Başkent Üniversitesi Uluslararası Finans ve Bankacılık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şenol Babuşcu, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ABD ziyaretindeki açıklamalarını değerlendirdi. Babuşcu, “Enflasyonla mücadelenin en yumuşak karnı kamunun harcamaları yani maliye politikasının giderler tarafı. Herkesin söylediği üzere giderlerle ilgili şu ana kadar hiçbir şey yapılmadı” derken Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) bankalara yönelik kredi kartları limitleri konusundaki uyarısına da dikkat çekti.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ABD ziyaretindeki açıklamalarında enflasyonun en büyük sorun ve enflasyonu düşürmenin birinci öncelik olduğu olarak açıklamasına değinen Babuşcu, “Ekonomi Bakanı’nın bunu kabul etmesi ve söylemesi doğru bir şey. Ancak acaba ülkeyi yönetenlerin tümü açısından enflasyon birinci sorun mudur belli değil. Geldiğimiz noktada kronikleşen enflasyonun düşürülmesi, ülkeyi yöneten tüm kamu yöneticileri tarafından öncelikli hedef olarak görülmeli. Enflasyonda düşme eğilimi sadece baz etkisine bağlı görülüyor. Geçen sene yaz aylarında çıkan yüksek enflasyon nedeniyle bu sene aynı aylardaki göreli düşük enflasyonların yıllık bazda enflasyonu yüzde 40-50 bandına indireceğini herkes biliyor. Asıl ondan sonra enflasyonun daha aşağı indirilmesi önem taşıyor. Bu ise şu ana kadar yapılanların ötesinde çok daha fazla çabayı ve önlemi gerektiriyor. Sadece halkın alım gücünü düşürerek ve parasal aktarım mekanizmalarını sıkarak bizim gibi enflasyon dinamikleri çok farklılaşmış bir ülkede, yaşanan gerçek enflasyonun yüzde 30’ların altına düşeceğine inanmak hayalcilik. Kaldı ki halkın alım gücünü sürekli düşük tutmak ve parasal aktarım mekanizmalarını çok uzun süreli kısmak da doğru ve mümkün değil” diye konuştu.
“Konuşmalarda ağırlık maliye politikalarına veriliyor ve gelir tarafında adımlar atıldığı gider tarafında ise adım atılacağı belirtiliyor” diyen Babuşcu, “Enflasyonla mücadelenin en yumuşak karnı kamunun harcamaları yani maliye politikasının giderler tarafı. Herkesin söylediği üzere giderlerle ilgili şu ana kadar hiçbir şey yapılmadı. Yeni ekonomi yönetimi iş başına geleli neredeyse bir yıl oluyor. Gelirleri artırıcı vergi artışları hemen yapılırken giderleri kısıcı önlemler aradan geçen bir yılda alınmadı. Konuşmalarda da halen yapılacak-edilecek ifadeleri bulunuyor ama somut hiçbir adım görülmüyor. İkincisi ülkede bu sene deprem harcamaları önemli bir yer teşkil edecek. Ancak deprem harcamalarının detayına ilişkin bir veri bulunmuyor. Dolayısıyla deprem harcaması adı altında yapılan giderlerin ne kadarının gerçekten deprem harcaması olduğu ve olacağı belli değil. Konunun diğer bir boyutu ise deprem harcamaları yapılırken tasarruf ilkelerine ve hakkaniyete ne kadar dikkat edildiğinin de belli olmaması. Deprem harcamalarının kapsamı daha çok inşaat işlerini içerdiğinden acaba bu işler kimlere, hangi yöntemlerle ve hangi bedellerle ihale ediliyor. Aynı belirsizlikler tüm deprem harcamaları için geçerli. Dolayısıyla deprem harcamaları şeffaf olmadığından, kaynak aktarılması istenen kesimlere istenildiği gibi kaynak aktarıldığı ve görülmesi istenmeyen tüm giderlerin buraya süpürüldüğü bir alan olma olasılığı yüksek” dedi.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) bankalara yönelik kredi kartları limitleri konusundaki uyarısını da değerlendiren Babuşcu, “Son yıllarda bazı bankalar kredi kartı limitlerinde olması gerekenin çok üzerinde bir limit veriyor. BDDK bu konuda bankaları uyararak müşterinin gelirinin 4 ayını geçmeyecek şekilde düzenlenmesini istedi. Bu durum gelirinin çok üzerinde kredi kartı olan vatandaşlar için sorun olabilir. Eğer fazla limitlerini de kullanmışlarsa sorun yaşayacaktır. Bu uyarı bankacılık sisteminde bir sorun olduğundan değil olmaması için yapılmış bir uyarı. Kısa vadede bankacılık sisteminde bir sorun yaşanacağını da düşünmüyorum” diye konuştu.