Uluslararası 2023 Elektronik Sanat Sempozyumunda dünya çapındaki en iyi sanatçılar arasına seçilerek Sorbonne Üniversitesi’nde bir solo sergi gerçekleştiren Türk dijital sanatçı Didem Yalınay’dan Cumhuriyet’in 100. yılına ithafen Başkentlilere dev bir meta-uzam sergi deneyimi sundu. 2019 yılından bu yana çalışmalarını Paris’te sürdüren ve kazandığı uluslararası ödüllerle Dünya çapında ün kazanan Yalınay, Institut français Ankara’nın ‘Dijital Kasım’ etkinlikleri kapsamında, Almanya Büyükelçiliği ve CerModern iş birliğiyle düzenlediği dev bir meta-uzam sergi olma hususiyeti taşıyan “Akışta / In the Flux/ Dans le flux”nın açılışını yaptı.
Yalınay, CerModern’de 200 metrekarelik bir alanı kendi icadı olan hologram ekranlarla artırılmış strüktürler kurarak gerçek mekanda hiçbir donanım kullanmadan içine girip kapsandığımız meta-uzam/ metavers bir deneyime dönüştürürken, ışık ve madde arasındaki göze görünmeyen ilişkilerin kuvvetini görünür kıldı.
“Akışta”nın dev enstalasyonu için mimar Seçkin Maden ile birlikte çalışan Yalınay, serginin kapsayıcı ses yerleştirmesini de Alman sanatçı Abel Korinsky ile birlikte yaptı. Sergi, Cumhuriyetin 100. yılı kutlamaları kapsamında bireysel ve okul gruplarının ziyaretlerine ücretsiz bir şekilde açık olacak. Sergi kapsamında ayrıca Didem Yalınay’ın katılımıyla halka açık atölyeler ve bilim ile sanatı buluşturan paneller de düzenlenecek. Bilim ve sanatın ayrılmaz bütünlüğünü ortaya koyan birikimini bir eğitim modeline dönüştürmeyi planlayan akademisyen sanatçı Yalınay, ayrıca Türk gençlerinin Dünya’nın en önemli bilim adamları ve sanatçıları ile bir araya gelebileceği devrimsel bir eğitim modeli tasarlıyor.
2018 yılında ilk sergisini Birleşmiş Milletler için CerModern’de yapmış olan sanatçı, Fransız Kültür Merkezi tarafından tüm dünyada düzenlenen ‘Dijital Kasım’ etkinlikleri kapsamında uluslararası bir bağlamda gerçekleşen bu büyük sergi ile alakalı şöyle konuştu; “2018 yılında bilimsel araştırmalarımın sonuçlarıyla ürettiğim ilk meta-uzam çalışmam ‘Edge(s)/Bağlantı(lar)’ da CerModern’de sergilendi. Seçkin Maden ve Cemal Koray Bingöl’le birlikte gerçekleştirdiğim 2 metrekarelik bir enstalasyonda jeneratif bir evren yaratmıştık. Henüz o günlerde Cumhuriyetin 100. yılında Ankara’da büyük bir sergi yapabilmeyi düşlemiştim. O zamandan beri, içine girebildiğimiz metavers deneyimler yaratmak üzere çalışmalarımı sürdürdüm. Bugün ise ilk işimin 100 katı kadar büyük bir enstalasyonla yine Ankara’da uluslararası bir platformda çalışmalarımı sunabilmem çok anlamlı. Ben Ankara’da doğdum büyüdüm. Bu çalışma, bu topraklarda yetişmiş olan bizlerin potansiyelimizi görünür kılarken Türkiye’nin uluslararası sanat ve kültür alanında kuvvetli yerini de gösteriyor.”
‘DİJİTAL KÜLTÜR, ÇAĞDAŞ SANATIN BİR İFADESİDİR’Açılışta konuşan Kültür Etkinlikleri ve İş birliği Müsteşarı ve Türkiye Fransız Kültür Merkezi Genel Müdür Yardımcısı Fabien Flori, “Başkentimizin önemli bir kültürel mekanında, bu sergiyi sizlerle birlikte açmak büyük bir mutluluk. Bu projeyi, Türkiye, Almanya ve Didem’in 2021’den bu yana ikamet ettiği Fransa olmak üzere üç ülkemizin iş birliğinde gerçekleştirmekten mutluluk duyuyoruz. Dijital kültür, çağdaş sanatın bir ifadesidir. Didem bize, görünmez ilişkilerimizin duyusal temsili üzerine olan çalışmalarının üçüncü aşamasını sunuyor” dedi.
