İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki grup toplantısında yaptığı konuşmada hem iç politikadaki son gelişmeleri hem de terörle mücadelede hükümetin izlediği yeni stratejiyi kapsamlı biçimde değerlendirdi. “Terörsüz Türkiye” adıyla kamuoyuna duyurulan ve yeni anayasa ile birlikte hayata geçirilmesi planlanan süreçte, TBMM’de özel bir komisyon kurulmasına yönelik hazırlıkları “ihanet projesi” olarak nitelendiren Dervişoğlu, Cumhur İttifakı’na ve sürece destek veren tüm aktörlere sert ifadelerle yüklendi. “Gazeteciye kabadayılık yapıyorsunuz, siyasetçiye kabadayılık yapıyorsunuz. Hadi Türk milletine sorun bakalım, görelim kabadayılığınızı” diyen Dervişoğlu, sürecin halk oylamasına götürülmesi çağrısı yaptı: “Cesaretiniz varsa referanduma gidin, bu ihaneti onaylıyor musunuz diye millete sorun!”PKK İLE MÜCADELE YERİNE, İMRALI TELİFLİ KOMİSYON MU?İktidarın, TBMM bünyesinde yeni bir komisyon kurarak 2013’teki çözüm sürecinin farklı bir versiyonunu hayata geçirmeye çalıştığını iddia eden Dervişoğlu, bu girişimi “gayrimeşru bir plan” olarak tanımladı. “Bu, Türk milletine yapılmış en büyük ihanettir. Telifi İmralı canisine, senaryosu okyanus ötesine, yönetmeni Beştepe-Balgat hattına ait bir oyundur bu. Ve biz bu oyunun figüranı olmayacağız” sözleriyle tepkisini dile getirdi.“Bu komisyon aracılığıyla Meclis içinde paralel bir yapı oluşturuluyor. Amaç, sözde çözüm adı altında Türk devletini, PKK ile eşitlemek, Türk milletinin birliğini zedelemektir. Kimse bize bu ihaneti ‘barış’ ambalajıyla satamaz.”Dervişoğlu konuşmasında, geçtiğimiz günlerde Pençe-Kilit operasyon bölgesinde Türk askerine yönelik insansız hava araçlarıyla gerçekleştirildiği iddia edilen saldırıya da değindi. Yaralı askerlerin olduğu yönünde bilgi aldıklarını söyleyen İYİ Parti lideri, devletin hiçbir kurumunun olayla ilgili açıklama yapmamasını sorguladı.“Devletime milletim adına soruyorum: Askerimize yönelik bu hain saldırı doğru mudur? Eğer doğruysa neden kamuoyundan gizleniyor? Sessizliğinizin sebebi yeni bir çözüm sürecine zemin mi hazırlamak? Mehmetçikler yalnız mı bırakıldı?”Dervişoğlu, partisinin grup başkanvekillerinin GATA’ya giderek yaralı askerleri ziyaret ettiğini, ancak resmi bir açıklamanın hala yapılmadığını vurguladı: “Bir şeyleri saklamak uğruna, bu memleketin evlatlarını yok sayarsanız, nefesimiz ensenizde olacaktır.”
