“İtfaiye Genel Müdürlüğü acilen kurulmalı”

Adli Bilimciler Derneği Başkanı Prof. Dr. İ. Hamit Hancı ile Derneğin Adli Yöneylem Komisyonu Başkanı Av. Alp Aslan, Türkiye’nin yangınla mücadele ve afet müdahale altyapısında uzun süredir kangren haline gelen bir soruna dikkat çekti: İtfaiye hizmetlerinin merkezi bir otoriteye bağlanmaması ve dağınık yapıda yürütülmesi. Yetkililer, İtfaiye teşkilatlarının belediyelerle sınırlı kalmasının kamu güvenliği ve afet yönetimi açısından ciddi riskler doğurduğunu vurgulayarak, “İtfaiye Genel Müdürlüğü”nün acilen kurulması gerektiğini yineledi.
KBRN ALANINDA İTFAİYELERİN ÖNE ÇIKMASI DİKKAT ÇEKTİAFAD tarafından düzenlenen Uluslararası KBRN (Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer) Kongresine katıldıklarını belirten Hancı ve Aslan, bazı ülkelerdeki itfaiye teşkilatlarının, KBRN müdahale kapasitesinde polis ve arama kurtarma birimlerinden bile daha donanımlı olduğunu vurgulayarak Türkiye’deki eksikliklere dikkat çekti.
“İtfaiye teşkilatlarımız yalnızca yangın söndürme göreviyle sınırlı düşünülmemelidir. Bugün afetlerde, kimyasal tehlikelerde, arama kurtarma operasyonlarında ve halkın eğitilmesinde de başrol üstlenmektedirler. Ancak bu yük, dağınık yapıda hizmet veren teşkilatların kapasitesini aşmaktadır.”
BELEDİYELERE BAĞLILIK SORUNLARA YOL AÇIYORİtfaiye teşkilatlarının hukuki dayanağı 5393 Sayılı Belediye Kanunu ve Belediye İtfaiye Yönetmeliği’ne dayanıyor. Türkiye’deki itfaiye teşkilatları “merkezi olmayan” bir sistemle hizmet veriyor ve büyükşehirler dahil olmak üzere belediyelere bağlı olarak çalışıyor. Bu model, kurumsal dağınıklığa, personel yetersizliğine, standart eksikliğine ve finansal zorluklara neden oluyor.
Hancı ve Aslan, bu dağınıklığın altını çizerek şunları kaydetti:
“İtfaiyecilik hizmetlerinin finansmanı yetersiz, personel alım ve eğitiminde standardizasyon yok, kurumlar arası koordinasyon ise çok zayıf. Belediyeler için itfaiye birimi bir ‘kar merkezi’ değil, aksine bir ‘gider kalemi’ olarak görülüyor. Bu zihniyetle ilerleyemeyiz.”
İTFAİYE, YANGIN SÖNDÜRMENİN ÖTESİNDE BİR HİZMETTİRGünümüzde itfaiye teşkilatları sadece yangın söndürme ile sınırlı kalmayıp; doğal afetler, su baskınları, KBRN saldırıları, kayıp aramalar, su altı kurtarma, halkın eğitimi, tehlike önleme gibi geniş bir görev yelpazesi üstleniyor. Buna rağmen, mevcut mevzuatın yetersizliği ve merkezi bir otoritenin eksikliği, bu görevlerin etkinliğini sınırlandırıyor.
Yetkililer, AFAD ve itfaiye arasında görev çakışmaları olduğuna da dikkat çekerek, kaynakların verimsiz kullanıldığını vurguladı.
“AFAD ve belediye itfaiyeleri aynı görevlere sahip gibi görünse de aralarında etkin bir koordinasyon yok. Bu durum hem müdahale hızını azaltıyor hem de kaynak israfına yol açıyor.”
PERSONEL VE EĞİTİMDE STANDART EKSİKLİĞİYetkililer şunları belirtti:
“İtfaiye teşkilatlarında görev alanların eğitimi ve atanma kriterleri konusunda net bir düzenleme bulunmaması, yetkililerin en çok eleştirdiği konular arasında. Oysa ki Türkiye’de çok sayıda ‘İtfaiyecilik ve Yangın Güvenliği’ bölümü olan meslek yüksekokulu ile ‘Acil Yardım ve Afet Yönetimi’ gibi bölümler, bu alanda yetişmiş kalifiye personel sunuyor. Ancak, mezunların bu teşkilatlara yerleştirilmesinde bir zorunluluk bulunmuyor.
YENİ BİR “İTFAİYE KANUNU” ŞARTAdli Bilimciler Derneği yetkililerine göre Türkiye’de özel bir “İtfaiye Kanunu” bulunmaması, itfaiyecilik mesleğini tanımsız bırakıyor ve teşkilatın görevlerini karmaşık hale getiriyor. Hancı ve Aslan, bu yüzden yeni bir yasal düzenlemeye ihtiyaç olduğunu belirterek çözüm önerilerini sıraladı:
İçişleri Bakanlığı bünyesinde ya da AFAD’a bağlı “İtfaiye Genel Müdürlüğü” kurulmalı.İtfaiye Akademisi hayata geçirilmeli ve personel bu akademiden yetiştirilmeli.Sadece ilgili bölümlerden mezun olanlar teşkilata alınmalı.Gönüllü itfaiyecilik yasal zemine oturtulmalı ve teşvik edilmeli.Finansman modeli merkezi bütçeye bağlanmalı.
TARİHİ ARKA PLAN: 300 YILLIK GELENEK, MODERNLEŞEMİYORTürkiye’de itfaiyeciliğin tarihi 1714 yılına, Osmanlı’daki “Tulumbacılar”a dayandığını ifade eden Hancı, “1826’da yeniçeri ocağının kaldırılmasıyla yerini ‘Yangıncı Taburu’ almış, Cumhuriyet döneminde ise belediyeler eliyle yaygınlaştırılmıştı. Ancak yaklaşık üç asırlık geçmişine rağmen, bugünün modern ihtiyaçlarını karşılayacak merkezi bir organizasyona hâlâ geçilmiş değil.” dedi. 
ULUSAL İTFAİYE REFORMU ARTIK KAÇINILMAZAdli Bilimciler Derneği, yaptığı çağrıyla belediyelere bağlı, eşit olmayan kaynaklara sahip, standart dışı bir yapının Türkiye’ye artık yetmediğini vurguladı:
“İtfaiye teşkilatı sadece yangın söndürmez; hayat kurtarır, risk yönetir, toplumu bilinçlendirir. Bu yüzden sadece yerel değil, ulusal bir güvenlik ve hizmet organizasyonunun parçası olmalıdır. Türkiye, itfaiyecilikte de merkezi yapılanmaya geçmelidir.”