Mehmetçiğin kanı Türkün vatanı

Kuzey Irak Pençe Kilit Harekât bölgesinden şehitler gelmeye başladı. Aralık ayında 12 Mehmet’imiz, Ocak ayının ilk haftasında da 9 vatan evladını şehit verdik.
Kuzey Irak bölgesi ve gerekse Suriye’nin Kuzeyinde TSK uzun süredir üstünlük sağlanmış ve kontrolü elimize almıştık. Şimdi ne değişti de şehit haberleri bağrımızı yakmaya başladı.
Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyini de içine alan Türkiye’nin doğu ve güneydoğu bölgesini de kapsayacak terör devleti kurmak isteyen hainler, ABD ve AB ülkelerinin desteği ile yeni bir hamle yaptılar. ABD Türkiye ile adı konmamış savaşın içinde. Teröristlere binlerce tır silah ve askeri malzeme, teröristleri eğitmek, mali açıdan güçlü olmaları için işgal ettikleri Suriye’nin petrolünden pay vermek gibi bir düşmanlık yapıyorlar.
Bu gelişmeler olurken her zaman teröristlerin yanında olan İsrail de Filistin’de Hamas’la savaş başlattı. Gazzeyi taş üzerinde taş koymayacak şekilde bombalıyorlar. Türkiye’de bu zalimliğe bölge Arap ülkelerinden çok fazla tepki gösteriyor.
Kısaca Türkiye bölgede istenileni almak düşüncesinde olanlarca sıkıştırılıyor. Bu gelişmelere CHP, DEM ve o çizgide olanlar dışında tepki yüksek seviyede. Türk insanı da hassas noktalarının kaşınmasından dolayı gergin.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, şehit haberlerinden sonra yaptığı açıklamada bir nevi devletin çizgisini ortaya koyuyor. Bahçeli açıklamasında: “PKK/YPG/PYD ile emel, eylem ve hedef ortaklığı yapan siyasi ve sivil toplum kuruluşu maskeli odaklar, bunun yanı sıra ülkemiz üzerinde hesap yapan bölge devletleriyle emperyalist ülkeler, bunların mücavir bölgelerimizde at koşturan ajanları alenen Türkiye’ye silah çekmekte, milli varlığımızla milli güvenliğimize husumet saçmaktadır. Yüreklerimize ateş düşüren canilerin barındığı, sığındığı, saklandığı, silahlandığı, eğitildiği, araziye sürüldüğü her yer açık ve meşru hedeftir.” Diyor ve şöyle devam ediyor. “ Irak ve Suriye’nin kuzeyinde terör devleti kurmak için faal halde bulunanlara müsaade edilmeyecektir. Bu uğurda her şey göze alınmıştır. Hangi ülke karşımıza çıkarsa çıksın aynı kararlı muamele onlara da gösterilmelidir.” Diyor.
Bu olaylarda adı geçen ülkelerin bu işlerde parmağı vardır. Bu parmaklar son zamanlarda öyle azıttılar ki “Eceli gelen” misali fütursuzluklarını aleni Filistin’de, Doğu Akdeniz’de, Yunanistan ve adalarda, Kıbrıs’ta, İran’da, Türkiye’de, Yemen’de, Ukrayna’da vs. gibi çok yerde zorbalık yapıyorlar.
Türkiye bir süredir farkında olmadığı veya farkında olmaz görüntüsü verdiği olaylara karşı çıkabilmek için artık yeni kararlar ve uygulamalar başlatmalıdır. Önce vergi adaleti ile başlayıp, içerdeki tehlikeli hal alan kutuplaşmayı bitirerek ve iç, dış ticarette hamleler yaparak, görünen görünmeyen menfaat şebekelerinin yemini keserek, ordunun günün koşullarına uygun güçlü olmasını sağlayıp, sınır güvenliğini sağlayarak işe başlayabilir.
Not: Yazı başlığı konusunda açıklama yapmak isterim. Mehmetçiğin kanı derken sıvasız, yıkılmak üzere olan evlerin çocuklarını kastetmiyorum. Bu ülkenin nimetlerinden çok fazla nemalanan, sıvası dökülen evlere şehitlik haberi haricinde duygusuzca bakanlarında içinde olduğu adaletli bir ortam diyorum.