Devlet idaresinde devleti meydana getiren milletin milliyetçiliğini geride tutmanın sağlıklı sonuçlar getirmediği tarihin sayfalarında mevcuttur.
Bu fikre karşı çıkanlar olabilir, olacaktır da ama ne kadar karşı tezde ileri sürülse bu gerçeğin üzeri örtülemez. Milli duygu ve akılla yönetilmeyen toplumların gideceği yol ve alacağı mesafe hür ve tam bağımsızlık sonucuna götürmez.
Milliyetçilik milletin çimentosudur, devletinde yüreği, bileği ve atılım gücü ve ateşleme mekanizmasıdır.
Milletler milli düşündüğü ve milli menfaatlerini milliyetçilik düşüncesiyle sonuca erdirmek istediğinde başarı grafiği her zaman ağır basmış, girdiği mücadeleden başarı ile çıkılmıştır.
Milletler bu duygu ve düşünceyi özümseyerek yoluna yürüdüğünde tarih sahnesinde başarılı olmuşlar ve ömürleri de bir o kadar uzun olmuştur. Tarih sahnesinde hala yaşamını devam ettiren milletler bu duygu ve inançlarına süreklilik kazandırdığı için varlar.
Türklerde genelde bu duygu ve düşünce içinde oldukları için beş bin yıldır yaşamları devam etmiş halada etmektedir.
Türkler bu çizgide hata yapmadılar mı? Pek çok defa hatalar yaptılar, devletleri yıkıldı. Türklerin yeni devlet kurmada başarıları olduğu için bunun zorluklarını tarih yolculuğundan silinerek çekmediler.
Son Türk devletlerinden Osmanlı Devleti de milli düşündüğü, milliyetçiliği devlet felsefesi yaptığı dönemlerde dünyanın en büyük devleti olurken, milli düşünce ve milliyetçi bakış açısını yitirdikleri veya zayıflattıkları zamanda çok önemli sıkıntılar yaşamışlardır.
Osmanlının son dönemlerinde yöneten idarecilerin çoğunluğa yakını Türk olmayanlardır. Bunların içinde Arap, Fars, Ermeni, Rumların oranı çok çok yukardadır. Dili bile Osmanlıca gibi Arapça ve Farsçanın çoğunlukta olduğu kelimelerle dolmuş ve kullanılmıştır. Ermenice, Rumca gibi kelimelerin dilimizde azımsanmayacak kadar ağırlıkları oluşmuştur. Asırlarca Türk’ün emniyet ve adaleti içinde yaşamış topluluklar bile Osmanlı yönetenlerinin hataları nedeniyle Türk topraklarında hak iddia edebilmişlerdir.
Onun zamanında bir karış bile toprak kaybedilmedi denen Sultan Abdülhamid zamanında çok büyük toprak kaybı yaşanmıştır.
Osman Bey devleti kurarken, Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, 46 yıllık saltanın da Osmanlı Türk Devletini en geniş sınırlara eriştiren Kanuni Sultan Süleyman dönemi Türk düşünce ve töresinin önem verildiği dönemlerdir.
Kısaca Milli düşünmeyen devlet olamaz. Farklı etkenler nedeniyle olsa bile uzun soluklu olmaz. 1. Dünya Savaşından sonra Kurtuluş Savaşı vermiş Gazi Mustafa Kemal’in zamanında, zorluklar içinde iken bile sıfırdan kurulmuş ve Osmanlının borçlarını da üzerine almış bir Türkiye ile savaşsız dönemlerde ki Türkiye göz önüne getirilirse yazının ana belgesi bulunur.
Her zaman milli düşünen, akli milliyetçiliği öne alan yönetim ve devlet olmak dileği ile…