İmamoğlu: “Çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz”

Türkiye Belediyeler Birliği’nin ev sahipliğinde Avrupa Hareketlilik Haftası 2024 Lansman Etkinliği Ankara’da gerçekleştirildi. Şehirlerde Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik için Avrupa Birliği Desteği Projesi; SKUP Türkiye’nin bu yılki iletişim söylemi ise; “Şehri Birlikte Yaşayalım” olarak belirlendi. Avrupa Hareketlilik Haftası 2024 tanıtım toplantısında konuşan TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Kentlerin hareketinin arttırılması ve daha sağlıklı bir toplum için çalışmalarımıza da hız kesmeden devam edeceğiz.” dedi. 
“Avrupa Hareketlilik Haftası 2024” tanıtım toplantısı; Türkiye Belediyeler Birliği’nin (İBB) Ankara’daki merkez binasında gerçekleştirildi. Sürdürülebilir kentsel hareketliliğe yönelik önlemlerin desteklenmesi amacı ile Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye eş finansörlüğünde düzenlenen tanıtım toplantısında sırasıyla; TBB ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Avrupa Birliği Delegasyonu Başkanı ve Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Burak Aykan birer konuşma yaptı.  
GEÇMİŞ DÖNEM TBB BAŞKANLARINA TEŞEKKÜR ETTİTBB Başkanı sıfatıyla ilk etkinliğinin Avrupa Hareketlilik Haftası olmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren İmamoğlu, “TBB çatısı altında, böylesi önemli bir hususu bütün Türkiye’ye anons etmenin de gururu içerisindeyim. Bu ilk toplantı, umut ederim ki, TBB adına, yerel yönetim olarak, Türkiye’nin yerelde güçlü bir yönetim dönemine kavuşması noktasında en değerli adımların atıldığı, demokratikleşmenin ve özellikle toplumun şehirlerde mutlu olduğu bir dönemin var edilmesi hususuyla ilgili, en değerli, en güçlü çalışmaları yapma noktasında değerli bir dönemi, bütün ekip arkadaşlarımla, çalışma arkadaşlarımızla, belediye başkanlarımızla, yönetimlerimizle yapabiliriz” dedi. İmamoğlu, geçmiş dönemde hizmet vermiş TBB başkanlarına da teşekkürlerini iletti. 
“BU KONUDA AVRUPA’DA DA GÜÇLÜ BİR BAŞARIYA SAHİP ÜLKE KONUMUNDAYIZ”TBB yönetimi olarak, her yıl 16-22 Eylül tarihleri arasında düzenlenen bu haftaya katkı sunduklarını aktaran İmamoğlu, “TBB olarak, Avrupa Hareketlilik Haftası’nın ulusal koordinasyonunu yürütüyor ve bu anlamda tüm belediyelerimize destek veriyoruz. Önümüzdeki Avrupa Hareketlilik Haftası’nda da daha güçlü destek verme konusunda hamlelerimiz olacaktır. Bu yönüyle, ulusal koordinasyon görevini üstlendiğimizden beri, Avrupa Hareketlilik Haftası’na katılım gösteren belediyelerin sayısı ve ilçesinin önemli ölçüde artmış olduğunu bilmek ve görmek, elbette beni memnun ediyor. Kaldı ki bu konuda Avrupa’da da güçlü bir başarıya sahip ülke konumundayız. Az önce bunu, Sayın Büyükelçi’den, dostum Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut’tan duymak beni oldukça mutlu etti” dedi. 
“KAMUSAL ALAN KAVRAMI ÇOK KIYMETLİ”Bu yılın temasının “Paylaşımlı Kamusal Alanlar” olarak açıklandığını belirten İmamoğlu, “Bu kapsamda kamusal alanların daha verimli ve adil bir biçimde nasıl paylaşılabileceği konusunda çalışmalar yürüteceğiz. Kamusal alan kavramı şehirlerde çok kıymetli, çok değerli. Bir nevi kentin özgürlüğünü, kentin hissedilebilirliğini çok yüksek seviyede insanlarına yaşatan bir kavram. Bir başka parçası da toplu taşımanın teşvik edildiği, yürüyüş ve bisikletle ulaşımın erişilebilir olduğu, temiz, sakin ve güvenli bir şehirde yaşamak her vatandaşımızın hakkıdır prensibiyle hareket eden yöneticiler olmalıyız. Vatandaşlarımıza yakışır bir yaşam kalitesi sunabilmek için, kamusal alanları elbette daha erişilebilir ve kullanışlı hale getirerek, toplumsal uyum ve dayanışmayı bütün ülkemizdeki şehirlerimizde güçlendirmeliyiz” şeklinde konuştu. 
