Esnaflar toplumumuzda önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle, çocukluğumuzdan hafızalarımızda bir çok isim yer etmiştir. Esnaf amcalar, bizi okul dönüşümüzde bekler, evin anahtarını vererek, aldığı talimatları bir bir bize aktarırdı. Güvenilir, emin kimselerdi. Evinizin anahtarını dahi bu kişilere teslim edebilirdiniz.
Evde aldığınız terbiye kadar, sokakta aldığınız esnaf terbiyesi de önemliydi. Paranız olmadığında size bedeli daha sonra ödenmek üzere yiyeceğinizi, içeceğinizi alır evinize giderdiniz.
Sembolleşmiş ismi ile ‘bakkal amcalar’ gerçekten zor günler geçiriyor günümüzde. İşyeri kiraları, artan elektrik ve ısınma giderleri, personel maaşları ile hepsinin ötesinde enflasyonun yıkıcı etkisi altında her geçen gün eriyen sermayeleriyle esnaflar zar zor ayakta durabiliyor.
Bu yılın sekiz aylık döneminde işyerlerini kapayan esnaf sayımız 72 bin 500’e ulaşmış.
Yıllık bazda ise ticeretten çekilen esnaflarımızın oranı yüzde 20’ler seviyesine çıkmış.
Esnaf deyip geçmeyin. Bu ülkeyi ayakta tutan temel direklerden biri de esnaflarımızdır. Evlerimizin hemen altında; bakkal, manav, ayakkabı tamircisi, televizyon ve elektronik eşya tamircisi, kahvehane, tüpçü, postacı, terzi daha onlarcası hem yarattıkları ekonomik güçle, hem de istihdama katkılarıyla hayatımızın vazgeçilmez gücüdür.
Bugün ülkemizde 385 bini kadın olmak üzere 2 milyon 100 bin kayıtlı esnafımız var. Ekonomiye katkı sunan, ekonominin çarkları içinde yer alan kadın esnaf sayımız da büyük bir hızla artıyor. Özellikle kadınlara yönelik, parfümeri, tuhafiye, biçki-dikiş, terzi postacılık gibi bir çok sektörde kadınları daha sık görüyoruz.
Esnafların istihdama katkısı asla inkar edilemez. Bugün; kapısını her sabah açabilen esnaflarımız yanlarında bir-kaç kişiyi istihdam ederek önemli bir iş yapıyorlar. Bir kahvehane düşünün, çaycısı, ocakçısı, garsonu, patronu derken en az 5-6 kişiyi istihdam ediyor. Yine aynı şekilde bir lokanta, ahçısı, bulaşıkçısı, garsonu, komisi, servis elemanıyla ona yakın insanımıza iş ve aş sağlıyor.
Temel eğitimden sonra okula gidemeyen yüzbinlerce çocuğumuz buralarda iş ve meslek sahibi oluyorlar, yaptıkları işlerin inceliğini öğreniyorlar.
Kapanan, kepenk indiren her bir dükkan, ekonomiden çekiliyor, istihdama verdiği katkı ortadan kalkıyor ve büyük bir boşluk doğmasına neden oluyor.
Esnaf ve sanatkarların desteklenmesi gerekiyor. Yazımızın başında belirtiğimiz gibi başta kira olmak üzere temel girdilerdeki aşırı fiyat artışları, esnafları zora sokuyor.
Önümüzde çok zor geçeceği bugünden belli olan bir kış başlayacak. Kış ayları, masrafların ikiye-üçe katlandığı aylardır. Başta ısınma ve elektrik giderleri olmak üzere masrafların boyutları hızla artar. Günlerin kısalması elektriğe, havaların soğuması ısınmaya olan ihtiyaçları misli misli artırır. Ulaşım giderleri, katbe kat artar. Özellikle, evlere servis yapan gıda ve yiyecek satan esnafların yükü artan akaryakıt fiyatlarıyla ikiye-üçe katlanır.
Zaman geçirilmeden, henüz kış aylarına tam olarak girmemişken süratle tedbirler alınması gerekiyor.
Devlet, alacağından bir şekilde fedakarlık yapmalıdır. Personel maaşlarından kesilen vergiler, geçici bir süre de olsa en azından zor günler geçene kadar vazgeçilmeli, bu paraları çalışanlara ödeyerek, işverenlerin yükü bir parça azaltılmalıdır. Elektrik ve ısınma giderlerinden belli bir miktarını devlet üstlenmeli ve bu ağır gider kalemi hafifletilmeli, esnafın eli bir parça rahatlatılmalıdır.
Yaşadığımız tüm bu karmaşa içinde unutulan bir kesim olarak esnaflar, devletten destek bekliyorlar. Esnaflar, borçlarına borç ekleyen kredilerden artık kurtulmak, ayakta kalabilmek için karşılıksız destek bekliyor. Bir kalemde milyarlarca liralık vergi borcu silinen, borçları ertelenen büyük şirketlere tanınan kolaylıkların kendilerine de verilmesini istiyor.
Ülkemiz esnafı, ahilik geleneğinden geldiği için, iyi günde de, kötü günde de devletinin yanında yer alıyor. Biliyor ki, günü geldiğinde devleti ona kol kanat gerecektir.
İşte o kol kanat germe günü artık geldi ve geçiyor. Sekiz ayda 71 bin 500 esnaf kapısına kilit vurmuşsa, her gün 300’e yakın esnaf ticaretten çekiliyorsa burada derin bir sorun var demektir. Bunlar resmi rakamlar. Bir de kayıt altına girmeden, açıldıktan bir kaç ay sonra kapısına kilit vuranlar var ki onlar bu hesabın dışındalar.
Her ne yapılacaksa zaman geçirilmeden yapılmalı ve bu kan kaybının önüne geçilmelidir. Ülkemizi ayakta tutan temel direklerden biri olan esnaflarımıza yardım eli uzatılmalıdır.