“Organize kötülük” ve göz göre göre çürüme

Daha önceleri sosyal medyada ve dünde haberlerde karşılaştım. Başkentimiz Ankara’nın çeşitli yerlerinde hizmet veren yürüyen merdivenlere yapılan sabotajlarının görüntüleriyle. Yanlışlıkla veya bir defasına meraktan doğan bir eylem değil yapılan. Bilerek isteyerek yapılan bir eylem.Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş görüntüleri de paylaştı. Üzülmemek elde değil. Bu memlekette yaşayıp, bu toprakların ekmeğinden suyundan faydalanacaksın, sonrada bu memleketin değerlerine zarar vereceksin.Normal karşılanabilir bir şey değil. İşin ilginç taraflarından biri de, o kişiler bu eylemi gerçekleştirirken kalabalık içinde olmaları ve hiç tepki görmemeleri. Bunu sosyal belediyecilik alanında çığır açan Mansur Yavaş’a zarar vermeyi düşünerek yapılıyorsa o da kabul edilemeyecek bir davranış biçimidir. Bunlarla çalışma engellenmez. Ondan daha iyi şeyler yapabileceğini ortaya koymak ve halkı buna inandırmakla olur.Ben bu işin bir başka boyutunu da kısaca okuyucularımla paylaşmak isterim. Bu eylem bilinçli veya bilinçsiz yapılmış olsa bile büyük bir yaramız daha ortaya çıkıyor. Türkiye, Türk insanı, Türk gençliği devşiriliyor. Beyni işgal ediliyor.Önceleri çocukların ve gençlerin beyinleri çocuk oyunları ile işgal edilmeye başlanmıştı. Türkiye İstatistik Kurumu 2021 yılında yaptığı araştırmada 6-15 yaş arası çocukların yüzde 94,7’sinin hemen hemen her gün veya haftada en az bir defa dijital oyun oynadıkları tespitini yapmıştı. “2023’teki We are Social Dijital Raporuna” göre Türk halkı gününün 7 saat 24 dakikasını internette geçirdiği raporlanmıştı. Yine bu rapora göre Türk çocuklarının “yüzde 50,1’inin aile ve arkadaşlarıyla sosyal medya üzerinden iletişim kurdukları” raporlanmıştı.Dünyada ve Türkiye’de bu internet ulaşımının hız kazanması, çocuklarımızın kontrolsüz şekilde buralarda dolaşması onlarda huzursuzluk ve saldırganlık duygularının yükselmesine sebep oldu. Aynı araştırmaya göre “2011 yılında Norveç’te 77 kişiyi öldüren Breivik adlı kişi mahkemede ki ifadesinde 16 saat şiddet içerikli “Wolrd of Norcraft” adlı oyunu oynadığını söylemişti.Bu kadar olumsuzluklar içinde olan ve bilinçsiz ve ilgisiz ailede yetişen genç kuşağın, üretmeden yaşamak, sosyal medyadan beslenerek ilgi çekmek veya yönlendirilerek olumsuz davranışlara bulunmak gibi bir durumu ortaya çıkıyor.Ülkelerin işgali önceden silahlı güç vasıtasıyla olurdu. Daha sonraları bu işgalin yerini ekonomik ve kültürel işgal aldı. Artık bunlar da geride bırakılarak onun yerine dijital işgal dönemi başladı. Dijital işgal döneminde genç nesle sahip olabilecek ülke yönetimi, çocuklarına doğru yolu gösterecek milli eğitim ve bilinçli aile olursa nesil kaybedilmez. Eğer aile, okul ve ülke yönetenlerin politikası bilinçsiz, sadece karşısındakini alt ederek başarılı olmak olursa sonucun da karanlık olacağı ortadadır. Ankara BB Başkanının ortaya koyduğu aslında ilgilileri uyarmak için bir çığlıktır. Bu çığlığa partizanlık duygusu taşımadan cevap verilmelidir.