Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), kasım ayına ilişkin ekonomik güven endeksi verilerini açıkladı. Buna göre, endeks ekimde 96,5 iken kasımda yüzde 1,3 azalarak 95,3 oldu. Tüketici güven endeksi ise kasımda aylık bazda yüzde 1,1 artışla 75,5’e çıktı. Aynı dönemde reel kesim güven endeksi yüzde 1,3 azalarak 103,9’a geriledi. Hizmet sektörü güven endeksi yüzde 2,4 düşüşle 110,9 oldu. Perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 1,9 azalarak 111,7, inşaat sektörü güven endeksi ise yüzde 2,2 artarak 91 değerini aldı.
Ekonomi güven endeksini değerlendiren Ekonomist Uğur Civelek, “Gelecek için insanların umudu zayıf. Güven endeksleri de illüzyon ile bugüne kadar yüksek gösterilmiş gibi görünüyor. Ekonomi yönetimi de ne yazık ki bunu değiştiremiyor. Kredi sıkıntısı muhtemelen hizmet sektöründe büyümeye devam edecek. Halka arzlarla bir kısım şirketi rahatlatmaya çalışıyorlar fakat yeterli değil. Muhtemelen hizmet sektöründe son 10 yılın en büyük daralması yaşanacaktır. İstihdam kaybı çok olacak” ifadelerini kullandı.
İnşaat sektörü güven endeksindeki yüzde 2,2 artışı da değerlendiren Civelek, “İnşaat sektöründeki büyüme biraz sorunlu bir büyüme gibi görünüyor. Konut satışları düşüyor, krediye ulaşım her geçen gün zorlaşıyor. Birçok insan yatırım amaçlı gayrimenkul alıyor. İnşaat sektörüne durum böyleyken güvenmek çok mantıklı gelmiyor. Birçok müteahhit battı tabi haber dahi olmadı. Kredi sıkıntısı büyüdükçe inşaat sektöründe de sıkıntı büyüyor demektir. Bu yükseliş ‘Ölü kedi zıplaması’ gibi. Kedi hep dört ayağının üzerine düşer ve hiç zıplamaz. Sadece ölü kediler sıçrar. İnşaat sektöründeki sıçramada böyle bir durum. Gayrimenkul alışlarında kredi kullanılmadan almak imkansız durumda. Kredisiz alabilmek için fiyatların yarı yarıya düşmesi gerekiyor. O zamanda inşaat sektörünün gerçeklikle bağı uzun süre kopar bunun altından kimse kalkamaz” diye konuştu.
Döviz kurunda da yaşanan yükselişi değerlendiren Civelek, “Döviz kurundaki yükseliş kontrollü bir yükseliş. Yani taşıma suyu ile değirmen döndürüyoruz. Yurtdışından sermaye girişi çalışmaları, Kur Korumalı Mevduat hesapları ve birçok düzenlemeye rağmen artış bu oranda. Bunlar yapılmasaydı ne olurdu düşünmek bile istemiyorum. Kur Korumalı Mevduatlardan çıkış için şu anda çok ciddi düzenlemeler yapılıyor. Buradaki amaç anlaşılan artan kurdan devletin zararını azaltmak. Kamuyu bu maliyetten koruyorsunuz fakat bu artış özel sektöre çok ciddi zarar veriyor. Enflasyonla mücadelemiz pamuk ipliğine bağlı gibi görünüyor. Enflasyonla mücadele pamuk ipliğine bağlı ise faizleriniz olması gerektiğinden daha da yukarıda gidecek demektir. Bunu yapmazsanız döviz kurunu hiç tutamazsınız. Denge tutulamadı seçime kadar idare ettirilmeye çalışıyor. Yani stagflasyon kaçınılmaz. Zaten şu anda da emarelerini hissediyoruz fakat önümüzdeki yıl için durum daha da ağır olacaktır. Enflasyon bundan sonra tempolu bir şekilde artmaya bilir fakat işsizlik tempolu bir şekilde artacaktır. Krediye ulaşma sıkıntısı işsizliği körükleyecek. Özel sektör ateş hattında diyebiliriz” ifadelerini kullandı.
Yaşanan sorunların 2024’te daha da artabileceğini belirten Civelek, “İşveren ve işçi kara kara asgari ücretteki artışı bekliyor. Yapılacak yüksek bir artış özellikle hizmet sektöründe büyük sorunlar yaratacaktır. Enflasyonla mücadele istenilen düzeyde yapılamaması büyük bir olasılık. İşsizlikte ciddi artışlar yaşanabilir” değerlendirmesinde bulundu.