Düğün alışverişi cep yakıyor

Yaz mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte düğün hazırlıkları hız kazandı, ancak artan masraflar çiftleri hayallerini ve bütçelerini sorgulamaya itiyor. Hayal edilen unutulmaz gün, ekonomik zorluklarla daha da karmaşık hale geliyor. Yaz mevsiminde düğün yapmayı planlayanlar ise çeyiz ve düğün alışverişinin adresi olan Samanpazarı’nın yolunu tutmaya başladı. Maliyetleri görenler ise şıklıkla maliyet arasında gidip geliyor. 
“ANKARA’DA EVLENEN HERKESİN MUTLAKA BURAYA YOLU DÜŞER”
Ekonomide yaşananların kendilerini de etkilediğini ifade eden Samanpazarı esnafı düğün sezonunun yaklaşması ile hareketliliğin de başladığını ifade etti. Samanpazarı’nda esnaflık yapan Fatoş Erden, Ramazan Bayramı’nın yaklaşması ile hareketliliğin arttığını, bayramdan sonra birçok gencin nişan yapmayı planladıklarını söyledi.
Erden, “Burası düğün çarşısı Ankara’da evlenen herkesin mutlaka buraya yolu düşer. Yani bir taç bile alınmak istense buraya uğranılır. Damat ve gelinin alabileceği her şey burada var” ifadelerini kullandı. Yaklaşık 30 yıldır Samanpazarı’nda esnaf olarak çalıştığını söyleyen Erden, “Buradaki bir giyim işletmesinin sahibiyim. Çocukluğumdan beri buradayım diyebilirim. Geçtiğimiz yıllarda müşterimiz değişti ve AVM’lerin çoğalması ile birlikte de var olan müşterilerimiz iyice azalmaya başladı” ifadelerini kullandı. 
Ramazan ayının bitimine doğru hareketliliğin başladığını ifade eden Erden, “Bizim dükkan tam Samanpazarı’nın kalbinde, ne ararsan bulabileceğin o sokaklardan birindedir. Bahar ayları geldi mi, bir hareketlilik başlar burada; özellikle düğün mevsimi yaklaştığında ayrı bir telaş hissederiz. Sabah erkenden dükkanımı açarım, daha siftah yapmadan caddede gelin damat adaylarının heyecanlı ayak seslerini duyabilirim. Genç çiftler gelir, kimisi yanlarında anne babasıyla kimisi tek başına, ellerinde listeyle dükkana bir girerler ki yüzlerinden hem mutluluk hem de biraz endişe okunur. ‘Abla, şu çeyizlik takım ne kadar?’ diye sorar biri. Fiyatını söylediğimde bir duraksama olur, kaşlar hafiften çatılır. Ekonominin hali malum; fiyatlar elbette geçen yıla göre biraz yüksek. Ama burada bir esnaf olarak elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım. ‘Biz de bir çiftin mutluluğuna katkıda bulunuyoruz,’ derim kendi kendime. Pazarlıklar, espriler, kahkahalar eksik olmaz. Zaten buranın ruhu da budur hem işimizi yaparız hem de içten bir ilişki kurarız müşterilerle. Sonra, bir grup kadın gelir; belli ki gelinin kız arkadaşları ya da akrabaları. Çeyiz bohçası için dantel, örtü, bardak takımı ararlar. Gelinin hayalini kurduğu o ‘kusursuz’ düğün için her ayrıntıyı hesap ederler. Çeyiz sandığından düğün süslemelerine kadar her detay, burada konuşulur, tartışılır. Kadınların birbirine danışmaları, fiyat karşılaştırmaları ve ürün seçerken yaşadıkları heyecan bana hep çok samimi gelir” ifadelerini kullandı.
Ekonomik zorlukların çiftleri büyük oranda etkilediğine dikkat çeken Erden sözlerine şöyle devam etti: “Ama işin bir de şu yanı var: Yüzlerdeki o tatlı heyecanın yanında bazen bir gölge dolaşır. ‘Abla, biraz daha indirseniz olmaz mı? Düğün masrafları çok arttı,’ diyen bir ses, bu sezon daha sık kulağıma çalınıyor. Herkesin bütçesi kısıtlı ama hayalleri büyük. İşte o zaman, elimdeki imkanlar neyse onları sunarak bir denge kurmaya çalışırım. Sonuçta bu pazarın canlılığı, insanlarının neşesi ve telaşıyla güzeldir. Samanpazarı, yalnızca alışveriş yapılan bir yer değil; bir geleneğin, bir kültürün yaşatıldığı, hayallerin şekillendiği bir yerdir. İnsanların en mutlu gününe küçük de olsa bir katkıda bulunmak, bizim için buranın en büyük ödülüdür.”
