Gelenekle gelecek arasında köprüler kurmayı hedefleyen Tohumluk Vakfı, deprem bölgesinde kırsal kalkınmaya destek amacıyla uygulamaya koyduğu “Dijital Tohumlar Filizleniyor” adlı projenin tanıtım toplantısını gerçekleştirdi.
Geçmişin gelenekleriyle geleceğin teknolojisi buluşturan Tohumluk Vakfı’nın son genel kurulunda seçilen yeni yönetim kadrosuyla Hatay deprem bölgesinde ekonomik ve kırsal kalkınmaya öncü ve yardımcı olmak amacıyla “Dijital Tohumlar Filizleniyor” projesini uygulamaya koyacak. Hatay bölgesinde deprem felaketi nedeniyle dezavantajlı duruma gelen üreticilere ekonomik güç kazandırarak bölge ekonomisinin canlanmasına destek olmayı amaçlayan projenin hedef kitlesi ise kırsalda el emeği ürünleriyle geçimini sağlayan aile işletmeleri ve kadın kooperatifleri ile orta ölçekli tarım üreticileri.
Projede dijital dünya aracılığıyla ürünleri geniş kitlelere ulaştırmak, ürünleri daha büyük bir pazarla buluşturmak, kendi markalarını kurmak ve markalaşmak isteyen üreticileri desteklemek hedefleniyor. Ayrıca coğrafi işaretli ürünlerin uluslararası pazara sunulması ve kazandırılması destekleniyor. Projenin şimdiye dek ortaya konan projelerden farkı; vakıf gönüllülerimizden oluşturulan “Mentör” kadrosunun, bölge üreticilerinden oluşan “Filizler” kadrosuna girişimcilik yolculuğu boyunca, sahada ve çevrimiçi buluşmalarla rehberlik edecek olması. Bu sayede yerel üretici, küçük işletme ve kooperatiflerin, sürdürülebilir bir şekilde büyümelerine katkıda bulunmak için ihtiyaç duydukları dijital yetkinlikleri eğitim ve mentörlüklerle geliştirmek hedefleniyor
Toplantının açılış konuşmasını yapan Tohumluk Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Ayhan şunları kaydetti, “Sivil toplum kuruluşları, toplumun her bir bireyinin sivil iradesini özgürce, gönüllüce; paylaşma ve çoğalma arzusuyla yine toplumun bekası için kullandığı mecralardır. Gönüllülük prensibiyle yapılan çalışmaların tamamı, ortak sağduyunun hizmetine sunulur ve bu çalışmaların toplumda değişim, dönüşüm ve fark yaratması beklenir. Yardım alan ile yardım verenin eli birbirine değdiği andan itibaren bu ilişki artık karşılıklılık ilişkisine, yani dayanışmaya dönüşür. Alma, verme dengesi kurulur ve herkes birbirinden öğrenir, birbirinden beslenir. Bu öyle hassas bir dengedir ki; sevgisi biraz az, ilgisi bir doz düşük, samimiyeti bir nebze sönük olsa ayarı bozulur, kıymeti yok olur. Saygı ile, hoşgörü ile, aşk ile kurulan bağlar ise yıkılmaz denen duvarları yıkar, aşılmaz denen yolları aşar, açılmaz denen kapıları ardına kadar açar. İşte, o vakit güneş herkes için doğudan doğar, herkes için batıdan batar. Kimse kimseden daha erken doğmaz, daha geç ölmez. Bu idrak, alan ile verenin değil, bütünün kutsal çeşmesinden birlikte içenlerin ödülüdür. İyilikte buluşmak, “bir”likte buluşmaktır çünkü. Kendini iyiliğin yüksek ruhuna teslim etmişlerin gözü de, eli de, dili de, beli de birbirinin ardını kollar, birbirinin hayrını sorar.
Ayhan, toplum gönüllülüğünde ayrım gözetilemeyeceğini ifade ederek, “Bizler, yani Tohumluk Vakfı’nın temiz kalpli gönüllüleri bu idrak yolunda omuz omuza yürürken, önümüzdeki taşları temizleyen ve çalışmalarımıza el veren başta kardeş STK’lar olmak üzere, yerel yönetimlere, kamu görevlilerine; basın emekçilerine ve bağışçı gönül dostlarımıza teşekkürü borç biliriz. Toplum gönüllülüğünün yüce makamında inanç, siyaset, ırk ayrımı olmaz. Altında toplanılan çatı, kâmil insanlığın, hoşgörünün ve mutlak iyiliğin yegane amaç sayıldığı hakikat çatısıdır. Ve bu çatı altında bir araya gelmiş her gönül de yol arkadaşımızdır” dedi.