Narin davası bitmiş değil

Kimse kendini kandırmasın, bu dava bitmedi. Cinayeti üstlenen olmadı, somut bir delil bulunamadı. Şu an abi, anne ve amca ağırlaştırılmış müebbet hapis almış olabilirler ama üst mahkeme bu kararı onaylayana kadar bu dava bitmiş sayılmaz. Hukukta ‘Bağlı yetki’ denilen bir kavram vardır. Hakimlerin elbette karar yetkisi bulunur ama bu yetki kanunla hudutları çizilen koşullara bağlıdır. Kanun der ki ‘Şüpheden mazlum değil, sanık yararlanır. Somut delil veya sanığın itirafı yoksa ceza verilemez.’Bu cinayette ELEKTRONİK sistemler bize katili ve örtbas edenleri açıkça söyledi. HTS kayıtları dedi ki; ‘Çocuk kaybolduğunda abi ve anne evdeydiler. Sonra amca eve geldi, evden çıkıp Nevzat Bahtiyar ile buluştu.’ Ama bunlar ne yazık ki bir cinayetin somut delilleri değildir. Amca savunmasında ‘HTS kayıtları yanlıştır, kabul etmiyorum.’ dedi gözümüze baka baka. Bazıları kararın üst mahkemede bozulmayacağını yazıyor. Onlardaki bilgi eksikliği şu; eğer Narin’in evine sağ girdiği bir şekilde ispatlansaydı, yani bir kamera kaydı, çocuğun evine girdiğini gören ve birbiriyle tutarlı ifadeler veren birkaç görgü şahidi olsaydı o zaman HTS kayıtları değerli olur ve şu an verilen karar yüksek mahkemeden dönmeyebilirdi. Ama çocuğun evine sağ girdiğini gören yok, ya da gördüğünü söyleyen yok. Ailenin savunması da bu yönde zaten. ‘Eve hiç gelmedi’ diyorlar, biz de aksini ispat edemiyoruz. Haftalar önce çoğumuz mahkemenin aileye müebbet hapis cezası vereceğini yazmıştık zira abi-anne-amca üçlüsü hakkında çıkacak bir beraat kararı toplumda infial yaratacaktı. Katledilmiş 8 yaşındaki yavrunun hesabının sorulamadığı düşünülecekti. Şimdi cezalar yağdı, toplum rahatladı, herkes ‘ Adalet yerini buldu’ diye düşünmeye başladı. Oysa henüz hiçbir şey yerini bulmadı. Yüksek mahkeme, temyize gidecek sanıklara ret verirse ve ağırlaştırılmış müebbet cezalarını bozmazsa işte o zaman adalet yerini bulacak. Yüksek mahkemeye gidecek dosyada somut delil olmayacak.Davada karar açıklandı ama çocuğun neden öldürüldüğünü bilemiyoruz. Basit bir kardeş kavgası mı kontrolden çıktı, yoksa Narin evde bir şey gördüğü için mi öldürüldü, ‘omerta’ ilan etmiş aile bize söylemiyor. Enes’in kolundaki taptaze ısırık izinin, derenin altından çıkmış ve normalde 19 günde diş yapısının bozulmamış olması gereken yavrucaktan bir ağız yapısı alınamadığı için Narin’e mi ait olduğu ispat edilemedi. Delil yok, itiraf yoksa bağlı yetkiye göre suç yoktur maalesef. Bütün delilleri karartıldı. Ailenin whatsapp yazışmaları silinmiş, elde edilemiyor. Aile üyeleri birkaç seneye hapisten çıkacak. Amca köyüne, malının mülkünün başına dönecek. Abi Enes köydeki hayatına devam edecek. Etkilenecek tek şey varsa Yüksel Güran ile baba Arif Güran’ın evliliği olabilir. Babası Narin’e çok düşkünmüş, muhtemelen bu olayda anne, diğer kardeşin Narin’i öldürmesine engel olamamakla suçlanıyor babanın gözünde. Yüksek Güran Narin henüz bulunmamışken basın kameraları önünde yaptığı o başarılı şovun benzerini kocasına yapar da evliliğini kurtarır mı orasını bilemeyiz, zaten kadını Tavşantepe’de suçlayan yok. Acıma ve koruma duygusu hayatımızda nelerin önüne geçer? Nereye kadar anlamalı, nereden sonra suçlamalıyız? Savcı ‘Herkes suç ortağı!’ dedi. Olayların bütün özeti aslında bundan ibaret. 8 yaşında bir yavru katledildi, ne suçu olabilir ki? Kimse anlatmadı ne olduğunu. Onca adalet temsilcisine rağmen konuşmadılar. Birkaç profesyonel sorgu uzmanının akılcı soruları ile konuşturulacak bu insanlara gerçekten gizli dokunulmazlık mı uygulandı? Korundukları doğru muydu? Bu dava bitmedi, Narin’in katillerin gerçekten ceza almaları için adalet üyeleri; yılmadan uğraşınız.