TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranını eleştiren Hamzaçebi, “TÜİK tarafından gerçeği yansıtmayan enflasyon oranları açıklanmış bulunuyor. TÜİK’e göre aylık yüzde 3,43 yıllık ise yüzde 61,36 oranında enflasyon gerçekleşmiş bulunmakta. Bir de bağımsız güvenilir araştırma kuruluşu ENAG tarafından açıklanan oranlara bakalım. ENAG’a göre aylık yüzde 5,09, yıllık ise yüzde 126,18 oranında enflasyon gerçekleşmiştir. TÜİK ile ENAG arasında dağlar kadar fark var. TÜİK bir de Ocak 2024’ten itibaren geçerli olacak başta pasaport, ehliyet, kimlik kartı, tapu ve mahkeme harçları, MTV gibi birçok harç, vergi ve cezaların artışına sebep olacak Yeniden Değerleme Oranını belirleyen ÜFE oranını açıklamıştır. ÜFE’nin Ekim ayı için yüzde 1,94 açıklanmasıyla Yeniden Değerleme Oranı yüzde 58,46 olarak kesinleşmiş demektir. Bunun anlamı yılbaşından itibaren bu saydığımız vergi, harç ve cezalara en az yüzde 58,46 oranında zam geleceğidir. Hükümet almaya gelince yüzde 58,46, memura ve emekliye vermeye gelince yüzde 25 zam vermektedir. Bunun da anlamı kaşıkla verip kepçeyle geri almaktır” dedi.
Vergi ve harçlara yüzde 58, 46 oranında zam yapıldığını hatırlatan Hamzaçebi, “2024 bütçesinde cari transferlerin, faiz giderlerinin, sermaye giderlerinin ve sermaye transferlerinin arttığını personel sayısının önceki yıllara göre artmasına rağmen giderlerinin azaldığını, aslan payını yine sermayenin, rantiyenin, faiz lobisinin aldığını, bu bütçenin yandaş için hazırlanmış klasik bir AK Parti bütçesi olduğunu görüyoruz. Hükümet önceki yıllarda olduğu gibi 2024 bütçesinde de memura ve çalışana refah değil, sefalet yaşatacaktır. Dolayısıyla Cumhuriyetimizin 2’nci yüzyılına emekçiler daha yoksul olarak girecek. Sömürülmeye devam edecek. Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’in açıkladığı en son rakamlara göre bugün açlık sınırı 15 bin 420 lira, yoksulluk sınırı ise 43 bin 859 lira olmuştur. Sadece vergi ve harçlar yüzde 58,46 oranında artacakken, memur ve emeklinin gıda, ulaşım, barınma, beslenme giderleri ve satın alma gücü 2024 yılında da azalmaya devam edecekken memur ve emekliye yüzde 25 zam verilmesini kabul etmiyoruz” ifadesini kullandı.
İktidardan taleplerini sıralayan Hamzaçebi şunları söyledi:
“Liyakatın, aklın ve bilimin esas alındığı planlı üretim ekonomisine geçilmeli, milli tarım, sanayi ve enerji politikaları oluşturulmalı. Elektrik, doğalgaz, köprüler, tüneller, otoyollar, eğitim ve hastaneler kamulaştırılmalı. Toplu sözleşme masası yeniden kurulmalı, En düşük memur maaşı yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalı, enflasyon farkları ÜFE’ye göre aylık ödenmelidir. Vergi dilimi matrahı artırılarak oran yüzde 10’da sabitlenmeli. 8 bin 77 lira olarak verilen seyyanen zam olmak üzere bütün ek ödeme ve tazminatlar emekli keseneğine sayılmalı ve bu zam emeklilere de verilmelidir. 666 sayılı KHK ile kesilen ikramiye ve havuz paralarımız geriye doğru birikimli olarak tekrar ödenmeli. Öncelikle işe geliş gidişler ücretsiz servis hizmeti ile sağlanmalı, sağlanamayanlara yol ücreti merkez taşra ayrımı yapılmadan herkese ödenmelidir. Yemek hizmeti ücretsiz olmalı. Dışarıda yoklama, icra, keşif gibi görev yapan memurlara da yemek bedeli nakden ödenmelidir. Büyükşehirlerde görev yapanlara büyükşehir farkı verilmeli. Kamu çalışanları için lojman, kreş ve sosyal tesisler sağlanmalıdır. Memurun barınma sorunu artarak devam ediyor. Seçim öncesi söz verilen kira desteği derhal verilmelidir. Yine seçim öncesi söz verilen mülakatlar kaldırılmalıdır. 3600 Ek Gösterge başta kamuda görev yapan tüm çalışanlara verilmeli. Ortaöğretim mezunlarının da ek göstergesi 2200 yapılmalıdır”
Hamzaçebi son olarak kemer sıkmayı reddettiklerini söyleyerek, “Başta AKP hükümetinin ‘Memurlardan Sorumlu Genel Müdürü Ali Yalçın’ olmak üzere üç, beş yerden ballı kaymaklı maaş alıp kemer gevşetenlerin yanında memur ve emekliler bu vergi, uydurulmuş enflasyon oranları ve bütçe ile kemer sıkmaya devam edecek. Yandaş ve sermaye odaklı bu bütçeyi ve TÜİK’in açıkladığı gerçek olmayan enflasyon rakamlarını kemerlerimizi çıkarıp atarak protesto ediyoruz” dedi.