç saniye içinde 15 yaşında bir çocuk öldü. 
Saldırganlardan ikisi de sabıkalı. Birinin bir, diğerinin iki sabıkası var. Görüntüleri izlerken anlıyorsunuz ki korkutmaya falan değil, düpedüz öldürmeye gelmişler. Üstelik görüntülerdeki bıçak darbeleri bunu daha önce defalarca yaptıklarını düşündürüyor. 
Çocuk görünümlü katillerin kim oldukları açıklanmıyor. Ama birileri açıklamalı. Kim bunlar? Sabıkaları neydi de sağaltılmak yerine serbest bırakılıp bir güzel çocuğun canını aldılar? Hangi okulda okuyorlar, nerelerde geziyorlar ve bir pazarın içinde 15 yaşında bir yavruyu bıçaklayıp tekmeleme hakkını nasıl bir kör zihinle kendilerine veriyorlar? Madde mi kullanıyorlardı, nasıl bir geçmiş hayatları vardı, bize anlatılmalı.
Bir arkadaşımın cesur ve adalet duygusu gelişkin 16 yaşında oğlu var. Hiç te ucuz olmayan özel bir okula gidiyor. Bir gün okul kameralarının görmediği kör bir köşede yaşıtı birkaç çocuğun ufak tefek bir çocuğu darp ettiklerini görüyor ve müdahale ediyor. Zorba çetenin başı bir bıçak çıkarıp gösteriyor ve ‘işlerine karışmamasını, sonra kötü şeyler yaşayabileceğini’ söylüyor. Çocuk neyse ki oradan uzaklaşacak kadar sağduyulu. Eve gelip annesine anlatınca arkadaşım haliyle okulu arayıp kıyamet kopartıyor. Okul dilekçe istiyor, dilekçeyi olay nasıl olduysa aynen yazıp veriyorlar. Derken okul müdürü diyor ki ‘Dilekçeden bıçak kelimesini çıkarın’. Hayır diyor arkadaşım. Sonra müdür bıçakla okula gelen 16 yaşındaki diğer çocuğun ailesinin onlarla görüşmek istediğini söylüyor. Böyle bir durumda karşı ailenin ne söyleyeceğini düşünürsünüz? Özür dileyip çocuklarını tedavi ettireceklerini söylemelerini falan değil mi? Ama tam tersi oluyor. Arkadaşımı arayan ve gayetle de okumuş diğer anne diyor ki ‘Siz nasıl bizim çocuğumuzu böyle bir şeyle suçlarsınız? Nasıl bizim çocuğumuzun sicilini bozarsınız? Bu çocuk böyle yaftalanırsa bunun hesabını nasıl vereceksiniz?” Şaşkınlığını atan arkadaşım parlıyor ve diyor ki “Benim çocuğum orada bıçaklansaydı siz bunun hesabını nasıl verecektiniz?” Ama diğer anneyi ikna etmek mümkün değil. “Hayır.” Diyor. “Benim çocuğum okula bıçakla falan gitmez. Kimseye de bıçak çekmez.”    
Etrafımız çocuğunu olduğu gibi göremeyen meşgul anne babalarla dolu. Ama asıl okullar akran zorbalığına karşı ne yapacaklarını bilemiyorlar. Akran zorbalığı eğitimlerinde hayretlere şayan bir şekilde ‘Çocuğunuzun öz güvenini artırın ki akran zorbalığına uğramasın’ diyorlar. Hele ki zorba, hali vakti yerinde bir ailenin çocuğuysa aile olayı kapatmak için her şeyi yapıyor. Cezalandırılmadığı gören çocuk ilerde karısını da döver, tartıştığı kişiyi de bıçaklama hakkını kendinde bulur. 
Kenar mahallelerde durum çok daha acı. Çocuğunun güvenliğini sağlayacak parası da çaresi de olmayan suçsuz günahsız aileler ve çocukları, cezasızlığın ayyuka çıktığı ülkemizde madde bağımlısı, hayatla gemileri çoktan yakmış çocuk görünümlü canilerden korkarak ağızlarını açamıyorlar. Hiç kimsenin sizi veya çocuğunuzu bir caniden koruyamayacağını bilseniz ne kadar cesur olabilirsiniz? 
Kanunlardan cezasızlığı çıkartmak ve okulları akran zorbalığına karşı zorbayı değil hırpalanan çocukları korumaları gerektiğine ikna etmek zorundayız.