Sanatçı Dodi Dündar’ın 2013 yılından bu yana üzerinde çalıştığı süreç sanatı, ilişkisel sanat, enstalasyon ve manifestolarının yer aldığı “Sanat Budur” isimli sergisi 28 Ekim’de Fotokolektif Galeri’de açıldı. Açılış, sanatçının sanat yaklaşımını ortaya koyan ve izleyici katılımıyla gerçekleşen performanslarla birlikte dikkatleri üzerine çekerken güncel konulara değinen çalışmalar sanatseverlerin beğenisini topladı.
Dodi Dündar’ın 2021 yılında yayınlanan aşk, bilim, devrim ve sanat ile varlık sorunsalını tartıştığı bir manifesto niteliğindeki “Sanat Budur” isimli kitabından doğan sergi, bir manifestoyu fiziki olarak sanatseverlere sunuyor. “Sanat Budur” kitabı aynı zamanda serginin teori kataloğu olarak da işlev görüyor.
DİKMEN VADİSİ BİR MANİFESTOYU, MANİFESTO BİR SERGİYİ DOĞURDU…Bu sanat çalışmasını aslında yaklaşık on yıl önce Dikmen Vadisi’nde çöp ayıklayan işçilerle yaptığını ifade eden Dündar, şöyle anlattı; “Orada onlarla birlikte çöp topladım, onlarla birlikte yedim içtim; dokuz ay boyunca işçilerle çalışıp performans ve çalışmalar yaptım. Dokuz aylık süreçte ilişkiler kurduk, güldük, eğlendik, yeri geldi ağladık ve süreç içerisinde benim sanatçı kimliğimi de benimsediler. Nihayetinde Dikmen Vadisi’nde bağımsız bir sanat okulu kurduk. Açılışta yansıttığımız ve yine afişte de bulunan fotoğrafların hepsi oradan. O fotoğraflar yaşayarak çekildi.”
Dündar, ‘Sanat Budur’un bu süreçten ortaya çıkan bir manifesto olduğunu söyleyerek “Metni kimse bilmiyordu, pandemiye kadar kenarda durdu. Pandemide evden çıkamıyorduk, süreci bu metni düzenleyerek değerlendirmek istedim. Yayınevi de çok beğendi, kitap 2021 yılında basıldı. Sonra dedim ki sonuçta ortada pek çok çıktı var, bu manifestonun neden bir sergisi olmasın… Fotokolektif’ten bir sergi teklifi de gelince neden olmasın dedim. Buradaki arkadaşlar farklı şeyler yapmak isteyen kıymetli insanlar. Bu serginin klasik bir galeridense Fotokolektif’te açılmasının daha mantıklı olacağını düşündüm” diye konuştu.
‘SONSUZ SAYIDA ‘SANAT BUDUR’ VARDIR’‘Sanat Budur’un esasen başlı başına bir manifesto olduğunu söyleyen Dündar, şöyle konuştu, “İçine çok şey sığdırılabilir bir kavram. Ortada bir iddia, bir tavır var. Sanat budur, çoğu kez iltifat olarak kullanılır, insan bu cümleyle kendi sanat beğenisini ortaya koyar. ‘Sanat budur’ diyebileceğimiz genel geçer herhangi bir şey yoktur çünkü bu anlayış, kişinin kendini yetiştirdiği hayat koşullarına göre değişiklik gösterir. Köylü bir arkadaşımızla bir kent soylu arkadaşımızın herhangi bir sanat nesnesiyle karşılaştığında tepkisi farklı olacaktır ama her ikisinin de ‘Sanat budur’ diyebileceği bir beğeni anlayışı vardır. Yani bakıldığında sonsuz sayıda ‘Sanat budur’ vardır.”
‘BU SERGİDEKİ SANAT NESNESİ ESASINDA MANİFESTONUN KENDİSİ’Bir insanın ‘Sanat budur’ diyebilmesi için iradeye ve sanat hakkında az veya çok alt bilgiye ihtiyacı olması gerektiğinin altını çizen Dündar, “Bu sosyolojik durumun yanında bir de ‘zamanın ruhu’ devreye girer. Zamanın ruhuna göre sanatın niteliği değişir. Rönesans döneminde kavramsal bir eser koyduğunuzu düşünün, kimse dönüp bakmaz bile. ‘Sanat budur’ dendiğinde ise kişinin zamandan ve mekandan bağımsız bir bireyselliği vardır” diye konuştu. Dündar, işin bir felsefi boyutu da olduğunu belirterek şunları söyledi, “Felsefenin bükebilme kabiliyeti… Bilirsiniz aynı bardağa felsefi bir yaklaşımla bakıldığında bunun bir bardak olmadığı bile iddia edilebilir. Bunun neden bir bardak olmadığı size saatlerce anlatılabilir ve siz de ikna olabilirsiniz. İşte ‘Sanat budur’ tüm bunların; işin teorisi, pratiği; işin insan, sanat ve mekan faktörü, sanatı oluşturan tüm bu önemli faktörlerin sorgulamasına dair bir kavram. Bu yüzden serginin doğuran “Sanat Budur: Absürt Sanat Manifestosu” kitabım 217 sayfa. Tarihe dönüp baktığımızda sanat manifestolarının çok daha kısa olduğu görülür ama ‘Sanat Budur’un manifestosu 200 sayfanın üzerinde. Çünkü birikmiş sorunsal çok. O manifesto aslında her türlü manifestoyu sorgulayıp pek çoğunu da içine alıyor. Bu sergideki sanat nesnesi esasında manifestonun kendisi.”
‘KERVAN YOLDA DÜZÜLDÜ’Dündar, ‘Sanat Budur’u belli bir çerçeveye sıkıştırmayı doğru bulmadığını ifade ederek, “Sanat budur, bağımsız, kendiliğinden ve organik gelişen bir süreç. Duvara yerleştirilen nesneler aslında süreç içerisinde gelişen dinamiklerden oluşuyor. Anlayacağınız önceden belirlenmiş bir plan dahilinde değildi, kervan yolda düzüldü” dedi.
İlişkisellik, kestirilemezlik, devingenlik, karşı arayış, uzaklaşma, anı yaşama ve zamanı yeniye bükmenin, işlerindeki referans noktalarından bazıları olduğuna değinen Dündar “Bu sergi de sürecin kendisiyle ilgili çalışmalarımdan birisi. Spontane gelişti ama ‘Sanat Budur’un ruhuna da tam da işte bu noktada tamamıyla uygun olabildi. Benim konularım sanat ve sanatçı. Bu da onların problemlerini, sorunsallarını, sanatçının hayatta nerede durduğunu, sanatın neye tekabül ettiğini, neyin sanat olup neyin olmadığını içeriyor” ifadelerini kullandı.
DODİ DÜNDAR’DAN YENİ SERGİ MÜJDESİDündar, kendisinin birden çok manifestosu bulunduğunu söyleyerek bir sonraki sergisini müjdeledi; “Sosyal medyada dijital olarak bir manifesto sergisi de açmıştım. Bu baharda ‘Sanat Manifesto’su sergimi süreç içerisinde yazdığım yeni manifestolarla birlikte fiziki olarak da sergileyeceğim”
Sergi, 3 Aralık’a kadar sanata kendi “Sanat Budur”unu da eklemek isteyen sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.