Sevgili okurlarım, en önemli insani özelliklerimizden birisi olan hoşgörü ve uzlaşma kültürü, demokrasinin temel öğelerinden birisidir. Her insanın farklı düşüncesi ve anlayışı vardır. Bu farklılıklar insanlığın gelişimi için bir zenginlik ve gerekliliktir. Hoşgörü ve uzlaşmayı günlük hayatımızda olumlu bir kavram olarak kullanırız. Ancak bu kavramların sınırlarını iyi tespit etmek gerekir. Hoşgörü ve uzlaşmanın temelinde sevgi, saygı, bilgi, erdem ve insanlık adına fayda olmalıdır. İnsanları daha zararlı bir sonuca gitmekten kurtarmalıdır. Toplumda birbirleriyle uzlaşamayan insanlar işbirliği sağlayamazlar. Kavgayla, şiddetle, boykotla hiçbir başarı elde edilemez.. Dolayısıyla, uzlaşamayan ve diğerlerini göz ardı eden, genel kabul gören bir başarıyı elde edemez. Uzlaşma kültürü, kapitalist öğretinin içinde bulunan hoşgörüyü de beraberinde getirir. İnsanlar hayatta yaşarken değişik problemlerle karşılaşırlar. Bu problemlerin çözümü için ya anlaşıp uzlaşacaklar veya çatışarak birbirlerine üstünlük sağlayacaklardır. Hoşgörü ve uzlaşma arzulanan bir yoldur. İnsanlar birbirlerine hoşgörülü olmalı ve çatışma yerine uzlaşma yollarını aramalıdırlar. Hoşgörü ve uzlaşma arzulanan ve tercih edilen bir yol olmalıdır. Uzlaşma tek taraflı olmaz. Korkutarak, yıldırarak baskı altına almak suretiyle de olmaz. Olsa dahi adı uzlaşma olmaz. İnsanlar değişik fikirlerde ve değişik siyasi görüşte olabilirler. Çatışma yaratmadan uzlaşma yoluyla herkesin fikrine saygı duymak erdemini göstermeliyiz. Hayatta hoşgörüden nasibini almayanlar, bu erdemi gösteremez ve uzlaşmadan da nasibini alamazlar. İşte Meclis’in durumu! Meclis içinde ki siyasi partiler belirli konularda ayrı düşünebilirler; ancak bu ayrılıkları çatışarak değil, yumruklaşarak değil, Meclis’i boykot ederek değil, uzlaşarak çözmelidirler. Siyasilerimiz uzlaşma kültürünü ve demokrasiyi yeterince özümseyemediklerinden belirli konularda uzlaşamıyorlar. Hiçbir zaman uzlaşamayacağımız konular da vardır. Nedir bu uzlaşamayacağımız konular? Devletin bölünmez bütünlüğüne karşı olanlardır. Bunlarla uzlaşmayız. Cumhuriyetin temel ilkelerine karşı olanlarla uzlaşmamız mümkün değildir. Bunlarla uzlaşanlarla da hiçbir zaman aynı safta bulunmayız. İnançlarımıza, dinimize, kutsal değerlerimize saldıranlarla beraber olamayız ve uzlaşmayız. Şu anda bu konuların dışında en fazla ihtiyaç duyduğumuz şey uzlaşma zihniyeti ve kültürüdür. Toplum olarak buna ihtiyacımız var. İktidardaki ve muhalefetteki politikacılarımız buna son derece muhtaçtır. Medyamız muhtaçtır. Üniversitelerimiz muhtaçtır. Aydınlarımız muhtaçtır. Kısacası uzlaşma kültürümüz noksan. Onun için siyasette sürekli kavga hali var. Ülkemizde siyasiler ne zaman dara düşse, “Uzlaşma” kelimesini diline doluyor. Uzlaşma olsa, ülkenin çözüm bekleyen önemli sorunları çözülecek ve yüzümüz gülecek. Ne yazık ki hoşgörü ve uzlaşma kültürümüz noksan!
Recent Comments
Görüntülenecek bir yorum yok.