‘DİJİTAL KASIM AYI VESİLESİ İLE BU BİLİNMEYEN EVRENİ KEŞFETMEKTEN MUTLULUK DUYUYORUZ’Institut Français Ankara Müdürü Sophie Gauthıer ise, projenin gerçekleşmesini mümkün kılan ortaklarına teşekkür ederek “Bu aslında her şeyden önce yeni bir aşama, Didem’in yıllardır gerçekleştirdiği araştırmanın bir meyvesidir. Fransa’da yapılan bu araştırmanın Ankara’da Cermodern gibi dijital sanatlara giderek daha fazla yaklaşan ve sanat ile bilim arasındaki bağı sorgulayan bir yerde sonuçlanması mantıklıydı. Dijital Kasım ayı vesilesi ile hep birlikte bu bilinmeyen evreni keşfetmekten mutluluk duyuyoruz” diye konuştu.
GÖZLE GÖRMEDİKLERİNİZİ GÖREBİLECEĞİNİZ BİR UZAM ÖTESİ DENEYİMYalınay, sergiye ismini veren ‘uzam’ kelimesinin zaman, aynı zamanda da alan demek olduğunu ifade ederek, “Uzam, zaman mesafeyi ölçmek için kullanılır. Hareket ederken de dururken de hareket vardır. Uzamda ise bükülme vardır. Çalışmamızda da matematiksel hesaplamalarla, boyutsal bükülmeleri parçacık düzeyinde holograma yansıttık ve bu ışıklı görüntüleri çıkardık. Bilim insanlarıyla madde ve ışık arasında ilişki üzerinde çalışıyorum. Sergide de ziyaretçiler 7 hologramda, ışık ve madde arasındaki yapıları görebilecek” dedi.
Bu çalışmanın günümüzde sanatın olma biçimine dair bir şeyler anlattığını ifade eden Yalınay, “Çalışmamız, ‘Sanatçı vardır, sanatını yapar ve ortaya koyar’ olmaktan çıkıp, ‘birlikte düşünürüz, birlikte yaparız ve birlikte üretiriz’in gücünü uluslararası kültür aktörlerinin bağlamıyla ve uluslararası bilim insanlarının bağlarıyla ortaya koyuyor. ‘Akışta’ yaşamdaki bu bağlar ve gücün muazzam kuvvetini okuyabildiğiniz madde ve ışık üzerindeki güçler üzerinden okuyabildiğiniz bir iş. Gözle görmediğimiz alanı görünür kılmaya çalışıyoruz. Bugün, sanatın dijitale dönmesi ve dijital alanda, iş birlikleriyle birlikte oluşması çok anlamlı. Çünkü biz artık dijitalde her an çok net bir ilişkiler halindeyiz. Bütün bu ilişkiler çok büyük bir kuvvet üzerinde zaten her daim vardı ve bu kuvveti bizim artık görebileceğimiz bir alan, bir yol ve bir dil var. İşte biz buna dijital diyoruz” ifadelerini kullandı.
Teknolojiye yaklaşımımızın çok araçsal ve hedef odaklı olduğunu belirten Yalınay, “Hayatta bu hedef odaklılığın ciddi bir sıkıntısını yaşıyor olabiliriz. Biraz ucu açık bırakabilmek ve keşfetmeye doğru yollar açmak gerekiyor. Bizim yaptığımız çalışma ise bu düşünme yollarını açıyor” dedi.
Jeneratif kodlardan bahseden mimar Seçkin Maden ise “Jeneratif dünya, belli bir mantık kurgusunu hesaplamalı bir arayüze tanıttığınız noktada, tanıttığınız kural bütünleriyle ilgili maksimum varyasyon alıp ve hatta kendi kural bütünlerini oluşturmasına imkan tanırsınız. Bir nevi yapay zekaya girişten bahsediyoruz. Böyle bir arayüzü geliştirirken ise şunu fark ediyorsunuz, siz kurallar tanımlasanız dahi belli bir yerden sonra sizin de öngeremeyeceğiniz kendi insiyatifleri olan, bizim de bu işte çokça görüp baskılamamaya çalıştığımız bir düzenle karşılaşırsınız. Bu deneyim, gözle görmediklerinizi görebileceğiniz kapsayıcı bir uzam ötesi deneyim.”
Sergi Kasım ayı boyunca dijital sanat meraklılarına daha önce hiç görmedikleri kapsayıcı meta-uzam bir deneyim sunacak.