Resmi verilere göre 16 milyon emekli ve en az 4 milyon işsiz vatandaşımız var. Bu, 20 milyon kişi 85 milyon TC nüfusu içinde en az 30 milyon nüfus dilimini oluşturuyor. 85 milyonun % 35’i. Her üç kişiden biri ya emekli ya da işsiz, faizlerle ilişkileri yok…
Ben de emekliyim aylık gelirim 10 073 TL. Kirada oturuyorum. Aylık kiramı yeni artırdım. 4 bin TL oldu. Ev sahibi (Tıp doktoru rahmetli bir rektörün saygın eşi) itiraz etmeden iki ay artan kira parasını tahsil etti. Üçüncü ayın sonuna doğru, kızı (o da tıp doktoru) telefonda “25 bin lira ya da tahliye” dedi.
Yetmişli-seksenli yıllarda % 70+ enflasyon ve çılgın “En yüksek faizi Kastelli verir.” döneminde hep söylerdim: “Enflasyon öyle bir illet ki; baba oğluna borcunu bir gün geciktirmeyi kendine kazanç sayıyor.”
O günler geri geldi, Cumhuriyetimizin 100. yılında. 84 yaşında bir emekli, daha yeni artırdığı kirayı, gelirinin iki buçuk katına çıkarmazsa kendini sokakta buluyor.
Babam, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda lise talebesi idi. Benim kuşağım, Cumhuriyet öncesi çökmüş bir devletin ıstırabını yaşamış anne ve babaların evlatlarıyız. Bizler ATATÜRK’ün kurduğu Cumhuriyetin kıymetini analarımızdan – babalarımızdan öğrenmiş TC vatandaşlarıyız. Onun için 100. yılda ülke nüfusunun üçte birinin aç ve her an açıkta kalmak tehdidi atında yaşıyor (mu ???) olduğu gerçeği karşısında kahroluyorum.
Şimdi bu tabloya FAİZLERİ, TÜİK ENFLASYONUNU ve KURLARI yerleştirelim.
Birkaç çeşit faiz var: Gaye Hanımın Merkez Bankası’nın Faizi: 15 ile yola çıktı, bugün % 30.
Mevduat faizi. Benim bankam web sitesinde en yüksek % 28, telefonda ise % 38 öneriyor.
Kredi faizleri. Müşterinin durumuna, kredinin miktarı ve vadesine göre % 40 – 60 arasında.
3 Ekim günü açıklanacak TUİK Enflasyonunun % 60+ olacağını düşünüyorum.
KURLAR’a gelince… Bu noktada tablonun görünümü bulanıklaşıyor. Banka mevduat faizi, TÜİK enflasyonunun en az % 20 daha düşük ve mevduat sahibi, baskı altında tutuldukları için Dolara-Euro’ya yönelmiyorsa işin içinde mutlaka irrasyonel bir şeyler olduğunu düşünüyorum. Bu konuda 17 Ekim’de Kur Korumalı Mevduat hk. bir açıklama yapacağım.
Görüldüğü gibi 100. yılda T. C. Milli Takımdaki Voleybolcu kızlarımızın başarıları ile sevinirken emeklilerimiz ile işsizlerimizin durumuna çok ama çok üzülüyoruz.
BAY ve BAYAN MENENDEZ, SENATÖR D’AMATO ile KAYSERİLİ KARDAŞYAN Kübalı-Amerikalı ABD Senatörü Robert (Bob) Menendez ve eşi, Lübnanlı mülteci Ermeni, Nadine Arslanyan. Bob, Nadine’ye bir Türk öyküsü ile ilişkili Taj Mahal’ın önünde evlenme teklifi yapmış ! İkisi de koyu Türk düşmanı. İkisi de yakında rüşvet almakta yargılanacaklar.
Bir başka Latin Amerika asıllı, Rum aşığı – Türk düşmanı ABD Senatörü D’Amato, 1995 yılında Senato’ya önerge vermiş ve 6 Eylül 1955 Olaylarının “POGROM” olarak tanımlanmasını talep etmişti. Talep onaylanmıştı. Bugün Dr. Dilek Güven gibi Barış Yarkadaş gibi YANLIŞ yazmaya yeminli Türkler de olayları POGROM olarak tanımlıyorlar.
Kardaşyan’ın kurduğu ANCA da ATATÜRK’ü 1915-1923 dönemi soykırımcısı ilan etti.