Deniz çayırlarının korunması amacıyla Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde başlatılan proje kapsamında ilk deniz çayırı ekimleri Göcek Körfezi’nde gerçekleştirildi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Dokuz Eylül Üniversitesi ve Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) işbirliğiyle hayata geçirilen “Deniz Çayırlarının Dağılımlarının Belirlenmesi, Haritalanması ve Transplantasyonu Projesi” ile deniz çayırlarının korunması, özel çevre koruma bölgeleri için hayati bilgiler üretilmesi ve deniz ekosisteminin sürdürülebilirliğine katkı sağlanması hedefleniyor.
Çalışmalar kapsamında Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi’ne 10 bin kök deniz çayırı ekilmesi planlanırken ilk deniz çayırı ekimine Göcek Körfezi’nde başlandı.
İlk ekim dolayısıyla düzenlenen programa, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdür Yardımcısı Beyhan Oktar, GİSBİR Genel Sekreteri Mehtap Karahallı, GİSBİR Yönetim Kurulu Üyesi ve çevre mühendisi Türkan Manasır Öz ve Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü Deniz Bilimleri Ana Bilim Dalı Doktor Öğretim Görevlisi Barış Akçalı katıldı.
Akçalı, deniz çayırı ekimi öncesinde yaptığı konuşmasında, “Burada bitki ekimi yapacağız ama bunun korunması daha öncelikli. İnsanlara bunu duyurabildiğimiz, değerini anlatabildiğimiz takdirde bu bitkiyi korumak bizim için çok daha önemli olacaktır.” ifadelerini kullandı.
Deniz çayırlarının kaybedilmesinin büyük bir habitatın kaybedilmesi anlamına geleceğini belirten Akçalı, şöyle devam etti:
“Dünyada 60 deniz çayırı türü var ama posidonia sadece Akdeniz’e özgü, uzun yıllar yaşayabilen, fazla karbon depolayabilen bir tür. Plajı korur, dalgaları, akıntıları düzenler. Bir yerde çayır varsa, hayat vardır, çayırı kaldırırsanız hayatı kaldırırsınız. Birçok etkiyle deniz çayırlarımız yok oluyor. Kontrolsüzce yapılan derin deşarjlar, atıklar, demirleme, yabancı türler, yasa dışı avcılıkla yok oluyorlar. Bu bitki çok yavaş büyüdüğü için tahribatın geri döndürülmesi çok uzun yıllar alıyor.”
Akçalı, tekne ve yatların çapa ile demirlemelerinin denizin dibini taradığını, bunun deniz dibini çapalanmış bir tarlaya çevirdiğini ve oluşan bulanıklıkla fotosentezi engellediğini aktardı.
Deniz çayırlarının kıyıdaki birkaç metrelik demir atılmayan bölgeye sıkışmış olduğunu bildiren Akçalı projeyle ilgili şu bilgileri verdi:
“Göcek’te 315 kilometrekare alanda denizin 0-40 metre derinliğini taradık. Akustik ve hava fotoğraflarını doğrulamak adına dalışlar yaptık. İlk etapta 27 noktada durumu tespit etmek için incelemeler gerçekleştirdik. Çalışmaların sonunda ekim noktalarını belirledik. Bugün ilk noktamıza ekim gerçekleştireceğiz. Yavaş büyüyen bir tür ve izlenmesi çok zor, ilk 3 yıl kendini adapte edip yaşamasını bekliyoruz. Bu çalışmalar dünyada da yapılıyor, özellikle Akdeniz’de yapılıyor. Bunlar restorasyon çalışmaları, biz hasar görmüş çayıra destek olmaya çalışıyoruz yani önceliğimiz elimizdekini korumak. Örnek toplarken 10 metrekarede 1 tane almaya dikkat ettik, bir yerden birçok filizi toplamamaya çalıştık ki doğal çayıra etki etmeyelim.”
“Amacımız deniz çayırlarının yaşam mücadelesine destek olmak”Daha sonra söz alan Beyhan Oktar, doğal güzellikleriyle anılan Göcek Körfezi’nde her geçen gün artan yoğun tekne trafiğine dikkati çekerek kontrolsüz demirleme ve çapa atma faaliyetleri nedeniyle deniz çayırlarının yok olma tehdidiyle karşı karşıya bulunduğunu dile getirdi.
Oktar, “Bu süreçte Bakanlığımızca bir proje başlattık. Amacımız deniz çayırlarının yaşam mücadelesine destek olmak. ‘Neden posidonia türü deniz çayırlarını korumalıyız?’ sorusunun cevabı ise aslında her gün gözlemleyebileceğimiz, küresel ısınma sonucunda yaşanan kuraklık, orman yangınları, yağış rejimindeki değişiklikler sonucunda oluşan sel, heyelan gibi afetlerde. Bunların savunma mekanizması ise deniz çayırları.” dedi.
Mehtap Karahallı ise, “Denizler bizim oksijen kaynağımız ve karadan daha fazla oksijen üretiyorlar. Bu anlamda denizlerin korunması gerektiğini herkesle paylaşmak istiyoruz ve bu projeyi de tamamen bu amaçla gerçekleştirdik.” diye konuştu.
Konuşmaların ardından deniz çayırlarının ekiminin gerçekleştirileceği alana tekneyle hareket eden bilim insanları, belirlenen alanlara ilk ekimleri yaptı.