Çekyalı tenisçi Barbora Krejcikova Wimbledon kadınlarda şampiyon oldu.
Gıpta ile izlediğim Çekyalı tenisçiye hayran olurken biz neden böyle şampiyonlar çıkaramıyoruz demeden edemedim.
Bizim gençler buralara layık değil mi?
Bu kadar mı yeteneksiz, basiretsiz ve işi bilmeyen bir toplumuz.
Ulu Önderimiz Türk toplumunun yetenekli, zeki ve çalışkan olduğuna bizi inandırdı.
Öyleysek neden başaramıyoruz, yanlış mı hatta hiç mi doğru adrese yönlendirilmiyoruz?
Öyle gibi görünüyor, aksi halde her alanda başarılı olmalıydık.
Arada bir şampiyonlarımızla gururlanıyor işte biz buyuz demeden de edemiyorum.
Gerçekten çok zeki, yetenekli ve çok çalışkan bir toplum olduğumuza inanıyorum.
Ama iş sadece bunla bitmediği gibi, ilgili bakanlıkların işlerini tam yapmadığını görüyorum.
Doğru zamanda doğru alana yönlendirilmeyen sporcunun başarması mümkün değil.
Kendi başlarına bırakılan sporcuların bir de doğru branşa yönlendirilseler neler olmaz ki…
Bilimsel yönlendirme diye boşuna demiyorum.
Eldeki değerleri doğru yönlendiremezsek kendilerini bulma şansları olmayacaktır.
Başarılı olmayı istiyor ama sonunu getiremiyoruz.
Yanlış başlangıç ve metotlarla yola devam ettiğimizin farkında bile değiliz.
Ve yanlışlar alışkanlık haline geldiği müddetçe başarılı olmak mümkün değil.
Hindistan, Pakistan, Sudi Arabistan’ı görmeliyiz…
Yirmi beş milyon genç nüfusu doğru yönlendiremediğimizi anlamalıyız.
Çekya, Hollanda, Belçika, İşviçre’nin genç nüfusu çok az ama her alanda şampiyonluklar kazanmaya devam ediyorlar.
Genç nüfusun çokluğu hevesine kapılıp nasıl olsa olur dememeliyiz.
Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlıkları bu işin sorumlularıdır.
Her türlü proje ve gezilere giderken bunları görmezler mi?
Öğrencilerin doğru zamanda doğru branşa yeteneklerine göre yönlendirilmeleri gerekir.
Bunun için Yunanistan, Bulgaristan’ın okullarımıza el atmasını mı bekliyoruz?
Temel sporlar ve herkesin bilmesi gereken yüzme ve cimnastiğin ilkokula inmesi,
Ortaokuldan itibaren yetenek, istek, zekâ seviyeleri ve fiziksel özelliklerine göre yönlendirilmeleri olmazsa olmazdır.
Bilimsel çalışma deyince kaçmayı, sorunları halı altına süpürmeyi, olması gerekenleri görmemeyi alışkanlık haline getirmeyelim.
Sonra da neden şampiyon çıkaramıyoruz diye hayıflanmayalım.