“TEMMUZ AYLARI ATEŞLE GEÇİYOR: SİVAS, BAŞBAĞLAR VE ORMANLAR…”Konuşmasının bir bölümünde Sivas Katliamı ve Başbağlar’da yaşananları hatırlatan Dervişoğlu, Türkiye’nin Temmuz aylarını yıllardır “ateşle” geçirdiğini belirtti. Orman yangınlarından terör saldırılarına, toplumsal travmalardan faili meçhullere kadar birçok acının Temmuz ayına sığdığını vurguladı.“Bu toprakların her karışı acıyla yoğrulmuş. Sivas’ta yakılan canlarımızın ateşi daha sönmeden Başbağlar’da başka bir ateş tutuşturulmuştu. Bugünse yine Temmuz… Ormanlarımız yanıyor, ciğerlerimiz kül oluyor. Birileri yine bu yangınların dumanında fırsat kolluyor.”Dervişoğlu, iktidarın yaşanan her krizden siyasi ve ekonomik rant devşirme derdinde olduğunu savundu. Özellikle orman yangınları üzerinden çıkarılan düzenlemelerin “yangından mal kaçırmak” zihniyetiyle hareket edildiğini söyleyen Dervişoğlu, bu dönemlerde zeytinliklerin, kıyıların ve doğal alanların peşkeş çekildiğini ifade etti.“Artık sadece cüzdanlarımızı değil, kimliklerimizi yağmalıyorlar. Türk kimliğini, Cumhuriyet yurttaşlığını elimizden almaya çalışıyorlar. Komisyon dedikleri şey, bu yağmanın hukuki zemini haline getirilmek isteniyor.”Dervişoğlu’nun en dikkat çeken uyarılarından biri de, 2013 yılında PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın önerdiği sözde çözüm modelinin yeniden gündeme taşındığı yönündeki tespitiydi. Yeni kurulacak komisyonun, Öcalan’ın o dönem sunduğu “konfederasyon önerisinin” meşrulaştırılmasına hizmet ettiğini ileri sürdü.“Bugün Meclis’te kurulmak istenen komisyonun telifi Apo’ya aittir. Bu ihanetin maskesini düşürmek bizim boynumuzun borcudur. Millete sorulmadan atılan hiçbir adım meşru değildir. Bu vatanı pazarlayanlara, Türk kimliğini masaya koyanlara dur demek için buradayız.”“EY ERDOĞAN! ELİNİ TUTAN MI VAR?”Konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da doğrudan seslenen Dervişoğlu, “Demokratik Türkiye istiyorsan buyur başla” çağrısı yaptı. Mevcut anayasa ve yasaların dahi uygulanmadığını, buna rağmen iktidarın yeni anayasa hazırlığı içerisinde olduğunu belirten Dervişoğlu, gazeteciler, siyasiler ve gençler üzerindeki baskının sona ermesi gerektiğini vurguladı.“Basını susturuyorsun, gazetecileri cezaevine gönderiyorsun. Siyasi partilere operasyon çekiyorsun. Gençleri azarlayıp gözaltına alıyorsun. Mevcut anayasayı çiğniyorsun, ama yeni anayasadan bahsediyorsun. Bu nasıl bir çelişkidir?”Dervişoğlu, Türkiye’nin kurtuluşunun ancak parlamenter sistemle mümkün olacağını söyledi. “Bu sistem olmadı, 86 milyon bunu gördü ama sen görmek istemiyorsun” diyen İYİ Parti lideri, “Yarın çalışmaya başlayalım. Kuvvetler ayrılığını yeniden tesis edelim. Denge-denetim mekanizmalarını kuralım. Sen hazır mısın?” diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çağrıda bulundu.Konuşmasının sonunda diğer muhalefet partilerine seslenen Dervişoğlu, yeni kurulacak komisyona katılmamaları yönünde uyarıda bulundu. “İhanet projesine ortak olmayın. Türkiye’nin ihtiyacı sahte normalleşme oyunları değil, gerçek bir demokratik dönüşümdür” dedi.LEMAN DERGİSİ OLAYI: “BU MİLLET İKİ MUSTAFA’YA DOKUNDURTMAZ”Dervişoğlu grup konuşmasının ardından gazetecilerin soruları üzerine Leman dergisiyle ilgili tartışmalara da değindi. Peygamberimiz Hz. Muhammed’e ve Atatürk’e yapılan hakaretlerin hiçbir şekilde kabul edilemez olduğunu söyledi.“Bu millet iki Mustafa’ya dokundurtmaz. Birisi şanlı peygamberimiz, diğeri Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Her türlü provokasyonu reddediyoruz. Ancak hilafet bayrakları açılıp Atatürk’e hakaret ediliyorsa, bu bir oyundur. Türk milleti bu oyuna gelmeyecek kadar uyanıktır.”İYİ Parti lideri Dervişoğlu, konuşmasını tarihi bir manifesto niteliğinde tamamladı:“Biz kimlikçi ajandaların değil, şahsiyetli Cumhuriyet yurttaşlığının neferleriyiz. Vaad edilmiş toprakların değil, hak edilmiş vatanın evlatlarıyız. Ve bu topraklarda yolcu değil, hancıyız. Türk milletinin namusu, vatanı ve kimliği sahipsiz değildir. Biz Türkiye’yiz!”
