Emekli-Sen ülke genelinde ortak basın açıklaması yaparak emeklilerin sorunlarını gündeme getirdi. Yapılan açıklamada emeklilerin geçinme şansının kalmadığını ve seçimlerde kendilerini görmezden gelenlere emeklilerin cevabı vereceği belirtildi.
“Ömrümüzü kendimizin ve ailemizin geçimi için harcadığımız doğrudur. Hazine katkılarıyla on bin liraya tamamlanan emekli aylıklarımızın yetersiz olduğu doğrudur” denilen açıklamada şöyle devam edildi:
“Ancak bu konuda sorumluluk üstlenmesi gerekenler, bir kez daha sorumluluktan kaçmakta; emeklileri sırtında küfe olarak görenler, tüm sorunların çözümünü işçinin ve emekçinin daha fazla çalışmasında aramaktadır. Şirketler karlarını katlarken işçilerin payına yoksulluk, saraylar ışıl ışıl parlarken emeklilerin payına sefalet düşüyorsa ne sosyal devletten ne eşitlikten ne de adaletten ne de yaşamdan söz edilebilir. Tüm bunların sözünün edilmediği yerde barıştan söz etmek mümkün değildir.
Meclis, emeklilerin bayram ikramiyesini 3 bin lira olarak belirledikten sonra tatile girdi. 16 milyonu aşkın emekli ve hak sahibinin sesine kulaklarını tıkayarak, 3 kuruşluk sözde artışa gönül rahatlığıyla el kaldıranlar, gönül rahatlığıyla dinlenmeye çekildi. Ant olsun ki emeklilere bir kez daha kuru ekmekten ibaret bayram sofrasını layık gören zihniyet, layık olduğu yerde; tarihin çöplüğünde kalacak. Emeklilerin insan onuruna yakışır bir yaşam için sokağa çıktığı her gün ise mücadele tarihine kazınacak. Emekliler, talep ettikleri, hak ettikleri bayram ikramiyelerine er ya da geç kavuşacak”
“EMEKLİLERİ YOKSULLUĞA MAHKÛM EDENLERE OY YOK”Açlık sınırındaki hiçbir ücret, hiçbir maaş ya da aylık, emeklilerin yaşamını idame ettirebilmesinde bir kıstas olmadığı belirtilen açıklamada, “İnsanın, sadece beslenme ihtiyacını karşılayarak insan onuruna yakışır bir yaşama kavuşamayacağı açıktır. Bizler, emeklilere ısınmayı, ulaşımı, sağlığı, kültürel ve sosyal ihtiyaçları lüks gören bir zihniyete karşı bir aradayız. Buzdolabımızın boş; her seçim dönemi öncesinde, seçim yatırımı olarak önümüze atılan üç kuruşluk müjdelere ise karnımızın tok olduğu bilinsin diye buradayız. Bizler, Türkiye’nin kalkınması için yıllarını harcamış emeklileriz. Kimimiz işçiydik, madenlerde, petrol ve kimya endüstrilerinde, limanlarda, fabrikalardaydık. Kimimiz memurduk, öğretmendik. Kimimiz tarladaydık. Emeğimizle geçindik. Bizler o zamanlar da yeri geldiğinde greve, yeri geldiğinde haklarımız için sokaklara çıktık. Bugün de sokaktayız. Haklarımız için, yalnızca kendi haklarımız için değil; gençlerin, çocukların, torunlarımızın hakları için sokaklardayız. Gençleri umutsuzluğa, işsizliğe mahkûm edenlere, emeklilerden oy yok. Yaşamak için çalışmak zorunda olmadığımız bir emeklilik istiyoruz. En temel tüketim mallarına dahi ulaşmamızın engellendiği; açlık değil ölüm sınırında bir yaşamı kabul etmiyoruz. Her günümüzün bir yaşam mücadelesi içinde geçmesine neden olan bu kara, köhne düzene karşı ses çıkarıyoruz.”
Taleplerini sıralayan Emekli-Senliler son olarak taleplerini şöyle sıraladı:
“Emeklilikte insan onuruna yaraşır bir ücret istiyoruz. Emekli aylıklarının enflasyona değil milli gelire endeksli olmasını istiyoruz. En düşük emekli aylığının asgari ücret seviyesine çıkarılmasını istiyoruz. Emekli ikramiyelerinin yılda iki defa ve en az asgari ücret seviyesinde ödenmesini istiyoruz. Emeklilikte intibak yasası çıkarılmasını istiyoruz. Emeklilerin sağlık hizmetlerinde ödedikleri katılım payının koşulsuz şartsız kaldırılmasını istiyoruz. Emeklilerle ilgili politika yapılacağında emeklilere danışılmasını; sendikal hak ve özgürlüklerimizin teslim edilmesini istiyoruz.”