Psikolojinin yükselen disiplinlerinden biri olan Pozitif Psikoloji bu yıl yedinci kez uluslararası bir perspektifle Üsküdar Üniversitesi’nde masaya yatırıldı. 18-19 Nisan 2025 tarihlerinde gerçekleştirilen 7. Uluslararası Pozitif Psikoloji Kongresi, bu yıl “Nörobilim Temelli Pozitif Psikoloji” temasıyla alanın evrimsel yolculuğuna dikkat çekti. Kongre, yalnızca bireyin psikolojik iyi oluşuna değil; toplumun, kültürün ve uygarlığın iyileştirilmesine dair kapsamlı bir bakış sundu.
Kongrenin açılış konuşmasını yapan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, klasik pozitif psikoloji anlayışının zaman içinde bir dönüşüm geçirdiğini, artık “Pozitif Psikoloji 2.0” döneminin başladığını vurguladı. Tarhan, bu yeni yaklaşımın yalnızca olumlu duygulara odaklanmaktan öte, zorluklar, travmalar ve acılarla başa çıkmayı da içeren bir anlam inşası çabası olduğunu belirtti:“Pozitif Psikoloji 2.0, ‘Nasıl mutlu oluruz?’ sorusunun ötesine geçerek ‘Nasıl daha anlamlı ve dayanıklı bir yaşam süreriz?’ sorusunu öne çıkarıyor. Bu yeni yaklaşım, travmaları birer büyüme fırsatına dönüştürmeyi hedefliyor. Bu perspektif, aslında bizim Anadolu irfanı dediğimiz kadim kültürel değerlerin bilimsel bir temelle yeniden yorumlanmasıdır.”
NÖROBİLİMLE DESTEKLENEN İYİLİK HALLERİKongrenin bu yılki teması, pozitif psikolojinin artık yalnızca duygusal ve bilişsel yönleriyle değil, aynı zamanda nörobiyolojik temelleriyle de ele alınabileceğini ortaya koydu. Prof. Dr. Tarhan, “Artık bilimsel kanıtlarla beynin pozitif psikoloji uygulamaları sayesinde daha sağlıklı işlediğini görüyoruz,” diyerek, beynin “varsayılan mod ağı” (Default Mode Network – DMN) ile pozitif psikolojik süreçlerin nasıl ilişkilendiğine dikkat çekti:“Klinik hipnoz, mindfulness ve anlam arayışı gibi süreçlerde aktif hale gelen DMN, kişinin yaşamı yorumlama ve konumlandırma çabasının nörolojik temelidir. Bu yapı, psikoterapide de doğrudan etkili bir şekilde kullanılabiliyor.”EĞİTİMDE ELEŞTİREL VE SORGULAYICI BİR POZİTİF PSİKOLOJİ YAKLAŞIMIÜsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör ise üniversitenin pozitif psikolojiyi yalnızca bir iyimserlik yaklaşımı olarak değil, aynı zamanda eleştirel düşünceyi de kapsayan akademik bir perspektifle ele aldığını ifade etti. Güngör, bu yaklaşımın öğrencilere yaşamla ilgili daha derin ve bütünsel bir farkındalık kazandırdığını söyledi:“Biz, pozitif psikolojiyi sorgulayıcı ve entelektüel bir disiplin olarak görüyoruz. Öğrencilerimizin dünyayı, yaşamı ve kendilerini daha derinlemesine anlamalarını istiyoruz. Dünya belli bir yöne gidiyor; fakat bu yolculukta sadece izleyici kalmak istemiyoruz. Katkı sunmak, yön vermek ve dönüştürmek için varız.”YENİ DÜNYA DÜZENİNDE BİREYİN YERİİnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak ise konuşmasında çağımızın uygarlık krizine dikkat çekti. Dijitalleşmenin bireyi yalnızlaştırdığı, hak ve hukukun geri planda kaldığı bir düzende yaşadığımızı ifade eden Kaynak, bu nedenle pozitif psikolojinin artık sadece bireysel değil, toplumsal bir sorumluluk alanı da taşıdığını vurguladı:
“Endüstri 4.0’ın gölgesinde, birey olmanın sınırlarının bulanıklaştığı bir çağdayız. Bu yeni çağda, yalnızca kendi iyiliğimizi değil, içinde bulunduğumuz toplumu ve uygarlığı da iyileştirme yükümlülüğümüz var. Pozitif psikoloji kongreleri bu arayışa ışık tutuyor.”ULUSLARARASI KATILIM VE ZENGİN İÇERİKKongre, dünyanın farklı noktalarından gelen akademisyen ve uzmanların katılımıyla iki gün boyunca yoğun bir programla sürdü. Hollandalı Klinik Psikolog Dr. Fredrike Bannink, “Pozitif Bilişsel Davranışçı Terapi” konulu sunumunda, pozitif psikolojinin terapötik tekniklere nasıl entegre edilebileceğini anlattı.Birbirinden farklı alanlarda düzenlenen konferans ve atölyelerde; travma sonrası gelişimden bilişsel esnekliğe, sanatsal tekniklerin terapötik kullanımlarından metafor kullanımına kadar çok sayıda güncel konu işlendi. Akademisyenler, uzman klinik psikologlar ve psikolojik danışmanlar; teori ile pratiği bir araya getirerek katılımcılara pozitif psikolojinin derinliklerine dair zengin içerikler sundular.NÖROBİLİMDEN SANATA, PSİKOLOJİDEN TEKNOLOJİYEKongrede dikkat çeken başlıklardan biri de Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ’ın “Pozitif Psikolojinin Nörobilimsel Temelleri: Yeterince Kanıt Var mı?” sunumu olurken, Prof. Dr. Sultan Tarlacı’nın vagus siniri üzerinden iyi oluşun fizyolojik temelini anlattığı “Vagus’un Mırıltısı” konferansı büyük ilgi gördü. Diğer yandan, yapay zekâ ve insan ilişkileri üzerine gerçekleştirilen “İnsan ve Makine Duygusal Etkileşimi” atölyesi de, pozitif psikolojinin dijital çağdaki yönelimlerini sorgulayan katılımcılardan tam not aldı.
POZİTİF DUYGULARLA AÇILAN KONGRE, ANLAMLA DERİNLEŞTİKongrenin açılış konserinde Öğr. Gör. Marius Mustafa Arabacı ve Piyanist Mehrshad Hashemi’nin performansları, pozitif duyguların sanatla nasıl tetiklenebileceğine dair etkileyici bir örnek sundu. Kongre, yalnızca akademik bir buluşma değil; anlamlı ve ilham verici bir etkileşim alanı yarattı.SONUÇ OLARAK…7.Uluslararası Pozitif Psikoloji Kongresi, klasik pozitif psikoloji anlayışını aşarak, travmalarla başa çıkmayı, anlam inşasını, nörobilimsel temelleri ve toplumsal dönüşümü birleştiren çok katmanlı bir vizyon ortaya koydu. Pozitif Psikoloji 2.0, bireyin kendine soracağı soruyu değiştiriyor: “Nasıl mutlu olurum?” değil, “Nasıl anlamlı yaşarım?” Ve bu anlam arayışında, Üsküdar Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen kongre, bilimsel, kültürel ve etik değerleri bir araya getirerek geleceğin psikolojik iyilik haritasına güçlü bir katkı sundu.