“EN ÇOK ÇEYİZLİK ÜRÜNLER SATILIYOR”
Her dükkanda farklı bir ürün, farklı bir ruh olduğunu belirten Erden, “Ama en çok ne satılıyor derseniz, bunun cevabı biraz alışverişin sezonuna ve insanların ihtiyaçlarına göre değişir. Özellikle düğün sezonunda çeyizlik ürünler oldukça rağbet görür. Dantel örtüler, işlemeli havlular, bakır süs eşyaları, hatta el yapımı nikah şekerleri gibi ürünler en çok satılanlar arasındadır. Gelin bohçaları için alınan hediyelikler ise ayrı bir klasiktir. Tabii bir de hediyelik eşya kısmı var. Küçük ama anlamlı hediyeler arayanlar için bakır cezveler, minyatür süs eşyaları, el yapımı seramik tabaklar, hatta nazar boncukları olmazsa olmazlardandır. Burada her şeyin bir hikayesi vardır, her ürün geçmişten bir iz taşır. En önemlisi, biz esnaf için burası sadece bir satış yeri değil, aynı zamanda bir yaşam alanıdır. İnsanların aradığını bulduğu, pazarlıkların keyifle yapıldığı, samimiyetin hissedildiği bir yerdir Samanpazarı. Her ürün, buradaki geleneklerin ve kültürün bir parçasıdır” diye konuştu. 
“GÜN GEÇTİKÇE DAHA ÇOK ZORLUKLA KARŞILAŞIYORUZ”
“Bizim Samanpazarı, eskiden Ankara’nın en canlı, en hareketli yerlerinden biriydi. Ama şimdi işler değişti” diyen Erden konuşmasında şunlara değindi: “Gün geçtikçe daha çok zorlukla karşılaşıyoruz. İlk olarak, ekonomik dalgalanmalar bizi oldukça etkiliyor. Malzemelerin fiyatları durmadan artıyor, müşteriler bunu karşılayacak bütçeyi bulmakta zorlanıyor. Satışlarımızın eskisi gibi olmadığına üzülerek şahit oluyoruz. Bu yalnızca bizim değil, buradaki pek çok esnafın ortak derdi. Bir başka mesele de Samanpazarı’nın eski cazibesini kaybetmeye başlaması. Eskiden buraya yalnızca alışveriş için değil, bir gelenek, bir kültür yaşamak için insanlar gelirdi. Şimdi ise daha çok büyük alışveriş merkezlerini tercih ediyorlar. Bu durum, Samanpazarı’nın tarihi dokusunun unutulmasına neden oluyor, aynı zamanda bizim işlerimizi de etkiliyor. Her gelen müşteri ‘eski günlerin tadı yok,’ diyor, bu da bizi daha da düşündürüyor.”
Son olarak Samanpazarı’nda altyapı sorunlarının olduğuna da değinen Erden, “Çarşının sokakları ve dükkanların bulunduğu alanlar yıllardır elden geçirilmedi. Yağmurlu havalarda sokaklar su içinde kalıyor, yazın ise düzensizlik dikkat çekiyor. Üstelik park yeri sıkıntısı da büyük bir sorun. Müşteriler araçlarını park edecek yer bulamadığı için buraya uğramaktan çekinir oldular. Bir başka önemli konu da tanıtım eksikliği. Samanpazarı’nın ne kadar özel bir yer olduğunu insanlara anlatmakta zorlanıyoruz. Turistlerin burayı bilmesi gerekirken ne yazık ki çoğu, şehirdeki büyük caddelere yönlendiriliyor. Bu tür tarihi pazarların korunması ve tanıtılması için daha fazla destek lazım. Ama ne olursa olsun burayı ayakta tutmak için mücadele etmeye devam ediyoruz. Çünkü biz buranın kültürünü, tarihini ve ruhunu temsil ediyoruz. Samanpazarı’nın eski günlerine kavuşması en büyük dileğimiz” diyerek sözlerini sonlandırdı.