Dar gelirli vatandaşların tek dayanma noktası olan kredi kartlarına getirilecek düzenlemelerle ilgili haberler yoğunluk kazanmaya başladı. Yapılacak düzenlemelerin başında ise taksitli satışların kaldırılması ve limitlerin düşürülmesi ilk sıralarda yer alıyor.
Konuyla ilgili olarak bankacılık ve finans çevrelerinden peş peşe açıklamalar yapılıyor. Bankacılık ve finans çevreleri belli bir limite kadar olan kredi kartlarına sınırlama getirilmemesi gerektiği konusunda ekonomi kurmaylarını uyarıyorlar. Ayrıca, zorunlu harcamalardan daha çok, lüks tüketimi kısıtlamaya yönelik olması gerektiği yönünde görüş açıklıyorlar.
Bilindiği gibi, kredi kartlarına düzenleme ile ilgili ilk sinyal Enflasyon Raporu toplantısında merkez Bankası yeni Başkan Fatih Karahan’dan gelmişti. Karahan, “Kredi kartlarında düzenleme yapılması gerektiğini düşünüyoruz” ifadesini kullanarak, bu konuda birkaç fikirleri olduğunu, çalışmaların sürdüğünü, belirli bir aşamaya geldiğinde kamuoyuyla paylaşılacağını belirtmişti. Bu kapsamda yapılması planlanan gelebilecek bazı önlemler ise şöyle sıralanıyor: – Karta taksit uygulaması kaldırılabilir – Asgari ödeme tutarları artırılabilir – Kart limiti düşürülebilir – Kredi kartı faiz oranları artırılabilir – Ödeme alışkanlıkları zayıf olanlara ek önlemler getirilebilir – Yüksek limitli harcamalara kısıtlama getirilebilir – Lüks tüketime dayalı kredi kartı harcamalarına limit konulabilir
Kredi kartlarına kısıtlama getirilmesini elbette ki enflasyon üzerinde olumlu yönde bir etkisi olacaktır. Çünkü vatandaşın alış-veriş yapması asgari düzeye çekilecek bunun doğal bir sonucu olarak da enflasyon bir düşüş trendine girecek. Burada; aslında yapılmak istenen, enflasyonu düşürmekten çok, temel ihtiyaç ürünlerine mart ayından sonra yapılacak zamların piyasalara yapacağı olumsuz etkiyi kırmak yatıyor.
Seçimler nedeniyle uzunca bir süredir baskılanan elektrik ve doğalgaz zamları hayata geçirilecek. Bunun neticesinde de tüm ürünlerin fiyatlarında büyük bir artış yaşanacak. Ekonomi kurmayları enflasyonun mayıs ayında tepe noktasına çıkacağı konusunda ortak görüş belirtiyorlar.
İşte bu noktada vatandaşlar düşen alım güçlerini, kredi kartına yönelerek karşılamaya çalışacaklar. Taksitli satışların kaldırılması, limitlerin düşürülmesi ile birlikte diğer tedbirlerin uygulamaya konulmasıyla birlikte enflasyonun hızlı yükselişi frenlenecek.
Bu uygulamalar başarılı olabilir mi?.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi iç piyasaların daralması enflasyonun yükselişine engel olamasa bile belki bulunduğu noktada tutmaya yardımcı olabilir. Ancak burada diğer bir sorun ortaya çıkacak haliyle. O da ülkemizin yumuşak karnı olan istihdamda yaşadığımız işsizlik krizine yeni yüz binlerin eklenmesi sonucunu getirecek.
İç piyasaların daralması, vatandaşların tüketimden uzaklaşması sonucu, üretici firmalar ister istemez kadro daralmasına gidecekler. Çünkü yaşadıkları daralmayı başka türlü aşmaları mümkün olmayacak. Daralmanın dışında, üretim maliyetlerini direkt etkileyecek olan doğalgaz ve elektriğe yapılacak astronomik zamlar da bunda etkili olacak.
Bu süre içinde akaryakıt vergilerinde de yeni bir düzenleme yaşanabilir. Benzin ve motorinde ÖTV ve KDV oranları yükseltilebilir. Fiyatlara yansıtılacak 1-2 puanlık artışın mali yükü orta ve küçük işletmelerin üzerinde yıkım etkisi yaratabilir. Bunun yanı sıra, pandemiden sonra tam bir kriz içine giren ve halen toparlanamayan esnafların durumu da bu artışlardan olumsuz şekilde etkilenecektir.
Yine marttan sonra bazı yeni vergilerin gelmesi de gündemdeki yerini koruyor.
Bir büyüğüm şöyle demişti “devletin vereceği her bir lira için, bizlerden 2-3 lira alır. Devlet verdiğinin yanında, kasasına koyacağı akçeyi de düşünür” demişti.
Şimdi emekli ve dar gelirli vatandaşlarımız için istediğimiz her artışın bedelini, yine bizler ödeyeceğimiz vergilerle karşılayacağız. Rahmetli Süleyman Demirel’in benzer konulara ilişkin kendisine yönetilen bir soruya verdiği cevapta “kardeşim bu Con Ahmet’in makinesi değil ki, bir taraftan ver diğer taraftan çıksın” şeklindeki sözleri kulaklarımdadır.
Evet, kredi kartlarına getirilecek yaptırımların çok iyi düşünülmesi gerekiyor. Ülkeyi çok sıkıntılı bir sürece sokabileceği gibi, belki bir parça rahatlama da sağlayabilir. Yaşayıp göreceğiz!