Türkiye genelinde uyuz hastalığının görülme oranında artış yaşanıyor. Dermatoloji polikliniklerine giden her 100 kişiden 30’una uyuz teşhisi konuluyor. Uzmanlar, yeni doğandan okul çocuğuna herkesin potansiyel taşıyıcı olduğu konusunda uyarıyor. Konuya Ankara Tabip Odası Başkanı Muharrem Baytemür, son günlerde artan uyuz vakalarının ‘Dirençli Uyuz’ olduğuna dikkat çekti. Vakalarda yüzde 30’un üzerinde bir artış olduğunu belirten Baytemür, acil önlem alınmazsa çok daha ciddi boyutlara ulaşacağını söyledi. Deprem bölgesinde hijyen konusundaki sorunlardan kaynaklı uyuz vakalarında artış gözlendiğini belirten Baytemür, “Uyuz hastalığı bir cilt hastalığıdır. Ortaya çıkmasında en önemli sebep hijyen yani temizliğin yeterli olmamasından kaynaklanıyor. Vakaların erken tespit edilip tedavisi yapılması gerekiyor. Çünkü dirençli uyuz vakalarında erken tanı konulamazsa farklı belirtiler de ortaya çıkabiliyor bu da tanı konulmasını zorlaştırıyor. Son dönemde artan yoksulluk ve deprem sonrasın artan kalabalık yaşam, hijyen kurallarına uyulmaması gibi nedenlerle de daha çok yayılıyor. En çok kalabalık ailelerde ve askeri kışlalarda ortaya çıkıyor. Hijyen çok önemli ve ortam havalandırmasına dikkat edilmeli. Elbiseler muhakkak temiz olmalı. Deprem bölgesinde hijyenin yeterli olmaması ve bir arada yaşam zorunluluğu bulaştırıcılığı artırdı” diye konuştu.
Uyuz hastalığındaki en önemli etken hijyen. Bulaşıcı bir hastalık tabi ki. Son dönemde ortaya çıkan uyuz vakalarında ise dirençli uyuz. Yani normal uyuz hastalığında bir günlük sürme ilaç tedavisi yeterliyken şu anda yayılan uyuz vakalarında bu sürme ilaç tedavisi yeterli olmuyor. Normal uyuz vakalarında sürme ilaç tedavisi ile 24 saat içerisinde tedavi imkanı var. Alınacak hijyen önlemleriyle yayılması önlenebiliyor. Fakat ‘Dirençli Uyuz’ vakalarında sürme ilaçlar yani kremler ne yazık ki yeterli olmuyor. İvermektin adında bir ilaç ile tedavi ediliyor. Bu ilaç ne yazık ki SGK’nın geri ödeme listesinde yer almıyor. Bu da bulaşı artırıyor çünkü dar gelirli kesim bu ilaca ulaşamıyor. Sağlık Bakanlığı bu ilacı acilen geri ödeme listesine alması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Dirençli uyuz vakalarının bir salgına dönüştüğünü ve halk sağlığını tehdit ettiğini belirten Baytemür, ”Bu bir halk sağlığı sorunudur. Bir önceki döneme göre yüzde 30 üzerinde bir artış olduğu biliniyor. Yani bir salgın. O nedenle konunun uzmanlarının önereceği önlem ve tedbirlere Sağlık Bakanlığı ve iktidarın uyması gerekiyor. En büyük handikabımız ise kendi ilacımızı kendimizin üretemiyor oluşu. İthal ilaç olduğu için zamanında ve yeterli sayıda temin etmek zor oluyor. Birçok ilaç konusunda zaman zaman sorunlar yaşıyoruz. Bazı ilaçlar ödeme listesinden çıkarılıyor bazıları ise ticari kaygılar nedeniyle Türkiye’ye göndermek istemiyor. Kendi ilacımızı üretemiyor oluşumuzun bu anlamda da dezavantajını yaşıyoruz” dedi.