Alanın uzmanları, iklim değişikliği başta olmak üzere çeşitli faktörlere bağlı bal üretiminde düşüş yaşanan arıcılığın geleceği hakkındaki görüşlerini paylaştı.
Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürlüğü Kanatlı ve Arıcılık Daire Başkanı İslam Köse, arıcılıkta en önemli faktörlerin başında iklim şartlarının geldiğini söyledi.
Son yıllarda yaşanan iklim değişikliğinin bal üretiminde düşüşe neden olduğuna dikkati çeken Köse, “Bir yıl 110 bin tona yakın üretim yapılırken bazı yıllar iklim değişikliği nedeniyle 90 bin tona kadar düşüyor. Burada Tarımsal Araştırma Genel Müdürlüğünün arıcılığın iklim değişikliği üzerine bir projesi var. İklim değişikliğinin arılar üzerindeki etkisi araştırılıyor.” dedi.
Çalışmalar kapsamında bölgelerde ıslah çalışmalarının yapıldığını anlatan Köse, “Bundan sonra iklim değişikliğinden en az zarar görecek arı ırklarının bölgelerinde ıslah çalışmalarını yaparak iklim değişikliğine dayanıklı ırklar yetiştirmeye çalışıyoruz. Aynı zamanda iklim değişikliğine uygun flora çalışmaları var. Bu çalışma, Orman Genel Müdürlüğümüzle sürdürülüyor.” diye konuştu.
Köse, Genel Müdürlük olarak arılı kovanlara destek verdiklerini, üretimin devamlılığını amaçladıklarını dile getirerek, yerli arı gen kaynaklarının korunması konusunda da Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğünün desteklerinin olduğunu kaydetti.
“Arı kovanından ziyade üretim alanları oluşturup üretime destek verilmesini istiyoruz”Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin de Türkiye’de bu yıl “gal arısı” ve iklim şartları nedeniyle kestane balı üretiminde düşüş yaşandığını söyledi.
Şahin, Türkiye’nin değerli ballara sahip olduğuna dikkati çekerek, “Bizim çam balı gibi değerli bir balımız var. Kestane, ıhlamur, geven, ayçiçeği gibi ballarımız var. Bunları değerlendirip kanalize etmemiz lazım. Türk üreticimize arı kovanından ziyade üretim alanları oluşturup üretime destek verilmesini istiyoruz. Bu yapılırsa Türkiye gerçekten zirvededir ve zirveden hiç inmeyecektir.” şeklinde konuştu.
Kestane balının Türkiye’nin spesifik ballarından olduğunu vurgulayan Şahin, “Bu yıl ‘gal arısı’ ve yağışların zamansız olması nedeniyle kestane balı üretiminde düşüş yaşadık. Bu düşüş bütün Türkiye’de yaşandı. İnşallah gelecek yıllarda bunu telefi edeceğiz. Kestane balının özellikleri bilimsel olarak ortaya konuldu. Bundan sonraki süreçte kestane balı üretimi konusunda çalışmaların yapılması lazım.” ifadelerini kullandı.
Uluslararası Apiterapi Federasyonu Başkanı Ali Timuçin Atayoğlu da “arı ve arı ürünlerinin geleneksel tamamlayıcı tıp alanında kullanılması” şeklinde tanımlanan apiterapide Türkiye’nin, dünyanın zirvesini hedeflediğini belirtti.
Atayoğlu, apiterapi alanında Tarım ve Orman ile Sağlık bakanlıkları işbirliğinde yeni mevzuat üzerinde çalışıldığını, yakın zamanda dünyanın beklediği bazı haberleri duyuracaklarını belirterek, “Apiterapi konusunda da çalışmalar hızlandı. Şu an bütün dünyanın takdirle karşıladığı bir noktaya doğru gidiyoruz. İnşallah apiterapide dünyaya örnek olacağız.” dedi.