Ressam Harun Antakyalı’nın ’20. Yüzyıldan 21. Yüzyıla Harun Antakyalı’ adlı retrospektif sergisi, Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde ziyarete açıldı. Antakyalı’nın iki yüzyılı birbirine bağlayan serginin küratörlüğünü kızı Ece Antakyalı üstlendi.
Ressam Harun Antakyalı’nın 1992’den günümüze kadar üretmiş olduğu 165 eserin bir araya getirildiği sergi, Çankaya Belediyesi Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde sanatseverleri ağırlamaya devam ederken, Ece Antakyalı’dan meslek hayatının ilk profesyonel işi olan ’20. Yüzyıldan 21. Yüzyıla Harun Antakyalı’ sergisinin oluşum sürecini dinledik. Sergiden “Bundan sonra yapacaklarımın ilk halkası” olarak bahseden Ece Antakyalı, babası Harun Antakyalı’ya retrospektif bir sergi açma fikrinin henüz okul yıllarında filizlendiğini dile getirerek beş ay süren süreçten şöyle bahsetti; “Babama retrospektif bir sergi açma fikri kafamda dolanırken, mekanın babamın geçmişiyle bir bağlantısı olmasını çok istiyordum. Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi bizimle iletişime geçince çok memnun oldum çünkü Ankara Harun Antakyalı’nın kalesi, benim de çocukluğum Ankara’da geçti. Lise için gittiğim İstanbul’da üniversite için kaldım ve Ankara’ya ufak bir ara vermiş olduk, babamsa üretimlerine hem İstanbul’da hem Ankara’da devam etti ama Ankara bizim için özel olma hususiyetini hep korudu.”
Babası Harun Antakyalı’nın tüm sanat macerasını yansıtmaya çalıştığını dile getiren Ece Antakyalı, sergiyi oluşturma sürecinde Ece Antakyalı ve Harun Antakyalı olarak profesyonel bir ilişkileri olduğunu belirterek “Çok engin bir arşiv var, dolayısıyla sürecin hiç de kolay ilerlemediğini söyleyebilirim. Sergilemek istediğim 20 eseri gözüm yaşlı elemek durumunda kaldım. Alan çok geniş ama kargaşa yaratmak istemedim, ‘anlatmak istediğimizi minimal düzeyde ferah bir şekilde anlatabilelim’e yönelik çalıştım. Bunu da yakaladığımı düşünüyorum. Çok zor bir işti, tabii ki çatışmalarımız oldu. Çünkü sanatçı zor bir sanatçı. Ama nihayetinde sergiyi ikimizin de istediği doğrultuda oluşturabildik” dedi.
‘6 KASIM BENİM İKİNCİ DOĞUM GÜNÜM OLDU’ Daha önce sergi koordineleri düzenlediğini ifade eden Ece Antakyalı, profesyonel çalışmaları adına ilk adımı bu sergiyle atmış olmanın kendisi için önemine değinerek “Açılışta babamla göz göze gelip ikimizin de birbiriyle gurur duyduğu o anlar, çocukluğumu bilen insanlardan aldığım tebrikler benim için paha biçilemezdi. 6 Kasım, açılışımız benim ikinci doğum günüm oldu, yeniden doğmuş gibi hissettim.”
HARUN ANTAKYALI: BİR BAŞKASIYLA BU KADAR İYİ ÇALIŞABİLİR MİYDİM BİLMİYORUMHarun Antakyalı ise kızı kendisine böyle bir projeyle geldiğinde çok duygulandığını ifade ederek “Yaklaşık beş aylık bir süreçte arşivimi didik didik etti, hiç görülmemiş işleri buldu çıkardı; hepsini bir araya getirerek çok güzel bir seçki hazırladı. Sanat bir meslek değil, yapılır. Ancak sanatın sürdürülebilirliğinin de zor olduğunu biliyorum. Profesyonel sergiler yapmaya başlamamdan bu yana otuz yıl geçmiş. Altı sene sonra üstelik böylesi kapsamlı bir sergiyle beni yeniden Ankara’ya getirdi. Ece’yle gurur duyuyorum” diye konuştu. İki salonun kullanıldığı sergide, 90’lardaki çalışmalarının bir salonda, 2000 sonrası çalışmalarının ise diğer salonda yer aldığını belirten Antakyalı, “Ece, süreci insanlara göstermek istediğini söyledi. Hepsini böylesi bir düzenle bir arada ben bile ilk kez gördüm, öyle bir iş başardı. Süreç zordu, eserlerin taşınıp düzenlenmesi, yerleştirilmesi büyük bir sorumluluktu Ece bu süreci çok iyi yönetti, bir başkasıyla bu kadar iyi çalışabilir miydim bilmiyorum” ifadelerini kullandı.
‘ANKARA KÜLTÜR-SANATIN MUTFAĞI’Ankara’daki izleyicinin çok özel olduğunu belirten Antakyalı, “Ankara sanat izleyicilerini tüm Türkiye bilir. Burada oluşmuş bir kültür var. Belki de Cumhuriyet’in yansımaları; tiyatro izleyicisi de, opera izleyicisi de, sergi izleyicisi de çok özel. Evet İstanbul’da dünyaya daha yakınsın ama buranın adını koyamadığım çok başka bir ruhu var. Biz İstanbul’da da Ankaralı gibi davranıyoruz. Ankara kültür-sanatın mutfağı diyebilirim.”
Harun Antakyalı’nın iki yüzyılını birbirine bağlayan sergi, 27 Kasım’a dek Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.