Ekonomist Prof. Dr. Osman Altuğ, açıklanan tasarruf paketi ile 6.1 tirilyonluk açığın sadece 100 milyar lirasının kapatıldığını geriye kalan 6 trilyonluk kısmının ise yeni vergi ve zamlar ile vatandaştan tahsil edileceğini belirtti. Bunun dışında Merkez Bankasının da para basabileceğini söyledi. Altuğ, “2024 yılı bütçesinde şu ana kadar 6.1 trilyon açık var. Siz açıkladığınız tasarruf paketi ile bu açığın 100 milyar lirasını kapatıyorsunuz. Geriye kalan 6 trilyon için yapmanız gereken şey bütçe gelirini arttırmaktır. Bu da yeni vergiler ve var olan vergilere yeni ‘güncellemeler’ yani zamlar demektir. Biliyorsunuz artık vergi artışına zam değil ‘güncelleme’ deniliyor” dedi.
Bütçe açığının kapatmanın yolu devletin gelirlerini arttırmak olduğunu bunun da yeni zam ve vergiler anlamına geldiğini söyleyen Altuğ, “Yaklaşık 6 trilyon açığın kapatılması için borçlanmak gerekiyor. Fakat şu andaki tabloda kimse bize borç vermek istemez. Haliyle bunun yerine yeni vergi ve güncellemeler gelecek demektir. Ayrıca servet vergisi de gündeme gelecektir. Geçmişte de yapılmıştı. Net Aktif Vergisi mesela. Fakat bunlar da enflasyonu körükleyecektir. Haliyle şimdi ekonomi yönetimi enflasyon muhasebesi yapıyordur. Bazı vergilere de Bakanlar Kurulu kararıyla artış kaçınılmaz olacak. Böyle bir ortamda ek bir bütçe talep edeceklerini sanmıyorum çünkü bütçe demek gelir gider dengesinin sağlanması demek. Şu anda bizim yaptığımız ve yapacağımız ek bütçe zaten gelir gider dengesini sağlayamayacaktır. Zarar bütçesini yapmak veya yapmamak anlamı olmayacak. O yüzden Merkez Bankası para basacak ve yeni vergiler gündeme gelecektir” diye konuştu.
Karadelikler kapatılmadıkça ekonominin düzelmeyeceğini belirten Altuğ, “Bakın bütçede karadeliklerimiz var. Yolcu garantili yollar, hasta garantili hastaneler hep kara deliktir. Ayrıca ithalat ihracat dengemizde bir karadelik. Ekonominin literatüründe olmayan garantili yapılar tam manasıyla bir karadelik. Böyle bir sistem dünyanın hiçbir yerinde yok. İsa’dan önce de sonra da böyle bir müşteri garantisi olan sistem duyulmamış. Türkiye tam anlamıyla yeniden bir yapılanma ihtiyacı içerisinde. Yani yapısal reformlar öne alınıp daha önce 54. Hükümet dönemde olduğu gibi yapılandırılmalı. Mesela o hükümet döneminde havuz sistemi getirilmişti. İşe de yaramıştı. Fakat bunu tüm ülkeyi kapsayacak bir şekilde yeni bir sistem haline getirmeliyiz. Şu anda yapılan zamlar da aslında bir tasarruf seferberliği gibi düşünülebilir. Çünkü artık alım gücü çok düşecek ve birçok şeyi almadan almış gibi düşünmemiz istenilecek” söyleminde bulundu.