“RAYLI SİSTEME ERİŞİMDE ÇOK FAYDALI BİR İŞ; YÜRÜMEK VE BİSİKLETE BİNMEK”“Sürdürülebilir kentsel hareketlilik planlarının arzu ettiğimiz etkiyi yaratabilmesi tek bir şartla mümkün” diyen İmamoğlu, şunları söyledi: 
“O da bütün vatandaşlarımızın bunu hissedebilmesi ve bunu sahiplenebilmesiyle mümkün. Örneğin; İstanbul’umuzda çok hızlı büyüyen bir raylı sistem ağına sahibiz. Ama bir bölgeye raylı sistemi getirdikten sonra, oradaki insanların hızlıca raylı sistem kullanımına geçişte alışkanlıklarından ötürü, ciddi bir zaman kaybediyoruz. Bunun bazen hak ettiği seviyeye ulaşması, 2-3 yılı bulabiliyor. Çünkü geçmişten bugüne gelen gelenekte insanlar, kapısının önüne inip, elini atıp bir minibüse binmeyi toplu taşıma hizmeti, konforu olarak görüyorken, bugün artık büyüyen kentlerimizde, hele hele gaz salınımını azaltmak, hatta sıfırlama hedefi olan kentlerimizde, raylı sistemin çok önemli bir yatırım olduğunu ve insanlarımızın raylı sisteme erişimde çok faydalı bir iş yaparak, toplu taşımaya katıldıklarını anlatıyoruz. Defalarca bunu ifade ediyoruz; o da bazen bisikletle beraber, yürümek.”
“YÜRÜDÜKÇE ŞEHRİ KEŞFEDECEKLER”Sokaklarda karşılaştığı vatandaşlardan yürümekle ilgili şikayetler aldığının altını çizen İmamoğlu, “Ama böylesi büyük kentlerde, ki buna Ankara da İzmir de ve bazı kentlerimiz de dahil, toplu taşımaya erişimin bir parçası olan yürümenin ve bisikletin hayatımıza çok şey kazandıracağını, elbette o yürüyüş koridorlarını ya da bisiklet parkurlarını geliştirmenin de bizim sorumluluğumuz olduğunu her yerde anlatıyoruz. Bu karşılıklı gelişimi sağladığımızda ve vatandaşlarımız bu projemize katılımını aynı şekilde bir alışkanlık halie getirdikleri taktirde, gerçekten kentlerimizi çok daha çağdaş, çok daha yaşanabilir, çok daha bizi zehirleyen gazlardan uzaklaşan ve kamusal alanları daha özgür kullanan ve hatta yaşadığı şehri keşfeden ve keşfettikçe daha çok seven ve sahiplenen bireyler haline gelmesinin yolunu açacaktır” ifadelerini kullandı. 

“GAZ SALINIMINI DÜŞÜRECEK ARAÇLARIN KULLANIMINI ARTIRMAK ZORUNDAYIZ”TBB’nin bu kapsamda birçok projeye destek verdiğini ve koordine ettiğini hatırlatan İmamoğlu, “Bunlardan en önemlisi, ‘sözleşme makamı’ olarak Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın, ‘nihai faydalanıcı’ olarak ise TBB’nin yer aldığı, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin eş finansmanıyla 2022 Ağustos ayından bu yana yürütülen, 
Şehirlerde Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik için Avrupa Birliği Desteği Projesi (SKUP Türkiye), ulusal bir politika çerçevesi oluşturarak, sürdürülebilir kentsel hareketlilik planlama yaklaşımının ülke genelinde benimsenmesine öncülük edecek. Kentlerimizi gerçekten daha hareketli kentler yapmak için, şehir planlamamızda yaşam kalitesini arttıracak, çevre dostu ulaşım alternatiflerini; metro, bisiklet yolları, yürüyüş yolları gibi çevreye duyarlı, hızlı ve vatandaşımızın yaşam kalitesini arttıracak ulaşım modellerini yaygınlaştırmalıyız. Ve özellikle gaz salınımını düşürecek, farklı yakıt türleriyle ya da enerji takviyeleriyle farklı araçların kullanımını da kentlerimizde artırmak zorundayız” dedi. 
“TÜM AKTÖRLERİN KATKIDA BULUNABİLECEĞİ, KAPSAYICI KAMUSAL ALANLAR VE KURUMLARI NASIL YARATABİLİRİZ?”Hafta kapsamında bisiklet eğitimlerinden spor festivallerine, yürüyüşlerden konuyla ilgili yarışmalar kadar birçok etkinliğin düzenleneceği bilgisini paylaşan İmamoğlu, şöyle konuştu: 
“Kentlerin hareketinin arttırılması ve daha sağlıklı bir toplum için çalışmalarımıza da hız kesmeden devam edeceğiz. Görüldüğü üzere İBB ve TBB olarak, sürdürülebilir kentsel hareketliliğe ve Avrupa Hareketlik Haftası’na çok önem veriyoruz. İstanbul Türkiye’nin, ama aynı zamanda Avrupa’nın en büyük ve en kalabalık şehri. Başta İstanbul olmak üzere, büyükşehirlerimizde ortaya koyacağımız bu kabiliyetler hem ülkemizin şehirlerine hem Avrupa’nın, hatta bütün dünyanın şehirlerine ilham verici hamleler olmalıdır diye iddiamızı ortaya koymalıyız. Yerel yönetimler olarak, kesinlikle kendimize şu soruyu sormalıyız: ‘Tüm aktörlerin katkıda bulunabileceği, kapsayıcı kamusal alanlar ve kurumları nasıl yaratabiliriz?’ Ben, yerel aktörleri ve kentleri, her yerde ifade ettiğim gibi, güçlü demokrasinin umut ışığı olarak görüyorum. Çünkü bu birlik, beraberlik ve dayanışma duygusu, belediye başkanı ile hemşerileri arasındaki ilişkinin temelini oluşturur. Ve bu kamusal alanların aslında hepimizin bir arada, coşkulu, mutlu, dayanışmacı, müzakereci, konuşabilen, tartışabilen, iletişim kurabilen bir modeli de en güçlü şekliyle harekete geçirebileceğimiz sahalar olduğunu da ifade etmeliyim.”