Yunan adaları için kapıda vize alabilmek sanıldığı gibi çok kolay bir prosedür değil. Sizi en fazla 7 günlüğüne ve sadece bir adaya kabul eden, başka bir yere gitmenize izin vermeyen bir vizenin kolay bir prosedürü olmasını beklemez misiniz haliyle? Ama beklemeyin. Elde sadece pasaport ile kapıda vizeye gittiğinizde size kapıyı gösteriyorlar. Her şeyden önce başvurunuzu seyahat etmeyi planladığınız tarihten en az bir hafta önce yapmalısınız. Ayrıca standart bir Avrupa ülkesi vize başvurusuna yakın bir şekilde başvuru yapmanız gerekiyor. Sayfalarca başvuru formunu dikkatli bir şekilde doldurup, son 3 aylık banka hesap dökümlerinizin banka yetkililerince imzalı-onaylı hali, imza atan banka yetkililerinin vekalet fotokopileri, 3 biyometrik fotoğraf, pasaport ve kimlik fotokopileri, yanınızdaki reşit olmayan çocuğunuz varsa eşiniz tarafından verilmiş yurtdışı çıkış muvafakatnamesinin İngilizcesi (sırf bunun için toplam 3.000 lira ödemeniz gerekiyor), parası ödenmiş otel rezervasyonu ve satın alınmış gidiş dönüş feribot biletleri olmadan vize başvurusu yapamıyorsunuz.
Aslına bakarsanız Ankara’da Cosmos web sitesi üzerinden tüm Yunanistan için vizeye başvurmak hem aynı uğraşıyı gerektiriyor hem de başkentimizde rahat rahat başvuru yapılıp bütün Yunanistan için geçerli vize alınabilir ve neredeyse aynı parayı ödüyorsunuz. Kapıda vize şu an pek çok yerde pırıltılı şekilde sunulduğu gibi kolay ve hızlı bir yöntem değil. Ucuz bir vize yöntemi hiç değil. Fakat şu an kapıda vizeye öyle bir hücum var ki turizm acenteleri gün içinde neredeyse hiç mola vermeden başvurulara yetişmeye çalışıyorlar. Acentelere sanki bir kargo şirketi imişler gibi evraklar yağıyor. Çalışanlar canlarından bezmiş bir halde başvurulara yetişmeye çalışıyorlar. Bir turizm acentesinden çok, eski devlet hastanesi banko görevlileri gibi sinir içinde başvuruları tasnif edip Yunan polisine ulaştırmaya çalışıyorlar.
Kapıda vizenin zorluğuna rağmen yoğunluğunun nedeni malum; Yunan adaları bu yaz bizim kıyılarımızdan neredeyse yarı yarıya ucuz halde. Otel fiyatlarından tutun da restoranlardaki deniz mahsullerine kadar her şeyin fiyatı gayet uygun. Oysa bizim kıyılar ateş pahası. Otellerimiz ve işletmelerimiz bu sene çok pahalı. Öyle ki sadece emlakçılar değil yazlık sitelerin yöneticileri yılda bir ay gelen ev sahiplerini arayıp yazlıklarını kiraya vermeye ikna etmeye çalışıyorlar, yani yazlıklara talep o denli fazla…Kiralık yazlık bulmak zaten imkânsız, kapanın elinde kalıyor. BİM, ŞOK, A101 gibi süpermarketlerde sabah saat 11’den sonra iyi meyve sebze bulmak ta mümkün değil, başta restoranlar olmak üzere sabah erkenden kapışılıyor. Kıyı beldelerimizin çoğu sakinleri çoğu hafta sonlarını Yunan adalarında geçiriyorlarmış.
Oysa bizim ekonomisi hiçbir zaman tıkırında gidememiş ülkemizin bonusuydu sahil kıyılarımızda ucuza tatil yapabilmek… Gençler ve çocuklu aileler bavula havlu, mayo, terlik koyarak sahile koşup altın kumlara havlularını serip mücevher sulara kendilerini attı mı hayatları daha bir çekilir hale gelirdi. Şimdilerde ise yazlığı olan bir tanıdığınız yoksa bir aylık maaşınızı bir haftalık vasat bir tatile gömüp geri gelmeniz işten bile değil. Garsonluk yapan çocuklar kış için harçlık biriktirirler, binlerce aile yazın turizm hizmeti verip o seneki geçimlerini hal yoluna koyarlardı. Geçimini turizmden sağlayanların çoğu başka bir şeyler yapabilmenin derdinde.
Yunan adalarının bu kadar ucuz olması ya da bizim pahalı olmamız ülkemiz için hiç sağlıklı bir durum değil. Bu yaz turizm geliri bizim için kanamalı hastaya kan bankası ihtiyacı gibi bir şey ama tatil yerlerinde ne o eski yoğunluk var ne de dükkanlardaki kalabalık. Dünyamız mayın tarlasına dönüşüyorken komşu ile ilişkilerin düzelmesi elbette ki sevindirici ama yerli turist kapıda vizeye böylesine hücum ederse bizim kendi turizmimiz hırpalanıyor. Komşu bu kadar ucuzken yabancı turist sayısında ciddi bir azalma olmayacağını beklemek te fazla iyimserlik olur.
Yunan işletmeciler bizden memnun. Biz Türkler masaya oturduk mu iyi yiyormuşuz, bir salata ile kalkmıyormuşuz. Fakat komşu adalara giden herkes aynı şeyi söylüyor; bizim kıyılarımız çok daha güzel ama suyun öte yanı çok daha ucuz. Maalesef öyle.