Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Yeşildağ, yazılı bir açıklama yaparak İliç Altın madeninin derhal kapatılmasını talep etti. Yeşildağ, madenin Türkiye ve bölge ülkeler için çok ciddi sağlık sorunu teşkil ettiğine ve madenin fay hattının üzerinde olduğuna dikkat çekti.
Yeşildağ yaptığı yazılı açıklamada, “Erzincan İliç’te yaşanan faciadan işçilerimizin sağ salim kurtarılmasını, sorumluların biran önce hesap vermesini istiyoruz. Madendeki, işçi ve çevre sağlığı felaketi sermayenin kar uğruna yol açtığı bir katliamdır. Erzincan-İliç, Kaz dağları, Kayseri-Develi, Tokat-Erbaa ve Ordu bölgesi dahil tüm ülkede altın madeni arama çalışmalarının ekolojiye ve emekçilere ciddi zararlar vermektedir. İnsan değil rant odaklı kentleşmenin, amansız bir betonlaşmanın ve denetimsizliğin bedeli yaşanmaktadır. Bu uğurda emekçilerin canını, ülkenin havasını, suyunu, ağacını ranta kurban ediyorlar. Altın üretiminde, ormanlarımız ağaç katliamı sonucu çöle dönmekte, siyanürün havaya karışması insanın ve doğanın zehirlenmesine yol açmaktadır. Altın madeni şirketlerinin altın ayrıştırma işlemlerinde siyanür kullanması nedeniyle topraklarımız, ormanlarımız, sularımız zehirlenmektedir. Ağır metaller toprak ve su da yaşayan tüm canlıların ölümüne yol açmaktadır” ifadelerini kullandı.
Akbelen’den Kazdağılarına, Akkuyu’dan İliç’e kadar tüm orman, sulak ve korunması gereken alanları sermayenin emrine sunulduğunu belirtilen Yeşildağ, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Ülkemizdeki maden ocakları ve katliam boyutlarında yaşanan işçi cinayetleri en önemli sorundur. Emekçiler, sermayenin kar hırsı ve iktidar tarafından alınmayan önlemler nedeniyle iş cinayetlerinde hayatı kaybediyor. Çevre Bakanlığı’nın defalarca kapasite artırımını onayladığı bu maden, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçlerinin göz ardı etmektedir. Siyanür sızıntısıyla bilinen şirketin vergi borcu silinmiştir. Ayrıca her felaketin ardında bakanlık yeniden onay vermektedir. Altın madenine karşı bugüne kadar yapılan hiçbir uyarı dikkate alınmadı ve katliam göz göre göre gelmiştir. Emperyalist güçler doğal kaynaklarımızı talan ederken ülkemizi adeta cehenneme çevirmişlerdir. Bilim insanları ise Erzincan-Karlıova arasındaki ‘Yedisu Fay Zonu’nda en az 7 büyüklükte bir deprem beklemektedir. Madenin siyanürlü atık havuzu Fırat Nehri’ne sadece 700 metre uzaklıkta ve bilim insanları olası bir depremde ya da kaza anında havuzun patlamasıyla bu zehirli kimyasallar olduğu gibi Fırat Nehri’ne akacağı endişelerini dile getirmişlerdir. Yedisu fay zonunda meydana gelebilecek bir deprem, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve bölgeyi tehlikeye sokacak derecede risk oluşturmaktadır.”
“Sermayenin ve patronların; denetimsizliği, vurdumduymazlığı ve rant hırsı Türkiye Cumhuriyeti’ni tehdit etmektedir” diyen Yeşildağ, şöyle devam etti:
“Siyanürlü altın arama yasaklanmalı, şirket yetkilileri yargılanmalı ve onlara izin verenler hakkında hesap sorulmalıdır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini hiçe sayanlar, güvencesiz ve taşeron çalıştırmayı kural haline getirenler, sendikalaşmanın önüne engeller koyanlar bu katliamın asıl sorumlularıdır. Ülkenin değerlerini, kaynaklarını zenginliklerini ve güzelliklerini yok edilmesine izin vermeyeceğiz. Bilinmelidir ki; bizler her türlü keyfiliğin, adaletsizliğin ve hukuk tanımaz tavrın karşısında olacağız. Göçük altında kalan emekçilerin bir an önce sağ salim çıkarılmasını bekliyoruz.”