Dünya Çiftçiler Günü kutlu olsun!

Bugün 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü. Ülkemizde çiftçiler bu güne ellerinde avuçlarında kalanları da kaybetmiş vaziyette giriyorlar. Çiftçilerimizin yüzde 92.5’inin borçlu olarak yaşadığı bir ülkede Dünya çiftçiler Günü ne kadar kutlanır onu bilemiyoruz ama, şunu iyi biliyoruz ki, çiftçilerimiz borçları nedeniyle tarlasının, bahçesinin, bağının üzerindeki ağır ipotek yükü altında inim inim inliyor.
Yıllardır bu köşede yazıyoruz, tarım arazilerimizin üzerinde hangi bankanın ne kadar ipoteği var. Bu bankalardan kaçı yabancı sermayeli. İpotek altındaki tarım arazilerimizde tarım yapılabiliyor mu diye soruyoruz cevap yok!
Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı’nın verilerine göre tapusu üzerine ipotek konulan tarım arazisi sahibi sayısı Ekim 2023’te 2 milyon 230 bin 758 kişiye ulaştı. İpoteklerin yüzde 72,9’unu bankalar tarafından konuldu. Bankalar tarafından tapusu üzerine ipotek konulan tarım arazisi sahibi 1 milyon 626 bin 289 kişi bulunuyor.
Birgün’den Havva Gümüşkaya’nın haberine göre, 2019 yılında 2,9 milyon olan ipotekli tarım alanı parsel sayısı 300 bin artarak 3,2 milyona ulaşmış. İpotekli tarım alanı ise 42 milyon 360 bin 880 dekarı bulurken, bu büyüklük alanın 20 milyon 330 bin dekar olan İsrail’in iki katından daha fazla bir alan olduğu ifade belirtiliyor.  İpotekli alan sahibi başına düşen tarım arazisi büyüklüğü ise 18,9 dekarı buluyor. 
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun 2024 Mart ayı verilerine göre, 2004 yılında tarım kesiminin bankalara olan borcu 5,3 milyar liradan 651,6 milyar liraya yükselmiş. Bu borcun 222,5 milyar lirasını kısa vadeli krediler oluşturuyor. Çiftçilerin bankalara olan borçları bir yılda yüzde 64,7, son 20 yılda ise 122 kat artmış. 
Tarım alanları ipotekli en yüksek on il ise şöyle sıralanıyor. İlk sırada Manisa yer alıyor. Bu ilimizde ipotekli tarım alanları yüzde 27.18’e ulaşmış. Bu ilimizi, yüzde 26.44 ile Aydın, yüzde 24.67 ile Aksaray, yüzde 24.25 ile Konya, yüzde 23.85 ile Edirne, yüzde 23.62 ile Adana, yüzde 23.33 ile İzmir, yüzde 23.32 ile Hatay, yüzde 22.71 ile Tekirdağ ve yüzde 22.54 ile Şanlıurfa takip ediyor.
Çiftçilerimiz, Tarım Kredi Kooperatiflerine de bir hayli borçlular. Tarımsal faaliyetlerini sürdürebilmek için bankalardan kredi kullanamayan çiftçilerin ikinci borç kaynağını bu kooperatifler oluşturuyor. Tarım Kredi Kooperatiflerinin de çiftçilere en az bankalar kadar acımasızca davrandıkları belirtiliyor.
Çiftçilerin bir diğer önemli sıkıntısını da tarım araç ve gereçlerine konulan haciz işlemleri oluşturuyor. Başta traktör olmak üzere, tüm tarım araç ve gereçlerine, çiftçilerin borçları nedeniyle haciz işlemi uygulanıyor. Bankaların ve Tarım Kredi Kooperatifi depolarının bu yolla ele geçirilen araç ve gereçlerle dolu olduğu gelen haberler arasında.
Çok zor şartlar altında üretimlerini sürdürmeye çalışan çiftçilerin ellerinden alınan tarım arazilerinin büyüklüğüne ilişkin rakamları yazımızda belirttik. İşin acı yanı ipotekli ve hacizli tarım arazilerinin boş tutulması. Tarım arazisine el koyan banka, buraları ekip-biçmiyor. Bağlar, tarlalar ve bahçeler kaderine terk ediliyor. Oysa, borçlarından ötürü el konulan bu alanlar ekonomiye kazandırılarak, hem çiftçinin borçlarını ödemesi, hem de tüketicilerin ucuza gıda ürünü bulmaları sağlanabilir.
Burada, özellikle yabancı sermayeli bankaların el koyduğu tarım arazilerinin miktarını ve kapladığı alanı öğrenmek istiyoruz. Asli görevi tarıma gerekli desteği sağlamak olan Ziraat Bankası’nın dışında çok sayıda yabancı sermayeli bankanın kırsal alanda, üreticilere ipotek karşılığı kredi verdiklerini gezip gördüğümüz yerlerde görüyoruz. Tek bir Türk bankasının yer almadığı bu bölgelerde, yabancı sermayeli bankaların şube açmaları tesadüf olamaz diye düşünüyoruz.
Bugün ipotekli olarak kayıtlara geçen kişi başına 18.9 dekarı bulan tarım arazilerinin yarın hacizli duruma düşmeyeceklerinin bir garantisi yok. Banka, çiftçinin gözünün yaşına bakmadan, verdiğini alabilmek için ucuz pahalı demeden tapusunu üzerine geçirdiği tarım arazisini fırsatçılara satıveriyor hemen.
Burada, devletin beka sorunu var. Tarım arazileri çoğu kez vatandaşlık almak isteyenler tarafından alınıyor. Mesela, bu yolla el değiştiren tarım arazilerimizin miktarı ve hangi ülke vatandaşı tarafından alındığını biliyor muyuz? Kaldı ki, el altından vatandaşlarımızın ortaklığıyla el değiştiren tarım arazilerimizin büyüklüğüne ilişkin bilgilere de sahip değiliz. Belki bu konuda devletin elinde bir takım veriler mevcuttur ama, bunların bu ülkenin vatandaşlarıyla da paylaşılması da gerekmez mi?
Bugün, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü. İşte bu şartlar altında parlak nutuklarla, tarım ve çiftçilerimizin önemine ilişkin sözler duyacağız. Ama şu bir gerçek ki, ülkemiz tarımı son nefesini vermek üzere!